bildirgec.org

pink floyd hakkında tüm yazılar

Syd Barrett hayatını kaybetti :(

buddhala | 11 July 2006 20:10

Pink Floyd kurucularından Syd Barrett grubun basın sözcüsü tarafından yapılan açıklamaya gore hayatını kaybetti. Son yıllarında münzevi bir hayat yaşamayı tercih eden Barrett’ın Salı günü 60 yaşındayken öldüğü açıklandı.

Resmi açıklama yapılana kadar ismini vermeyeceğini açıklayan basın sözcüsü, sebebini açıklamadığı ölümün aslında bir kaç gün önce gerçekleştiğini söyledi. Guardian’da yapılan açıklamaya gore ise Syd Barrett Cuma günü öldü.

İstanbul’dan Roger Waters geçti..

nihilanth | 21 June 2006 14:30

Dün gece İstanbul Kuruçeşme Arena‘da olanlar unutulmaz saatler yaşadılar. Uzun süredir Pink Floyd ve Roger Waters hayranlarının beklediği konser geldi, Waters 17000 kişiye büyülü saatler yaşattı. Giden hiç kimse bu konserin her hangi bir konser olduğunu söyleyemiyordu. “Bundan sonra konsere gitmesem yeri..” diyordu hatta bazıları. İstanbul İstanbul olalı böyle konser görmedi çünkü.. Gerek Waters’ın performansından, gerek organizasyonun başarısından, gerek seyircilerin çoşkusundan, gerek İstanbul’dan, boğazdan esen rüzgardan oluşan harika atmosfer insanların böyle düşünmesine sebep oldu. İnsanların verdiği paraya sonuna kadar değdi..

dark side of the moon ve the wizard of oz gizemi

nihilanth | 18 June 2006 10:01

Pink Floyd severler, sinema severler veyahut az çok bu tip enteresan şeylere ilgi duyanlar, bilirler. Okumuş, karşılaşmışlardır. Pink Floyd’un “Dark Side of The Moon” adlı albümü ile 1939 yapımı “The Wizard of Oz” filminin garip bir ilişkisi var. Söylentilere göre ‘Dark Side of the Moon’, Wizard of Oz filmine soundtrack olarak bilerek hazırlanmıştı lakin şu ana kadar bu konuda Pink Floyd’dan her hangi bir açıklama gelmedi ve diğer müzisyenler de bunu saçma buldu. Ne olursa olsun, bilerek hazırlanmış veyahut tesadüf eseri olsun, böyle bir güzelliğin, böyle bir uyumun var olması bile insanı mutlu ediyor. Sözlükten nasıl senkron yapılacağı konusunda bilgi alınabilir. Olmadı paylaşım programlarında ‘The Dark Side of Oz’ adıyla bulunan senkronlanmış halini izleyebilirsiniz. Ben kendim film ile albümü aynı anda başlatıp, filmin sesini kısıp (aslanın son kükremesinde başlattım albümü) albüm bitene kadar izledim. Gerçekten farklı bir tat aldım albümden de, filmden de..

bunu neden yazdım bilmiyorum,yazdım işte…

natalie anne makker | 09 February 2006 23:08

Sabah işe giderken,yol kenarında karların üzerine yatırılmış zavallı bir adam gördüm dudagının kenarı köpükler..ah..Zavallı.Gözlerinde gördüğümü anlatmakta çektiğim güçlüğü şimdiye dek hiçbir duygumu anlatırken çekmedim.Yardım edin der gibi ama etseniz de faydasız der gibi.Ya deli misiniz üşüyorum,dondum kaldırın beni burdan der gibi ama kaldırmayın ne olur ne olmaz belki yine düşerim der gibi.Ailemi arayın eşimi çocuğumu der gibi ama kimsem yok ki der gibi…Etrafında bir kaç tane duyarlı görünmeye çalışan insan,ama hepsi hayat mücadelesinde başarı yolunda işine geç kalan,sevgilisine geç kalan,yattıgı yere bakan ve GEÇEN,hele birisi tanrım (biliyorum kaba bi tabir olacak afedersiniz) öküzü yarattın bu adamı niye yarattın dedirtecek cinsten.Kafasında çizgili bir bere ama sadece kelini kapatıyor,kulakları çelikten sanki,evet bi koruma söz konusu ama korunası tek zaafı kelliği.Elinde tesbih,yüzünde adama bak be iki seksen yatıyo der gibi aptalca bi gülümseme.Ağzında bir sakız ki bunu anlatmak için de yine kaba bi tabir kullanılabiliyor ben es geçmeyi tercih ettim.(Bir de almancaya kaba dil deriz).Aslında çok klasik bir düşünce tarzıdır ama ben de normal yurdum insanı değil miyim?Düşündüm ki;orda yatan onun babası olsaydı bu alaycı gülümsemeyi takınabilir miydi aptal simasına?Neyse otobüsteydim,insem dedim,kaldırsam yerden onu,ne biliyim sıcak bi yere mi götürmeli?Ya da bi ambulans mı çağırmalı,iyi de bunu ordaki bi kaç insan düşünmemiş midir?İlla ki düşünülmüştür.Peki ya parası yoksa,ya hastaneye gitmek istemedi ise bu yüzden ve orda ıslanıp,üşüyüp,sonra kendine geldiğinde evine gitmeyi düşünüyorsa.Kapıdan girecek muhtemelen onu bu kadar erken beklemiyor olacak ev halkı,önemli bi şi olmasa sabahın o saatinde sokaklarda gezmezdi değil mi?Anlatacak başına gelenleri,bu ilk değildi ve güzel şans son da olmadı diye düşünecekler.Falannnn filannn.Dur dedim Ece dur,inme devam et yoluna.Başında bekleyenlerin en azından bir tanesi İNSANdır.

myst iv’de tanıdık gelen bir şarkı

kylistar | 29 March 2005 02:36

myst iv: revelation’da son age serenia’daki dream world’e ilk girişte pink floyd’u anımsatan bir şarkı çalıyor, bileniniz var mı kimindir neyin nesidir?