bildirgec.org

melekler hakkında tüm yazılar

HADİ DURMA VUR!

| 13 September 2010 09:35

Kapıldı isen bir rüzgarın gürültüsüne, hadi durma;
Tepeden tırnağa delik deşik et kevgire döndür bedenimi…
Batır üzerimdeki güneşi.
Bir daha doğmamak üzere batır.
Kurtulacaksan acılardan
kurtul kurtulabildiğin kadar..
kızıl esmere boyanmış çehrenle,
Maviye övgüler yağdıran kaleminle
Bildiğim, bilmediğim yüzünle,
Lal ve gül renginle düş peşime vur..
Vur vurabildiğin kadar..

İçinde yuva kurmuş nefretinle vur
İki dünyaya ayrılan hayat adına
İki parçaya ayrılan dünya adına
Soluğun kesilinceye kadar vur…
Yagdır lanetlerini Dante gibi Ovidius gibi
Yağdır yağdırabildiğin kadar..
Ama sen sonkez, gel beni dinle;
Eğil de bak henüz görmediklerine.
Meleklerin şarkısıyla yerde secde et düşün…
O gün geldiğinde,
Güneş dürüldüğü yıldızlar söndüğü zaman
Şeytanın sözünün bittiği,
Dağlar yürüyüp hayale dönüştüğü zaman
O fırtına yığını içinde,
Koklaşan bülbüller sustuğu zaman
bil ki,
Versen bile canını alan bulunmaz…

hız arttı, son devre

admin | 05 February 2010 09:02

dijitalsanat.com
dijitalsanat.com

-Bu yıl her şey hızlandı. Fark ettin mi? Hiç geçen yılla aynı değil.

-Fark etmedim. Sadece bir ay geçti bu yıldan.

-Olsun yine de belli değil mi? Bu yıl her şey hızlı. Her şey farklı artık. Hayatını şekillendir. Bak bu yıl İngiltere’ye gidiyorum. Dördüncü sınıfa geldiğimde de göreceksin, heykelleri satan bir heyketraş olacağım. Buraya girerken de biliyorsun kesin konuşmuştum, hayatımı değiştirecek riskler aldım. Şimdi buradayım. Gene devam ediyorum. Yine risk alıyorum. Kocaman riskler. Hayatımı şekillendiren benim. Hayatın içinde günün içinde yol alıyorum. Kendi kovuğuma çekildiğim bir hayat olmayacak bu. Hayatın içinde olduğum bir hayat olacak. Bu benim yazım. Ben şekillendireceğim.

KURAN’da UZAYLILAR

z gezmen | 11 January 2007 16:59

Allah’ın bize kıssalar halinde bildirmiş olduğu kavimler vardır.”Cumartesi halkı”kıssası gibi.
Öncelikle başka gezegenlerde hayat varmıdır?,,vardır.(Size dünyalarda hiç kimseye verme_
diğini verdi)s,5 a20.bu dünyalarda yaşıyan insan ırkı yok.Diğer canlılarda ise akıl yok,çünki
insan başı boş bırakılmaz s,75 a36
Ayetlere göre tüm yaradılış Allah’a aittir,dünya haricinde uzayda her hangi bir gezegende
yaşıyan akıl sahibi başka canlılar yoktur,olsaydı Allah bunu bize iletirdi.Gelelim cumartesi
halkına=Kıyısı geniş olan bir deniz sahilinde guruplar halinde yaşıyan topluluklar vardı,ve
şimdiki insanlara oranla daha ileri bir zekâ üstüne yaratılmışlardı.Kıyı halkını sınamak için
Allah tarafından melekler gönderdi,insan biçiminde gelen melekler onlara Cumartesi gü_
nü tatil yapmalarını,kesinlikle balık avlamamaları gerektiğini bildirdiler.
Ne varki cumartesi günü balıklar bulundukları koy’a öyle çok akın ediyorlardı ki ellerini
uzatsalar denizden tutacak şekildeydi, cumartesi günü haricinde ise sadece karınları doya_
cak kadar balık avlıyabiliyorlardı,s7 a163.
Gurupların içlerinden bir kısmı birleşip aralarında antlaşma yaptılar;Cuma günü akşamından
denizin tenha yerlerine ağ bıraktılar,cumartesi günü aydınlanmaya başladığı vakit, balıklar
koy’a akın ettiklerinde gece bırakmış oldukları ağları gizlice topladılar.Aralarında paylaştı_
lar evlerinin altlarına yaptıkları gizli kilerlere sakladılar.Öğlen olduğu vakit iki melek (insan
şeklinde) gelip tüm kavimlerin toplanmasını istediler.Melekler o gün cumartesi günü balık
yakalayanların ortaya çıkmalarını istediler;Balıkları yakalayanlar diğer insanların arasında
duruyorlardı ve bu şekilde oldukları zaman bulunamıyacaklarını sanıyorlardı.Allah’ın emri
geldi onlar yarı insan yarı maymunlar haline geldiler,kalabalığın içinde belli oldular.Melek_
ler onları topladı ve arzın merkezi bir boyuta hapsetti s2 a65.
Onlar lanetli cumartesi halkı oldular,onlara dünya tabiât’ı yasaklandı,madde ağlem’ine ha_
pis edildiler.Zaman içinde ileri bir bilgiyle yaratıldıkları için,elementlerin sırlarını çözdüler
kendilerine koruyucu yeraltı şehirleri kurdular.
Biz toprak üstü tabiât insanları çevremizde olan hayvanları taklit ediyoruz,uçağın kuşa ben_
zemesi arabaların dört ayaklı hayvana benzemesi,trenlerin tırtıla benzemesi gibi.
Lanetli olan bu kavim ise maddenin öz ana metaryallerini taklit ediyorlar.Tabi ki maddeye
sınırlı bir şekilde hükmediyorlar,dünya yüzeyine uçan dairelerle çıkıyorlar sınırı aşamadan
geri dönüyorlar.
Bizleri kaçırıyorlar genetik kodlarını düzeltip yeniden normale dönmek için bizlerle çiftleşi_
yorlar,bunu az da olsa başardılar.Atom’u keşfetmemizi sağlayan ve her atom patlaması
denemesi sonrasında dünya yüzeyindeki reaksiyonun oluşumunu düşünün,,
Dünyanın bir bölgesinde lanetli olan kavim, insanlarla ikinci dünya savaşından sonra i
letişim kurmuştur,Şimdiki kullandığımız dünya teknolojisinin büyük bir kısmı bizlere la_
netli olan kavim tarafından öğretilmiştir.
Uzaylılar deyipte insanların gözlerini beyinlerini perdeliyorlar.Bir de bildiğim bir şey varsa
bizim için yapmış oldukları bunca ilmi rahatlık,bizleri yanlızlığa itiyor,zorlukların içinde
yaşamayı unutuyoruz,onların teknelojisi sayesinde havayı kirletiyoruz,Ozon’u deliyoruz,
tabiat’ı yok ediyoruz,kaynaklarımızı kirletiyoruz,doğan çocuklarımız sağlıksız dünyaya geliyor.
Kısacası bu lanetli kavmin yaşam ortamına dönüyor dünyamız.

SOL ANAHTARI

hipangel | 06 December 2006 20:36

Başı boş bir sürü nota..
Tek başlarına o kadar anlamsızlar ki..
Aslında düzene girmeye de çalışıyorlar..
Seslerini duyurmak da istiyorlar..

Ama olmuyor.
Bir şey eksik.

Sol anahtarı !

Tıpkı, bir sürü amacı olup da hayaller kuran; ama
Planı olmayan bir insan gibi.
Ya da
Henüz ne istediğini bilmeyen ve kendini tanımayan biri gibi.

Biliyor musun?
Sen o sol anahtarısın.
Notalar da senin hayallerin, düşüncelerin, zihnin.
Her şeye anlamını veren sensin.
Hüzün veya sevinç senin elinde.

Peki sen ne istiyorsun?
Hayatın hüzünlü bir şarkı mı neşeli bir şarkı mı olsun?
Biliyorsun, her şey sana bağlı.
Hayatını dünyanın en güzel şarkısı yapmak senin elinde..
Bu şarkı başka şarkılara ilham olabilir.
Şarkın her yerde yankılanabilir.
Veya şarkın hiç bitmeyebilir, her an yeniler ve geliştirirsin onu.