Akademi Ödülleri 84. defa verildi. Tüm ihtişamı ve keyifli görüntüleriyle sona eren bir Oscar gecesinden zaferle ayrılan film, The Artist oldu. Tüm sonuçları burada bulabilirsiniz.
oscar ödülleri hakkında tüm yazılar
OSCAR
hiaxy1 | 07 March 2010 11:57
Her yıl “oscar goes to” denilerek sahibini bulan ödüle neden oscar denildiği bilinmiyor.Bunun için iki iddia var ilkine göre akademinin o zamanki sekreteri heykelciği amcası oscar’a benzeterek bu ismi koymuş diğer iddiaya göre ise iki kez oscar alan betty davis heykelciğe ilk kocası olan oscar neelson’a gönderme olsun die oscar diormuş.ve böylece dilde dile dolaşarak heykelciğin adı oscar oluyormuş.Oscar heykelciğinin boyu 34 cm,ağırlığı ise 3kg 850 gram.Törende dağıtılan 40 heykel her yıl chicago da üretiliyor.Eğer aralarında kalite standartlarına uymayan olursa heykel ikiye bölünüp eritiliyor.
24 ayar altınla kaplı olan heykelin maddi değeri yüksek değildir.Oscar ödülünü alanlar heykelciği satamıyor.eğer bir sebebten ondan kurtulmak isteyenler akademi geri alıyor ve karşılığında 1 dolar geri ödeme yapıyor.
Oscar ödülünde büyük beş rekoru en öneml irekordur.5 önemi dal olan en iyi film,en iyi yönetmen,en iyi erkek oyuncu,en iyi kadın oyuncu ve en iyi seneryo ödülünün hepsini birden alanlar bu rekoru kırmış oluyorlar.Büyük beş rekorunu şimdiye kadar 3 film kırabilmiş.ilki 1934 yapımı bir film olan “bir gecede oldu” adlı filmdie.siyah-beyaz bir filmdir,nostalji sevenler için iyi bir seçenek.ikincisi 1975 yapımı bir film olan “guguk kuşu” adlı filmdir.güzel bir filmdir.psikolojik film kavramıyla bire bir bağdaşan bir filmdir.ve sonuncusu ise “kuzuların sessizliği” adlı korku-gerilim filmidir.
scar ödüllerinin gerçek adı akademi ödülleridir.halk arasında biz hep oscar ödülleri olarak biliriz.düzenleyicisi ise 1927 yılında kurulan film sanatları ve bilimleri akademisi dir.6 bin civarında üyesi vardır.üye olmak için oyunculuk,sanat yönetmenliği,yapımcılık,makyaj uzmanlığı, gibi alanlarda belli kariyere sahip olmak ve üyelik için davet edilmek gerekiyor.Akademi üyüleri oscar ödülleri için yılda 2 kez oylama yapıyorlar ilkinde adaylar belirlenirken 6 hafta sonrasınd a ise kazananlar belirleniyor.en iyi film için bütün üyeler oy verirken yarışmanın diğer ödülleri için ise o alanda uzman olanlar oy kullanabilior.
Akademi ödülleri her yıl 25 dalda veriliyor.bunlardan büyük beş ödülünün dışından bazıları: en iyi uyarlama seneryo,en iyi yardımcı erkek oyuncu,en iyi yardımcı kadın oyuncu,ödülleri vardır.1947 yılından sonra abd dışında yapılan filmlere ise en iyi yabancı film ödülü veriliyor.bu durum da amerikanın bizleri içten yada beyinden vurulmuş hissi uyandırmaya yetiyor ve artıyor bile…
“Güneşi Gördüm” Oscar adayı olamadı
queennothing | 22 January 2010 09:51
7 Mart 2010 tarihinde 82. kez düzenlenecek olan Oscar Ödülleri‘nde ‘En İyi Yabancı Film’ kategorisi altında büyük elemeler yapıldı ve geriye 9 film kaldı. Ülkemizden de aday adayı olan “Güneşi Gördüm”, maalesef listeye giremedi. Eleme sonucunda listeye giren 9 film, bir elemeden daha geçecek ve geriye sadece 5 gerçek aday kalacak. Adaylar Şubat ayı itibariyle açıklanacak.
İşte sözü edilen 9 film;
- Usta yönetmen Michael Haneke‘nin Altın Küre Ödüllü “Das Weisse Band – Eine deutsche Kindergeschichte” adlı yapımı.
- Kazak sinemacı Ermek Tursunov‘un ilk sinema deneyimi olan Kazakistan çıkışlı “Kelin“.
Güncel Haberler
queennothing | 02 December 2009 12:31
Her yeniliği ayrı bir bildiri içerisinde incelemektense, hepsini aynı çatı altında toplamak daha derli toplu ve okunaklı görünüyor.
İlk haberimiz, yaklaşan 2009 Oscar Ödül Töreni’nden. Henüz Oscar adayları açıklanmadı, ama ‘En İyi Film’ kategorisinde artık 5 değil, 10 filmin yarışacağı daha önce bildirilmişti. Geçtiğimiz günlerde jüri üyeleri, Oscar’a bu sene 5 adet animasyon yapımın aday olacağını (daha önceden üçtü) ve aday olması muhtemel 20 filmi açıkladı. “Up“, “9“, “Coraline“, “Fantastic Mr. Fox” gibi yapımların aday adayları listesinde yer alması kimseyi şaşırtmamıştır.
Gecenin sunucularını da açıklayan jüri üyelerinin açıkladığı diğer iki önemli şey ise, ‘En İyi Kısa Animasyon’ aday adayları ve “Capitalism: A Love Story” bulunmadığı için oldukça tepki alan “En İyi Belgesel” aday adayları. Bu arada, kısa animasyonlardan hakkında çok konuşulan “The Cat Piano“yu buradan izleyebilirsiniz.
“The Chronicles of Narnia: Prince Caspian“ın devamı olan “The Chronicles of Narnia: The Voyage of the Dawn Treader“dan ilk ekran görüntüleri yayınlandı. Film 2010’da vizyona girecek.
82. Oscar Ödül Töreni Sunucuları Açıklandı
queennothing | 05 November 2009 09:56
7 Mart 2010 akşamında 82.si düzenlenecek olan Oscar Ödül Töreni, bir süre önce açıklanan duyuruya göre ‘En İyi Film’ kategorisine 10 filmi alacak. Daha önce 5 filmden oluşan kategori, filmlerin çokluğuyla orantılı olarak genişletilmiş.
Bunun dışında, 2009 törenini müzikal bir havada sunan Hugh Jackman, törene bu sene sunuculuk yapmayacağını açıkladı.
Mart akşamı gerçekleşecek olan tören için Ben Stiller ve Robert Downey Jr. da düşünülmüştü elbet ama yönetmelik, bu sene eskilerden iki isimde karar kıldı; Alec Baldwin ve Steve Martin.
Komedi filmlerinin usta isimlerinden Martin, daha önce Oscar adayı olmazken, Baldwin, 2003 çıkışlı “The Cooler” adlı yapımla ‘En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu’ dalında aday oldu.
Dünden Bugüne Oscar Ödül Töreni Sunucuları
queennothing | 29 October 2009 09:31
Oscar Ödül Töreni, her sene düzenli olarak ve tamamen sinema üzerine gerçekleşen ödül törenidir. Her sene jürinin seçtiği yönetmene, oyunculara ve film yapımında emeği geçen sinema sanatçılarına (sanat yönetmeni, görsel efektler, film müziği vs.) layık görülen Oscar Heykeli, akşam başlayıp sabah saatlerine kadar süren özel bir gecede sahiplerine veriliyor.
1929 senesinden bugüne tam 81 senedir gerçekleşen törenin sunucuları da, en az ödül sahipleri kadar özel seçiliyor.
1929 senesinde ilk defa gerçekleşecek olan organizasyon, alkol ve yemekli olarak ayarlandı. 1927 ve 1928 filmleri arasından seçim yapıldı.
İlk Oscar Gecesi’nin iki sunucusu vardı; Douglas Fairbanks (12 Aralık 1939’da kalp krizine yenikdüştü) ve senarist / yönetmen William C. De Mille (8 Mart 1955’te hayatını kaybetti)
Cronenberg’ten bir şiddet sorgulaması : A History of Violence (Şiddetin Tarihçesi)
gorcun | 28 April 2009 14:36
History of Violence
A History of Violence (Şiddetin Tarihçesi) , David Cronenberg‘in 2005 yapımı filminin ismi. John Wagner ve Vince Locke’un çizgi roman hikayesinden uyarlanan film başarılı bir uyarlamadır. Sakin ve mütevazı bir hayat yaşayan Tom Stall’un hayatı (Viggo Mortensen) bir gün, çalıştığı restorana tehlikeli ve silahlı adamların gelmesiyle değişir. Adamları etkisiz hale getirip adını medyaya duyuran Stall bu durumdan memnun olmayacaktır.
Adının duyulmasından sonra çalıştığı yere mafya görünümlü daha tehlikeli adamların gelmesiyle Tom’un karısı rolündeki güzel oyuncu Maria Bello(Edie Stall rolünde)tanıdığı kocasının aslında tanıdığı kişi olmadığından şüphelenmeye başlar.
Yılın en kötüleri seçiliyor: Altın Ahududu Ödülleri
queennothing | 24 January 2009 11:40
1980 yılından beri Oscar Ödül Töreni‘nden 1 gün önce gerçekleşen bir ödül töreni vardır: “Altın Ahududu Ödülleri“, yani “Golden Raspberry Awards“.
Jüri üyelerince Hollywood’un ‘en kötü’ filmleri, yönetmen ve oyuncularının seçildiği tören, bu yıl da 21 Şubat‘ta; Oscar Ödül Töreni’nden 1 gün önce gerçekleşecek.
“Meet the Spartans”, “Disaster Movie”, “The Hottie and the Nottie”, “The Happening”, “Love Guru”, “88 Minutes” gibi filmlerin aday gösterildiği ödül töreni, 10 farklı kategoriden oluşuyor.
Federico FELLINI : “Geçmiş Zamanın Dünya Çapındaki Yönetmeni”
| 25 December 2008 13:29
Federico Fellini(1920-1993) Rimini’de doğan İtalyan yönetmen; gençlik yıllarında çizgi roman ve karikatür çizerek hayatını kazandı. Senaryolarını 1939 yılında yazmaya başladı. 40’lı yıllarda Alberto Lattuada, Pietro Germi ve Roberto Rossellini ile birlikte çalışarak senaryolar yazmaya devam etti. “Lo Sceicco Bianco”(Beyaz Şeyh-1951) ve “I Vitelloni” (Aylaklar-1953) kendisine ait ilk uzun metrajlı filmlerdir.
La Strada (Sonsuz Sokaklar-1954): Egoist bir sirk artisti Zampano’nun (Anthony Quinn), kendisine köle gibi bağlanan yardımcı kızı (Giulietta Masina) satın alır. Başroldeki Masina aynı zamanda Fellini’nin karısıdır. Fellini’nin bu filmi, İtalyan Sol’u tarafından realiteden uzak olmakla suçlanır ve fazlasıyla eleştirildiği halde Fellini’nin dünya çapındaki ilk başarısı olur. Oscar ödüllü bu film aynı zamanda 50’ye yakın ödülle ödüllendirilmiştir.
Christopher Nolan ve Bir Kahramanın Gerçekliği
ashg | 14 August 2008 10:06
Chistopher Nolan, Hollywood’un belki de en iyi Avrupalı transferlerinden biri. Yönetmeni bu kadar özel bir sinemacı kılan özelliği ise, her kesin gün yüzüne çıkarmaya korktuğu eksik ve karanlık tarafın üzerine bile bile korkmadan gidişi.
Nolan iş başında
Nolan’ın tek bir sinema kariyeri var. Ama asıl başarısı izlediği çift şeritli bir yolun her iki şeridini de oldukça verimli kullanmasından geçiyor. Birinci şerit küçük kardeşi Jonathan Nolan ile imza attığı bağımsız filmlerin bulunduğu şerit. Diğer şerit ise büyük Hollywood stüdyolarında gerçekleştirilen büyük bütçeli dev yapımlar. “The Following” (Takip) on sene önce adı sanı duyulmamış yönetmenin ilk önemli çıkışı olarak kabul edilebilir. Nolan bu filmde ilk tematik dertlerinin de sinyallerini verdi. Filmin ana karakteri genç bir yazar (Jeremy Theobald) hem yaşadığı metropol yalnızlığı ile başa çıkmaya çalışıyor hem de karanlık yönünü gün yüzüne çıkarmaya çalışıyordu. Bu iki tema bir femme fatale ile tamamlanınca sürükleyici bir kara film ortaya çıkıyordu. Tamamı siyah beyaz olan bu bağımsız film İngiltere içindeki başarısını kısa bir süre Britanya sınırları dışına taşıdı. “The Following” Rotterdam film festivalinde Altın Kaplan ödülüne değer görüldü. Bu büyük başarıdan sonra dikkatleri üzerine çeken Nolan (Kardeşler) adlarını tüm dünyaya duyuran asıl proje üzerinde çalışmaktaydılar: “Memento”! Jonathon Nolan’ın kısa hikayesi “Memento Mori” den esinlenerek yazdıkları senaryo ile bir anlatı sanatı olan sinemaya yeni bir soluk getirdi. Zamanı esneten kurgu anlayışı, insan hafızasını farklı bir biçimde yorumlamaları, modern bir klasik olarak kabul edilen kült film “Memento”yu ortaya çıkardı. Nolan, “Memento” da ana karakteri Leonard’ın (Guy Pearce) hafızasını iki ayrı film “strip”e ayırıp birini filmin sonundan diğerini ise filmin başından başlatıyordu. Bu yenilikçi yaklaşım filmin ana motifi olan eksik-kırık zaman duygusunu ve “Memento”nun ana atmosferini başarılı bir şekilde perdeye taşıyordu. “Memento” Nolan Kardeşlere Oscar’da en iyi senaryo dalında adaylık getirdi. “Memento”yu ”Insomnia” izledi. Başrollerini Al Pacino ve Robin Williams paylaştığı ”Insomnia” Nolan’ın kariyeri için “yeni ilkler”in filmiydi. Yönetmen ilk defa Hollywood’un deneyimli isimlerini yönetiyor ve ilk defa bir yeniden yapım (re-make) gerçekleştiriyordu. 2005 yılına gelindiğinde genç yönetmene Hollywood’dan büyük bir teklif geldi: “Batman Begins” (Batman Başlıyor) Nolan, “Batman Begins”i karanlığın içinden tekrar doğurdu ve bu kez Christian Bale’in canlandırdığı Batman’in üzerine üzerine gitti. Batman’i yalnızca çizgi roman sayfalarından beyazperdeye geçen bir süper kahraman olarak yaklaşmadı. Karakterinin geçmişini kurcalayan Nolan, Batman’i derinleştirdi ve inandırcı bir karakter olmasını sağladı. “Batman Başlıyor” yerine filme başka bir başlık aransa bu başlık “Batman Nasıl Doğdu ?” olabilirdi. Batman’i “Batman” yapan sadece kara pelerini ve uzun kulaklı şapkası değildi. Neden yarasa figürünü seçmişti, Gotham’da neden geceler hep uzundu? Nolan birer birer bu soruları yanıtladı ve karşımıza Christian Bale’in de belirttiği gibi gülünç olmaktan kurtulmuş bir Batman’i karşımıza çıkardı.