Mutluluğun esrarlı bir yanı yoktur. Mutsuz insanlar birbirine benzer. Uzun zaman önce açılmış bazı yaralar, gerçekleşmemiş bazı dilekler, ayaklar altına alınmış gururlar, retle (daha da kötüsü ilgisizlikle ) karşılaşan aşk kıvılcımları, onlara yapışıp kalır; ya da kendileri onlara yapışır. Dolayısıyla her günlerini dünün bulutları altında yaşarlar. Bu noktada da ince bir çizgi ortaya çıkar. Hikâyelerine bağlı olarak içlerine sindiremediklerinin çizgisi. Eğer kişi güçlü bir yapıya sahip değilse, bu çizgi beyninin geviş getirmesine neden olur. Beyin her geviş getirdikçe kişi o eski anıları tekrar tekrar yaşar. Duyguları ve düşünceleri. Bu geviş getirmeler beyin düğümlerine sebep olur ki bu düğümlerde kişiyi ruhen yorar ve yıpratır.