bildirgec.org

nöbetçi hakkında tüm yazılar

TATİLLERDE NÖBETÇİ OLMAK

mae | 29 December 2006 17:48

Çalıştığım yer kurumsal bir şirket ve sektörden dolayı da nöbetçi kalınması gerekiyor.Pazar haricinde
diğer günler bayram boyunca nöbetçi kalınacaktı birkaç dakika öncesine kadar.Ben de yırtmıştım ki…Yırtamamışım.Yılbaşı günü üstelik.Nasıl hazırlanacağımı mı düşüneyim yoksa bütün sene sürekli çalışacak olmama mı üzüleyim?( hani yılbaşı gününü nasıl geçirirsen öyle geçermiş ya sene)Şansa bak yaaa…Acaba biraz kasıp Polyannacılık oynasam işsiz kalmayacağım diye sevinebilir miyim?Şu anda kafam karışık, ertesi gün de yola çıkacaktım…

günlüğe , bir gün

gariib | 06 October 2006 12:02

14//09/01 – 05/10/06 tarihleri arası bir 5 sene geçmiş günlük . Geçen gece hastanede nöbetçi doktor odasında her an çalması muhtemel telefonun yanında uyuklarken , aklıma takılıverdi . 5 sene dile kolay , kalmış bir sene o da bitti diyelim , mecburi hizmet 2 sene , askerlik 1 sene , uzmanlık kazandım o da 5 sene , uzmanlığın hizmetide 2 sene , gülümsedim . Ağlasam mı ? gülsem mi ?
Telefon çaldı , irkildim . Hastalardan biri kötüleşmiş hemşire hanım haber veriyor . Doktor abilerimi uyandırdım , malum kıdem durumu var , en alt kıdemiz . Koşuşturma başladı . Koşa koşa ekg aletini almaya gittim . Filmimizi çektik , kardiyolojiye konsültasyona gittim , yoğun bakımdan anestezi doktoru çağırdım . Aynı anda yoğun bakımda yer ayarlamaya çalışıyoruz . Malum burası istanbul yoğun bakımda yer yok . Endişeleniyor , hasta yakınını endişelendiriyoruz . Durum kötüleşirse en uygun yer haliç üniv.de bir yer . Endişeyle bekleyen hasta yakını , hayatla ölüm arası ince çizgi , kim bilir aklından neler geçiyor . Bu arada ben bu olayların neresindeyim onu da bilmiyorum , heyecanlıyım ama biraz . Solunum desteğimizi taktık , gerekli ilaçlarımızı verdik . Birkaç dozda umut yükledik hasta teyzemizin kızına , burda malum umut insanları ayakta tutan en büyük ve tek güç . Ordan ameliyathaneye in sen diyolar abilerim . Yoğun bakımdaki hastalardan biri ameliyat olacakmış . Ameliyatheneye iniyorum saat 23.00 ,00.00 , 01.00 ameliyat bitiyor . Hastayı yoğun bakıma tekrar bırakıyoruz . Yeşillerimi çıkardım , çömezim tabii duvarlar yabancı , ortam yabancı . Hareket etmeden önce bocalıyorum , elimi kolumu nereye koyacağımı bilemiyorum . En kıdemli abim ameliyathene çıkışında cebinden o gün öğlen yemeğinde verilen poşet ekmeklerden birini çıkarıyor . Ekmeğin yarısını yemiş yarısını da cebine atmış anlaşılan , kurumuş tabii . Uzattı ekmeği onun elinde kendime bir parça kopardım . Ekmeği çiğnemek için çabalıyorum , mutlu oluyorum . Kimin aklına gelir ameliyat çıkışında kuru ekmek , bu küçük hareketle bütün yorgunluğumu alıp götürüyor . Merdivenlerden çıkıyoruz , nasihat başlıyor , sevdi galiba beni ; kıdemli abi bana hayatta hep istediğim şeyleri yapmamı , istemeden yaptığım işlerde mutlu olamıyacağımı söylüyor . Beni doktor odasına bırakıyor , malum telefon çalabilir , alt-üst kıdem olayı . Çekyata uzanıyorum , üzerimde hasta bakıcının verdiği çarşaf , biraz kirli ama olsun bunu bulamayanda var dimi .
Yine dalıyorum hafiften , 5 sene önce kim düşünürdü hayatında sadece 1 kez hastaneye giden birinin , ameliyathane çıkışında kuru ekmeği bir cerahla paylaşacağını , pazar gününü nöbetçi doktor odasında geçireceğini , sabaha kadar telefonun başında bekleyeceğimi . Hep istediğin şeyleri yap sözleri geçiyor aklımdan , boş geliyor sözler . Hayat sürüklüyor sanki insanı , bunların yaşandığını 5 sene önce bilmiyordum , dolayısıyla isteyip istemediğimi de bilmiyordum sanırım . Bundan sonraki süreç geçiyor aklımdan onuda bilmiyorum . Kader sanırım hayatıma yön veren . İnsanın hayatının nasıl şekilleneceğini bilmemesi beni korkutuyor , aman yaa off diyorum , düşün düşün nereye kadar , uyumuşum zaten bu gelgitin arasında . bitti .