Vazgeçmeyi bilmiyor musun sen? diye azarlarken beni vazgeç dediğinde nelerden vazgeçmek zorunda kalacağımı bilmiyor gibiydi.

Kırgın gözlerle baktım yüzüne. Sesimin çıktığı kadar bağırmaya başladım. Nefes almaktan vazgeç, su içmekten vazgeç, yaşamaktan vazgeç demekten ne farkı var senin bu söylediğinin?

Artık telefonumun çalmasını beklemeyecektim mesela, ya da arayamayacaktım rehberden yalnızca bakacaktım numarasına. Belki özel numaradan çaldırıp sesini dinleyecektim. Ama merhaba diyemeyecektim normal bir ses tonuyla.