bildirgec.org

oğul hakkında tüm yazılar

SIRA 92 !…

koza 68 | 10 November 2006 14:54

Birleşmiş Milletler Kalkınma Proğramı ( UNDP) ; En yaşanılası ülkeler sırasında bizi 92. sıraya yerleştirmiş…
Geçen yıla göre iki basamak atlamışız…Ürpertici bir manzara ,mısır, zaire gibi ülkeleri geride bırakmışız !…

Vapurla , Kadıköy’den Eminönü’ne gidiyorum, martılar her zamanki yol arkadaşlarımız…Simit parçalarına balıklama dalıyorlar…
Arka kanepedeki konuşmalara kulak misafiri oluyorum…
“Ayakların buz kesti dimi oğlum ?.”
“Yok baba bugün hava iyi,üşümedim …”
“Baksana oğlum çorapların bile ıslanmış, ne yapsak bilmemki…”
“Boşver baba , iş bulunca hallolur zaten…üzülme sen!…”
Arkama hafifçe dönüp, göz ucuyla baba oğulu süzüyorum…Adam orta yaşlarda , çocuk ilkokul çağlarında…
Baba işsiz ; İçinde çaresizliği,kalleşliği,umudu,vahşeti barındıran koca kentte yapayanlız…
Çocuk ; Soğukkanlı,kedersiz görünmeye çalışıyor ama kadersiz…Neler yaşayacağı belirsiz,bilinmez !…
Birazdan vapurdan çıkıp,bir yerlere dağılacağız, aramızdaki “acı”ortaklığını içimizde bir yerlere gömüp kendi hayatımıza sarılacağız…
Evet 92.sırada olmak; Hayat damarlarımızın kocaman bir taş parçasıyla tıkanmasından başka ne olabilir ki?…
92. sırada olmak; Yaşanması gereken hayatlarımızın “çalınmış” olması değilmidir ?…
92.sırada olmanın hesabını kimden soracağız…
Hazineyi soyanlardan mı?…
Hazineden geçinen haramilerden mi?…
Akşamın kızıllığı çöküyor içime…
Baba ile oğul , dondurucu soğukta gözden kaybolup , gizlenmiş hayatlarına doğru gidiyorlar…

KURBAN

menese | 29 September 2006 15:20

“İnşaatlarda sıvacılık yapan Mustafa B., 12 yaşındaki oğlu S.B.’yi, dayanamayıp orucunu bozdu diye dövdü. Yetinmeyip, kollarına, bacaklarına kalem batırdı. S.B.’nin ifadesi üzerine önce gözaltına alındı. Sonra serbest kaldı, S.B’yi alıp evine döndü.”

Haberin sonrasını okumadım -içimden gelmedi doğrusu- ama tahmin edebiliyorum..
Bu kara cahil adam, zavallı çocuğuna evde en azından bi posta daha dayak geçmiştir.. Benim korkum çok daha beterinin yaşanması.. Gözü dönmüş bu “baba”, oğlunun şikayeti üzerine -ki bunun kendisini çok kızdırdığına emin olabiliriz- düştüğü durumdan rahatlıkla meşum bir cinayet teşebbüsüne yeltenebilir..
Acı olan şu ki; bu adam bir baba olarak oruç bozan oğlunu dövmekle sevap işlediğini sanmaktadır.. Ona kuran kurslarında falan verilen eğitim buna işaret etmektedir.. “Hak yolunda kafirlerle ya da münafıklarla -misal oğul- her türlü mücadele hakkındır, hatta vazifendir” Tıpkı bugünlerde islam aleminde görülen -kendi canından bile geçmiş- “canlı bombalar” misali..

Anneler ve Oğulları

Guitarist | 16 September 2006 11:50

Anneler kutsaldır falan filan bir sürü şeye tamam da bazen delirtiyorlar! Mutfakta iki dakika rahat hareket edemezsiniz.Bişey dökünce hemen gelir bağırır dünyanın sonuymuş gibi azarlarlar.Yok ders çalış yok şu yok bu! İnternetin gereksiz olduğunu düşünüp adsli kapatmaya teşebbüs! Hele ki anneniz ev hanımı değilde iş kadını oldumu üstünüzdeki baskısı daha bir artar,size daha bir çekilmez yaşam bırakır! Yani anneniz yaptığınız hiç bir davranışı beğenmez,yeteneklerinizi hiçe sayar “dersleriniz” kötü diye adam yerğine koymaz!

Yahu öss sistemi belli,derslere giren hocaların kapasitesi belli,girsin bakalım benim matematik hocam öss ye! ikinci basamaktaki 30 soru içinden 20 tanesini çözsün ben dişimi kırayım!

Atın oliyim sür beni oğlum

Wrzl | 05 July 2006 16:00

Her baba yavrusu 3-5 yaşındayken bir süre at olmuş, dıgıdıg dıgıdıg ihihhiii diye sesler çıkarmıştır. İşin efekt kısmını babaya bırakalım ama artık Daddle sayesinde çocuğa süper bir sürüş keyfi geliyor. Kerata, 1 beygir gücündeki safkan babasını sürerken şirin eyeri veya at kafası ile daha da keyif alabiliyor diyorlar. Babaların bu özel günlerinde korunmaya da ihtiyaçları var tabii.