bildirgec.org

manav hakkında tüm yazılar

Aya Benzer Göbeğim Episode 2

onnupro | 30 January 2012 11:07

Hayır !
aslında yüzbinkere hayır
inanmıyorum sana
lakin en son ayışığı altında gördüklerimiz üzerine konuşmuştuk
Şimdi öyle mi ?

Hayır !
Yine baharın ilk günleriyle son günleri birbirine karıştı
Artık zamanı dolması gerekenler dolmadı mı ?
Ellerimle mahfettim
Teşekkürler
Arz ederim

Aya Benzer Göbeğim

onnupro | 21 September 2010 12:15

Evet
Aya benzer göbeğim
ama üzerinde bir kalp var taşıdığım
hem de sadece senin için çarpan bir kalp
akşam rüzgarları eser bir meltemcesine
sanki 14 yaşında ki kuzenimi görmüşcesine
alkole hayatını adayan teyze oğlum
kumara kendini kaptıran hala kızım
gibi
ve seninle göbek taşında uzanmalarımız
sanki o an beynimde yıldırımlar çarpmışçasına
bakteriden yapmış olduğum el feneri gibi
hayatımı aydınlattın.

sadece teşekkür ederim

imza ;ben ve göbeğim

Untouchablezen insanının saçma yazılarına eleştiri…

| 28 April 2007 14:53

Burda bahsi geçen untouchable zen adlı yazar kılıklı palyaço, bir kaç kelimeyi yan yana koyup, bandwidth israfına neden olmaktadır. Ki kendisinin manav olduğunuda sanmıyorum olsa olsa salak bir öğretim görevlisi veya doçent olabilir. Sıkıldım kardeşim bu adamın saçma yazılarından yayınlamayın, hiç bir amacı yok bu adamın, yazıyor bir şeyler. Ve burda fevkalade güzel yazılar yazan arkadaşlarımızın yanında bulunmasını istemiyorum.

Ohh ne güzel adam yazsın turptan, kelebekten, yok saksıdaki ismail dede efendi kasetinden sonra bizim gibi nacizane insanların yazılarıyla beraber yazılsın. Hem bu ne kadar duyarsız bir adam yahu. Dünya bitmek üzere bu adam hala yok domates şu kadar olmuş, yok bu kadar olmuş.Tövbe tövbe..

yirmi adımda zaman

| 21 May 2006 17:33

merhaba günnükcan,

sen bu yazıyı okurken ben kahvaltımı yapmış, çayımı yudumluyor olacağım. evet evet, bu saatte kahvaltı!

kısa özete geçiyorum:
1. 24 saatin 20’sini evde geçirip o kadar yemek yedikten sonra evde kod yazmaktan, patates yumrusu gibi bir şey olup çıktım efendim. önümde benden habersiz yapıştırılmış gibi duran göbeğim beni rahatsız etmelerde… kendisiyle pek yakında ilgilenmek gereği doğdu. hele şu çalışmalarım bir sonuç versin bakayım…

2. beşiktaş’ta güzel bir lokanta olan ali baba restaruant’a gitmiş idik. ekmeğin üzerinde kalan unlardan dolayı, tutmuş olduğum tuzluğun elimden fırlayıp yere düşmesini engelleyememiş bulundum. oranın garsonlarına garip bir eğitim veriyorlar sanırsam. niye dersen, ne yaparsan yap; ilginç bir şekilde gülümseyip rahat etmeni sağlamaya çalışıyorlar. bunu anlatmamın nedeni şu ki; garsonlar “hiç önemli değil aaabi” dedikten 3 saniye sonra yan masadan aldığı tuzluğu masama koymak istedi. ve o da düşürdü tuzluğu! içimden dedim ki, “valla hakkaten önemli değilmiş sanırım”!