Billy Hayes
Geceyarısı Ekspresi filmini hepimiz biliyoruz. Billy Hayes adlı uyuşturucu kaçakçısının, Türkiye’de yakalanması ve 5 yıl cezaevinde kalması, bu süre zarfında görmüş olduğunu söylediği kötü muameleyi anlatan kitabından uyarlanan Oliver Stone filmi. Bu film imaj ve itibar konusunda ülkemizin başına çok dertler açtı, bir çok rakip turizm ülkesi tarafından Türkiye’ye gitmenin ne derece tehlikeli olabileceğinin kanıtı olarak kullanıldı.
Bu günlerde bizim medyada Billy Hayes özür dilemiş, olay tamamen bir düzmeceymiş, Oliver Stone çok pişmanmış, her gece kahrından içiyormuş tarzında miş li muş lu haberler yer alıyor.
Ama şu yabancı kaynakta yer alan röpotaj haberde ise böyle bir yorum çıkarmak imkansız.
Adam “başımdan geçen her şey gerçektir, yalan olan ise bütün Türklerin canavarmış gibi gösterilmesi” tarzında açıklamalar yapıyor sadece.
Bizim medyamız ise nasıl olsa kimse dış dünyayı takip etmiyor diyerek film yalanmış adam özür dilemiş yalanlarıyla bizim gıdımızı okşuyor.
Bu olay biraz Ermeni meselesine benzemiyor mu? Ermenistan’ da küçücük çocuklar bile bütün hikayeyi ayrıntılarıyla bilirken biz nesiller boyu sadece Sözde Ermeni soykırımı lafıyla oyalanmadık mı? Bizim için Ermeni meselesi ABD başkanının soykırım deyip dememesiyle ilintili bir durum olarak kalmadı mı bu güne gelene kadar. Bir Ermeni ile tartışmaya kalksak onu yalanlayacak ne bilgimiz var ne de ilgimiz var bu konu ile ilgili. Ne olduğu belli olmayan fotoğrafları, el yazısı günlükleri adamlar belge diye müzelerinde sergiliyor. Hangi hakla? Bizim sessiz kalarak, ilgisiz kalarak onlara verdiğimiz hakla..
Bu konunun Milliyetçilikle falan ilgisi yok. Bu ülkede yaşayan her insan ülkesinin karalanmasına karşı çıkmalıdır. O yıllardaki savaş şartlarında bazı hatalar yapılmış olabilir, bir çok insan ölmüş vatanını kaybetmiş olabilir. Ama bu soykırım değildir, bu ölümlere sebep olan yetkililer cezalarını çekmişlerdir.
Geceyarısı Ekspresi kötü bir film, bizi kötülüyor, alnımıza kara bir leke sürüyor. Peki kaçımız izledik bu filmi? Aynı şekilde Ermeniler sokırım var diyor, bizi zor durumda bırakıyor. Peki ne istiyorlar? Ne diyorlar? “Amaaan yaptıysak yaptık desek ne olur canım” desek ne olur? Kaçımız biliyor?
Kafamızı kumdan çıkaralım artık, bu kum bize güzel rüyalar gösteriyor, olmadık düşler sunuyor.
