bildirgec.org

mini etek hakkında tüm yazılar

DEMOKRASİ DEDİĞİMİZ NEYDİ,NE OLDU???

| 04 March 2007 00:13

Ahmet Melikşah’ın “Demokrasi Hazımsızlığı ve Sinameki” yazısından ve yorumlarından esinlenerek yazdığım birkaç söz…

merhabalar…

Öncelikle,burda kim demokrasi ve türban meselesine bir arada değinirse RTE’yi destekliyor diye önyargıyla yaklaşıyor arkadaşlar.

Ben de muhafazakar bir aileden geliyorum,benim bir sürü dinsiz arkadaşım da var aşırı dinci arkadaşım da var…CHP’yi destekleyen de var,AKP’yi destekleyende var…Bu nitelikler böyle uzar gider,çünkü benim ailem muhafazakar olsa da bütün biz “demokratiğiz Atatürk’çüyüz”diyen insanlarin düşündükleri gibi at gözlüklü filan değiller.Ben küçüklüğümden beri sürekli insanları görünüşleriyle nitelikleriyle veya düşünceleriyle yargılamamam gerektiğini öğrendim.Bazı arkadaşlara bunlar öğretilmemiş sanıyorum.Kapalı bayanları yada ramazanda oruç tutanları hor görmeleri,hemen yobaz kılıfını uydurmaları beyinlerine yerleştirilmiş.

“ÜZERİMDE MİNİ ETEK VAR, İLK YARDIM YAPAMAM!”

Radyocu | 13 January 2007 21:40


“Mini Etekliyim, ama lütfen bacaklarımla değil fikirlerimle ilgilenin”

Bir akşam televizyonu karıştırırken, bir diziye denk gelmiştim. Sahnelerin birinde mini etekli bir bayan ve arkadaşı vardı. Film bu ya kızın arkadaşı bayılıverdi. Mini etekli bayan, ilk yardım yapamadı veya senarist bunu uygun görmedi. Bu bayan, arkadaşının yere düşmesiyle birlikte çaresizce etrafa bakmaya ve etraftakilerden yardım beklemeye başladı. Neyse ki birileri bayılan gence yardım ettiler. Kızcağızın, o kadar kısa bir etekle yere eğilmesi, rahat hareket etmesi ve ilk yardım yapması mümkün değildi. Mümkündü ama sanırım “şık” olmayacaktı.

Mini minnacık etek…

| 02 October 2006 17:59

Şu mini etek meselesi canım…
Buradaki püf noktası şu: Bacaklarıma güvenirim; düzgünlüğüne, orantılı oluşuna…
Ve de hemcinslerime bu seksapellik ile bakın da bacak neymiş görün mesajı veririm.
Karşı cins tarafından da bir beğenilme saiki kodlanmıştır genlerine.
Bakılmak, arzulanmak içgüdüsü yadsıyamacağımız bir güdüdür. Bu güdünün derecesi kişiye göre değişmektedir tabii.

Kiminde bu “baktırma, beğenilme, izlenme” duygusu baskın olabilir. “Teşhircilik” şeklinde başgösteren marazi boyuta değinmiyoruz.
Zurnanın zırt dediği yer de şudur: Geleneksel örf ve adetlerle büyütülen kuşakların bu modaya uyma (etek boyları modaya endekslidir ya)
hevesiyle, yine o geleneksel yetiştirilme tarzı arasındaki geniş makas; dolu tası eğri tut ama içindekini dökme, veciz ifadesiyle açıklanabilir belki.