bildirgec.org

mutlu hakkında tüm yazılar

babalar günü

pinkfloyd | 15 June 2003 22:38

Babalar günü vesilesiyle, bir baba adayı olarak onkasim‘in babalar gününü kutlamak için telefon açtım ona. Telefona, bir bayan çıktı. Eşi olsa gerek diye düşünerek, konuşmaya başladım…

pinkfloyd: Eee.. Şey… Merhaba… Ben bu telefonun sahibiyle görüşecektim.. (sadece nickini biliyorum. Onkasim’la görüşmek istiyorum diyemezdim ki? :D)
onkasim’in eşi: Siz kimsiniz? Nereden arıyorsunuz?
pinkfloyd: Ya.. şey… Ben bu telefonun sahibinin internetteki adını biliyorum. Ben onun internetten arkadaşıyım (nasıl panik yapıyorum konuşurken..
eşi: Veriyorum telefona…

bekle beni İzmir.. geliyorum (sonunda)…

pinkfloyd | 12 June 2003 12:15

🙂 Aslında İzmir’e gelince bir günlük girmeyi düşünüyordum, İzmit’te yaşadıklarımla ilgili. Ama yine de, dayanamadım ve dönüşümden bir gün önce bu günlüğü girmeye karar verdim.

Bildiğiniz üzere geçtiğimiz Cumartesi gününden beri ELOY’larda kalıyorum. Benim buraya geldiğim gün, cekirge’de İzmir’e gitti..

Buraya sabah 8’de geldim, doğrudan eve geldim. Hiç adres sormadım. Daha önce bu eve hiç gelmediğim halde 🙂 (Daha önce gelmiş olup ta evi bulamayanlara duyurulur 🙂). Geldim, kapıyı haliyle ELOY açtı, uykusundan uyandırdım onu.. Olsun.. Winmaker’da evdeydi, ama uyuyordu.. ELOY ve Winmaker, sabah 3 gibi yatmışlar, o yüzden uykusuzdu ELOY. Bense, İzmir – İzmit yolculuğum boyunca bir dakika bile durmadan ağlayan, sevimli (!) bir çocuk yüzünden hiç uyuyamadığım için ve de özellikle otobüste uyumalıyım diye Cuma sabahı bilerek ve isteyerek erken kalktığım için, uykusuzdum. Dolayısıyla uyumaya karar verdik. Tam yatacaz, hop winmaker uyanıverdi. Lafladık biraz. Bir ara ELOY, hadi uyu sen dedi, eliyle gözlerimi kapadı, ben de bir daha hiç açmadım ve uyudum. Onlar da uyumuş sonra.

İstiyorum ki . . .

pHx-hafif | 12 June 2003 10:31

İstiyorum ki,

  • Bir nick’in “şahısla ilgili” sayfasında o kişinin en son ne zaman log in olduğu gözüksün.
  • En son kestiği ahkâm’ı görebileyim, açık ve net bir şekilde.
  • Sitenin arabiriminde birçok olumlu güzel, göze hoş gelen değişiklik var. Ancak bir nick’i tanımak artık çok zor ve karmaşık hale geldi. ne girdiğini hangi sırayla girdiğini bunlar ışığında ruh halini tesbit edebilmek, anlayabilmek, sorulan soruya verilen cevabını takip edebilmek için dedektif olmak gerekiyor, bu yüzden bir sürü soru cevapsız, muhabbetler kesik olmaya başladı.

    selamlar

    explotied | 09 June 2003 23:39

    Bugün hafif’teki ilk günüm ve bu ilk yazım. 🙂 . Onlara katıldığım için mutluyum . Umarım birbirimizden hoşlanırız ve çok şeyler paylaşırız , bugün ayrıca özel benim için onu da belirtmek isterim , çok tatlı biriyle tanıştım , hafif’e girmeme sebep olan da o , ondan hoşlanıyorum.

    bilgisayar yenileme mevzuu

    Zaqnafaien | 05 June 2003 22:04

    sevgili dünlük

    PII yi en sonunda sağdan soldan gelen tepkiler üzerine elden cıkarttım.

    nabalım nedelim diye bi düşüncem olmadı haliyle akrabalardan birine bağış edildi atx kasacım.. yarın da kargoya verilcek mübarek alet..

    şimdi önümde duran klavye, mouse, Philips 105E monitörümden başka hic bi şeyim kalmayacak bi müddet.. anlayacagınız yokum ortamlarda, bi süre..

    sistem olarak cebimdeki 600 $ ile amd alasım var sanki ama emin değilim daha önce amd kullanmadıgımdan dolayı..

    al işte dünlük; budünlükte bu kadar..

    ah izmit ah

    pagan | 06 March 2003 11:46

    izmit, seni çok seven ama senin hiçbirzaman hakettiği ilgiyi göstermediğin bir şehir gibi.

    öyle ki, bir çok kez o şehrin içinden geçtim. sadece bir saat, iki saat durdum. hep mutlu anlarım oldu. izmit, öyle bir yerde ki sanki, dünyanın başkenti istanbul kadar önemli. oraya gitmrk için, oradan çıkmak için, muhakkak izmit’e uğramalısın. kültürlü insanları olan, güçlü ekonomil katkıları olan bir sanayii şehri.

    sürrealist bir rüya gibi aklımdan çıkmayan görüntüler; o malum geceden birkaç saat sonra, denize baktığımda, denizi göremeyişim. sadece insanlara ait eşyalar, şemsiyeler, dolaplar, şişmiş insan ve hayvan cesetleri, yüzlerce ağaç.

    platonikim yine

    badcat-hafif | 06 January 2003 14:35

    yine onu gördüm. ne güzel gülüyordu. ne güzel, ne mutluyum ya! platonikim yine. çok başkadır platonik aşklar! onu bir dakika görmek, bir kelime konuşmak, sesini duymak bile ne kadar önemli, ne kadar zevkli, ne kadar heyecan verici birşey. acaba o da beni seviyor mu diye düşünmek. aa bak şöyle dedi, böyle baktı diye garip anlamlar çıkartıp kendi üzerine yorumlamak. şimdi şuradır, böyle yapıyordur falan diye düşünmek! biraz insanın psikolojisini bozabilir ama belki de en güzel aşk platonik olanı. bilmiyorum ya ben çok mutluyum şu an! çocukken daha çok yaşanır böyle aşklar ama ben zaten o kadar büyümedim ki

    İtalyan takvimleri

    pHx-hafif | 15 October 2002 12:14

    Türkiyemizde doğan her insanın tanıştığı ilk takvim; ‘saatli maarif takvimi’ olur. Bu takvimler gün için yararlı fakat yüzeysel bilgiler içerirler. Belki de güne başlarken ilk önce ve en hızlı tükettiklerimizdir. Internet’te vakit geçirirken saatli maarif takviminin de teknolojiye ayak uydurduğunu görüyoruz. ( keşke uydurmasaydı diyoruz 🙂

    İnsan biraz açılıpta İtalya’ya baktığında gıpta ediyor ister istemez. Pirelli firmasının yıllardır reklam amaçlı kullandığı takvimlerininitalya’da tek başına olmadığını ister istemez merakla izliyorsunuz. Yukarıda günlüğe koyulabilecek kadar edepli resmini bulmakta oldukça zorlandığım Anna Falchi bir senenin aylarının içerdiği anlamları kendince yorumladığını söylüyor.