bildirgec.org

z gezmen

11 yıl önce üye olmuş, 5 yazı yazmış. 18 yorum yazmış.

NEDEN 610 yılı?

z gezmen | 21 January 2007 21:29

Cevaplar soruların arkasındadır,yeter ki doğru soruyu
sorun,610 yılı Kuran’ın ilk indirilmeye başlanıldığı tarihtir.
23 yıl sürmüştür,neden? bu tarih, bilgi iletişimin en kolay
olduğu (örnek)şimdiki tarih değilde o yıl.
Allah’ın emir ve yasaklarını yerine getirmedikleri için
helak edilen kavimleri,hangi sebeplerden ötürü yok
edildiklerini ve günümüzde bu sebeplerin en üst düzeye
çıkması halinde bile neden? aynı işlemin olmadığını??.
Bütün alemleri yoktan yaradan Allah’ın, Şeytan’ı muhatap
almasını,Firavun’la,Nemrut’la uğraşmasındaki anlamı??.
Bizleri kendi suğretinde yarattığını söyleyip-te üç evreden
hangisinin olduğunu bildirmemesini??.
Sizlerin üzerinde nimetlerimi tamamladım derken nimetlerin
ne olduğunu??.”ve dahası”
Soruların gizemi basit hepsi oyun seneryosunun yapı taşları.
Adem yaratıldı,cennet Adem için yaratıldı,Havva Adem’e eş
olarak cennet’te yanına verildi.Şeytan onları cennet’te
oldukları halde (ölümsüz)olacaksınız sözleriyle kandırdı.
Asıl olan Adem değildi,dünya sayfasında zamanı başlatmaktı.
Adem yeryüzüne getirildiğinde ilk seneryo da başlamıştı.
(Tavuk ve yumurta sorusuna gerek te kalmamıştı.)
Ana kitap olan Levhi mahfuz’da bütün nefs ruhları bedenlenip
kendi zamanlarını yaşamışlardı her şey olup bitirilmişti.
Kuran’ı kerim Allah katında seneryolar için din’in başlangıcı
olarak kabul edildi.
Şöyle dışarıya bir bakın,aslında dev bir sayfada duruyorsun
yaratılmış olan her şey senin için var.bu oyunu bozamıyorsun
kurallar var,sınırları aşamıyorsun sana verilenden daha
fazlasına sahip değilsin,seçmiş olduğun çağın biliminden
teknolojisinden daha fazlası olmayacak.
Eğer cennete girebilecek olursan da yaşadığın çağdan
fazlasını isteyemiyceksin cennetini ilmi bilginle sen imar
ediceksin.
Nefs kendisi için bu oyunda serbest bırakılmıştır,Melek’ler
oyun düzeninin denge taşlarıdırlar,bireysel olarak varlığımız
koskoca bir kâinattır,duygularımız kavrayamayacağımız
zevk materyellerimiz vardır.
İçimizde, derinlerde bu dünyada yaratılanların,bize ait olmadığını
biliriz,bir yerimiz kanasa sarıp iyileşmesini bekleriz,yaşadığımız
her olayı hatırlayamayız,unuturuz,ne büyümeyi nede yaşlanmayı
engelliyemeyiz,ölümden korkarız neden?öldüğümüzü
bilmeyiz neden?dünya-da yaşadığımızı bilmediğimiz gibi.
-Bu dünyada her şey bireysel olarak senin için yaratılıyor,
kader dediğin ”Ana kitap’ın”içindeki seneryo sayfası,
anne rahmine girdikten sonra senin için açılıyor o sayfada
senden önce hiç-bir şey yok,dünya yıldızlar kâinat annen baban
tarih öncesi olaylar din’ler senin için yaratılıyor,çünkü sorularınıza
cevaplar arıyacaksınız,geleceğinizi bir noktaya kadar değiştirme
izniniz var ama sınırı asla aşamazsınız.
Seneryonuzdaki zaman aşımı alıp verdiğiniz nefes sayısıyla ölçülür.
Kuran’dan önce yaşanan??????..
Kıyamet denilen ise oyun sayfasının sadece bizim için kapanış
bölümüdür.
Kuran’ı kerim’de 24 tane peygamberin hayat kıssası bize
oyunumuz esnasında neyi nasıl yapmamız gerektiğini örnek
olarak aktarmak için vardır.
Levhi Mahfuz’da aklımızın alamıyacağı kadar uzun bir tarih süresi
oyunları vardır,şimdi bizler 20. yüzyıldayız ama şu anda 100. 1000.
milyarlı yıllarda aynı anda seneryolarını yaşıyanlar var.Hepsi
kendi zamanını (mutlak)yaşanılan zaman sanıyor,”O Kuran ancak
bütün alemlere öğüttür”sad,87;.Galaksilere dağılmış halde
hazırlanan oyun seneryolarına Kuran (alemler)diye hitap eder.
ŞİMDİ=Her şeyi yoktan vareden Allah’ın kudreti için Kuran’dan
öncesi tarihi hazırlamak çok mu zordur?,Yeryüzündeki eserleri
onların bıraktığına ne kadar eminsiniz?.Yapılan araştırmalara
karbon testlerine gözümüzle gördüklerimize o binalara,
kalıntılara mezarlara her bulunan cevabın içinden çıkan başka
sorulara ne kadar inanabilirsiniz?.Lanetli olan kavmin bireylerinin
her oyun seneryosunda farklı güçlerde yaratılması,Firavun’un
Kızıl deniz’de boğulduktan sonra ibret için bulundurulması,
Mısır’lılardan da önce yapıldığı bilinen güneş piramit’inin imarı
Lüt kavminin helak edildiği yerin diğer seneryolara aktarılması
ve daha nice geçmişe özgü olan eserlerin olmadıkları
yaşanmadıkları halde her oyunun sahalarında yaratmak !!!
Zebur’u Tevrat’ı ve İncil’i insanlara verdiği halde bozulmalarına
izin vermesi,o ki her şeyi eksiksiz yarattığı halde bu kitapları katında
kabul etmemesi o kitapların içindeki kelimelerin yerlerinin değişme
mazeretini bize bildirmesi.Kuran’ı iletmesi ve din olarak İslâm’ı
seçtiğini bildirmesi!!!”Allah hata yapmaz”
Üç kitap’ı ve peygamberlerin hayatlarını Kuran’dan ayırdığınızda
geriye kalan ne? boşluk,,oyun seneryosunun eksiksiz olması için
onların hayatları bize bir kılavuz.Nefs’in, yaratılanda bir eksiklik
arıyacağını Allah bildiği içindir ki,düzeni”oyun sahasını”eksiksiz
yarattı,hz,Muhammed’e şu ayetle bu sırrı bildirdi.(Bunlar sana
vahyettiğimiz,görünmez”bilinmez”alemin haberleridir.)Ali imran,44.
Her şeyin üzerinde adalet sahibi olan Allah bize okuyup-ta düşünelim
diye Kuran’ı vermiş,dünya denilen hapis- hanenin içindeyiz,
çocuklar gibi oyalanıyoruz,geçici olan bu oyalanmayı
bırakıp gözümüzü,kulaklarımızı,kalbimizi açmalı oyunun sonuna
kendimizi hazırlamalıyız!.

NEFS

z gezmen | 14 January 2007 14:39

Bedenimiz nefs’imiz için araçtır,nefs’in ana kumanda merkezi beyindir.
Belirli bir cismani şekli yoktur,gördüğümüz de, tat aldığımız da,gülüp
ağladığımızda,acı ve zevk duygularını yaşıyan ”nefs’imizdir”.
Biz nefs’in esiriyiz,nefs biziz,insanın kendisi istemedikçe şeytan hiç
bir kimseyi doğru yolundan çıkaramaz.Biz Allah katında şeytan’dan
ve cinlerden üstün yaratıldık.Yapmış olduğumuz her taşkınlık ve kötü_
lüğü bedenimize yaptıran nefs’imizdir.
Allah katında ilk defa biz nefs olarak yaratılırız,orada o nefs’e oyun se_
çenekleri sunulur(Dünya hayatı sadece bir oyun ve eğlenceden başka
bir şey değildir,En’am-32.ayet)kız ya da erkek olarak doğuşunun be_
lirlenmesi bu nefs’ten istenir.
Allah katında her şeyin yazılı olduğu bir ana kitap vardır,bu kitap’a (Lev_
hi Mahfuz)denir.Levhi mahfuz’un içinden kendin için bir zaman birimi
seçersin yaşam kader’ini tayin etmiş olursun.
Kurallara göre tüm bu berzah aleminde yaşadıklarını unutup sıfırdan
başlıyacaksındır,oyun halinde iken sana hazırlanan tuzaklara bilgin ol_
madan katlanacaksın ve doğru yoldan çıkman için her türlü hile yaşa_
mında sana uygulanacaktır.
Bu oyun seneryoları Kuran’ı Kerim’in indirilmesinden sonrası için ge_
çerlidir.Oyun sahalarımızın tüm evrelerinin yazılı olduğu ana kitapta
zaman tersine işliyordu,orda doğum topraktan oluyordu(Adem)gibi
bedenimizin ana rahminde doğup toprağa girmesi,kıyamette ise
topraktan doğması gerekiyordu,bu yüzden doğum anneden gerçekle_
şiyordu.
Toprağı düşünün,tohum için mi? vardır,deniz balık için midir?,çamur so_
lucan için midir?bunların hepsi bir birini tamamlar.Bedenimiz nefs’imiz
için vardır,dünya ise bedenimiz içindir.Bunca yaratılan düzen içindeki
sistem sonrasında ise nefs için ya mükafat ya da ceza vardır.
Gözlerimiz ışığın yansımasını algılar,dünya sihirbazın ilizyon sahnesi_
ne benzer,Güneş doğmaz ama doğar gibi görürüz,Ay’dan yansıyan
ışığı nur sanırız,ama o güneşin ışığıdır.Dünya büyük bir hapisanedir
bizler kendimizi özgür sanırız.Kendimizi tanımadan varlığımızı savu_
nuruz.Nefs’in kendisini algılama yeteneği yoktur,bedenin sinir uçları
beynin algılama noktaları onun kullandığı ögelerdir.
Dinimizde nefs’i terbiye etme,onun aşırı isteklerine karşı gelme ve sa_
bır öğretileri vardır.Nefs’in kullandığı araç bilincimizdir,güdüsel bilinç,
Akıl nefs değildir,nefs ”aklın öğrencisidir”çoğu zaman onu dizginleyen
yanlışlıklar yapmasını engelliyen dogru yola çeviren aklımızdır.
Akıl=Allah’ın bize hayat veren ruh’un ismidir.
Nefs=Bu dünya evresinde verilen yaşam süresi içinde ”akıl” kılavu_zuyla eğitilmeye çalışan yaramaz çocuktur.
Aklımızda evrenin tüm kozmik bilgileri mevcuttur,uyanıkken hayal kur_
ma yeteneğimiz onun eseridir.Zaman kavramı onun nezlinde yoktur,
o bize Allah’tan emanettir bizleri yaşatandır.
Sözün kısası bu bedeninizin içinde büyüyen bir nefs ruhu var mükafat
onun, ceza da onun, o sizsiniz,nefs ölümü tattığında hatırlamadığınız
her şeyi hatırlayacaksınız o güne hazır olun!!.

KURAN’da UZAYLILAR

z gezmen | 11 January 2007 16:59

Allah’ın bize kıssalar halinde bildirmiş olduğu kavimler vardır.”Cumartesi halkı”kıssası gibi.
Öncelikle başka gezegenlerde hayat varmıdır?,,vardır.(Size dünyalarda hiç kimseye verme_
diğini verdi)s,5 a20.bu dünyalarda yaşıyan insan ırkı yok.Diğer canlılarda ise akıl yok,çünki
insan başı boş bırakılmaz s,75 a36
Ayetlere göre tüm yaradılış Allah’a aittir,dünya haricinde uzayda her hangi bir gezegende
yaşıyan akıl sahibi başka canlılar yoktur,olsaydı Allah bunu bize iletirdi.Gelelim cumartesi
halkına=Kıyısı geniş olan bir deniz sahilinde guruplar halinde yaşıyan topluluklar vardı,ve
şimdiki insanlara oranla daha ileri bir zekâ üstüne yaratılmışlardı.Kıyı halkını sınamak için
Allah tarafından melekler gönderdi,insan biçiminde gelen melekler onlara Cumartesi gü_
nü tatil yapmalarını,kesinlikle balık avlamamaları gerektiğini bildirdiler.
Ne varki cumartesi günü balıklar bulundukları koy’a öyle çok akın ediyorlardı ki ellerini
uzatsalar denizden tutacak şekildeydi, cumartesi günü haricinde ise sadece karınları doya_
cak kadar balık avlıyabiliyorlardı,s7 a163.
Gurupların içlerinden bir kısmı birleşip aralarında antlaşma yaptılar;Cuma günü akşamından
denizin tenha yerlerine ağ bıraktılar,cumartesi günü aydınlanmaya başladığı vakit, balıklar
koy’a akın ettiklerinde gece bırakmış oldukları ağları gizlice topladılar.Aralarında paylaştı_
lar evlerinin altlarına yaptıkları gizli kilerlere sakladılar.Öğlen olduğu vakit iki melek (insan
şeklinde) gelip tüm kavimlerin toplanmasını istediler.Melekler o gün cumartesi günü balık
yakalayanların ortaya çıkmalarını istediler;Balıkları yakalayanlar diğer insanların arasında
duruyorlardı ve bu şekilde oldukları zaman bulunamıyacaklarını sanıyorlardı.Allah’ın emri
geldi onlar yarı insan yarı maymunlar haline geldiler,kalabalığın içinde belli oldular.Melek_
ler onları topladı ve arzın merkezi bir boyuta hapsetti s2 a65.
Onlar lanetli cumartesi halkı oldular,onlara dünya tabiât’ı yasaklandı,madde ağlem’ine ha_
pis edildiler.Zaman içinde ileri bir bilgiyle yaratıldıkları için,elementlerin sırlarını çözdüler
kendilerine koruyucu yeraltı şehirleri kurdular.
Biz toprak üstü tabiât insanları çevremizde olan hayvanları taklit ediyoruz,uçağın kuşa ben_
zemesi arabaların dört ayaklı hayvana benzemesi,trenlerin tırtıla benzemesi gibi.
Lanetli olan bu kavim ise maddenin öz ana metaryallerini taklit ediyorlar.Tabi ki maddeye
sınırlı bir şekilde hükmediyorlar,dünya yüzeyine uçan dairelerle çıkıyorlar sınırı aşamadan
geri dönüyorlar.
Bizleri kaçırıyorlar genetik kodlarını düzeltip yeniden normale dönmek için bizlerle çiftleşi_
yorlar,bunu az da olsa başardılar.Atom’u keşfetmemizi sağlayan ve her atom patlaması
denemesi sonrasında dünya yüzeyindeki reaksiyonun oluşumunu düşünün,,
Dünyanın bir bölgesinde lanetli olan kavim, insanlarla ikinci dünya savaşından sonra i
letişim kurmuştur,Şimdiki kullandığımız dünya teknolojisinin büyük bir kısmı bizlere la_
netli olan kavim tarafından öğretilmiştir.
Uzaylılar deyipte insanların gözlerini beyinlerini perdeliyorlar.Bir de bildiğim bir şey varsa
bizim için yapmış oldukları bunca ilmi rahatlık,bizleri yanlızlığa itiyor,zorlukların içinde
yaşamayı unutuyoruz,onların teknelojisi sayesinde havayı kirletiyoruz,Ozon’u deliyoruz,
tabiat’ı yok ediyoruz,kaynaklarımızı kirletiyoruz,doğan çocuklarımız sağlıksız dünyaya geliyor.
Kısacası bu lanetli kavmin yaşam ortamına dönüyor dünyamız.

AKLIMIZDAKİ DUVARLAR

z gezmen | 20 December 2006 13:05

İnsanı diğer canlılardan ayıran özellik,soru sormasıdır.
Her zaman cevaplar bulmaya çalışırız,öğrendikçe baş_
ka sorular birbirini izler.Oysa Değna’mızda sorularımı_
zın cevabı vardır.Aklımızdaki, çocukluğumuzdan bu ya_
na örülmüş olan duvarları yıkabilsek.
Bu duvarların tuğlalarını sizlerde bilirsiniz,mesela mec_
bur kılındığımız ”İsmimiz”,soyisim denen bir şey var,
insanın reşit oluncaya kadar süre soyisimle anılıp akıl
bâlik olduğunda kendi ismini seçebilir.”Din’imiz”,fana_
tik futbol takımı gibi her toplum daha çocuk yaşta beyin_
lere örüyor, kurallar deyip bir sürü asılsız yalanları.”Ana”
dilimiz deyip şartlanan konuşmamız.Oturmamız, kalkma_
mız,yürümemiz,yatmamız,sofra adabımız,banyoya giriş
sağ ayak,tuvalette tahretlenme sol el,andımız’la başla_
yan ilke ve inkilaplar.Şartlanmaların içinde sorgulama_
dan yaşıyoruz bu dünya hayatını….

YARATILMIŞA

z gezmen | 16 December 2006 16:56

Her şeyden öte bir sabah,gebe doğar güneş geceye
ve sonları – sonsuz olur,,gözlerinde çocukların hayat.
Bağları kör olmuş gözlerinin, bir damla suda açlık,
kan olmuş,ölüm olmuş,alacak son nefes olmuş,
uyanırken emanet bırakmış düşlerini papatya sarısına
ve sevgilerde karanlık bedenine doğan nurdan ışık
aydınlatmış gözlerinin ferini,,baktı ziyan olmuştu
sevapları günahlarının denizinde.
Nereye gittiği bilinmez akıntı sürüklese zamanı
doğum günlerine vura – vura yine saat’ler saniyelere
muhtaç kalırmış.Dursada cama vuran nefesinin buğusu
çığlık çığlığa başlayacak,,doğumlarla hayatın bir başlangıcı
daha gün tan – yeli olunca,,bakarsın.
Omuzlarda taşınan yük olur,bir roman daha – sunulan
hediyedir kara toprağa sayfa sayfa kum tağnesi gibi..
Renklerin içinde bahar meltemi dolaşırken saçlarında
ılık,,işte o an anlamışsındır yaşadığını acı çekmeden
de olsa;
Dağlar bürünce gövdesini beyaza,kara bulutlar ufkuna
hediye konur,istemese de kuşlar bunu, kanatları her
gece siyah yollarda görünmeyen sessiz haykırışlarıyla
yıldızların arasına karışır,,bakarsın.
Gölgesinin içinde soğuk rüzgarla savrulur canlar,
intaharların isyanıyla önü alınmaz kıyamet ateşi,
korkulara bürünür Şeytan’ın Cin’lerin gözleri, balçığın
içinde boğulurken o gün vahşi hayvanlar ve insanlar
çözümlenmemiş cinayetler hesap verir ”Yaratılmışa”.