A.Can Türker’in, “kitap okumanın zararları” adlı kitabı, uzun süredir beynime tecavüz eden bir düşüncenin açığa çıkmasına vesile oldu.
Aydın (!) ya da aydın olmaya çalışan insanlar. Kitap okuma eylemini, okumuş olmak için gerçekleştirenler. Fikir tartışmalarında fikirleri tartışmayı beceremeyip, kişileri tartışmayı yeğleyenler. Oluşmamış düşüncelerin içinde çırpınırken, olmaya çalışanlara saldıranlar.

Bu tür insanlar, gerçek hayatta dile getiremedikleri düşünceleri yazarak haykırmayı yeğlerler. Yazmak onlar için ifade etmekten çok kendinden kaçma eylemine dönüşür. Eleştirmiş olmak için eleştirir, kelimelerin arkasına gizlenirler. Anlaşılamamak en büyük kozlarıdır. Afilli kelimeler sarf edip, yalın anlatımın kültür kanıtı olmadığını savunurlar. Anlama çabası içine giren insanları ” anlamadıysan yapabileceğim bir şey yok.” gibi cümlelerle geçiştirir, aslında anlaşılmak istemediklerini çünkü aslında kendilerinin de anlamadıklarını kanıtlarlar. “Aşağıda havalar nasıl?” duruşunu muhafaza etmeyi seçerler…