bildirgec.org

köy düğünü hakkında tüm yazılar

MAŞALA

teacher07 | 29 January 2009 17:28

Köy düğnlerinde meydanı aydınlatan kocaman bir ateş vardır. Maşala, adı meşaleden gelse gerek. Ateş aynı zamanda meydanda sergilenecek seyirlik oyunların sahasını da aydınlatmaktadır. Oyunda rol alanlar, arap, külcü, değnekçi, doktor, politikacı, kadın giysili erkek dansöz vb. oyunculardır. İzleyiciler bazen kahkahadan kırılır, bazen de kadın giysilerinde erkekleri ilgiyle izlerler. Bu oyunlara da meydanda yakılan ateşten dolayı maşala derler.

Köy düğnlerinde tam bir imece uygulanır. “Düğün el ile, harman yel ile…” diye söylenen sözün doğruluğunu görmek için köy düğünleri iyi bir örnektir. Akrabalar, komşular, tüm köy halkı düğünlere katılırlar. Hatta birbirine küs olanlar bile düğünlere katılmadan edemezler. Maşala zamanı da köylülerin sabırsızlıkla bekledikleri eğlencedir. Genellikle düğünün son gecesi düzenlenir. Kına gecesi diye adlandırılan gece de oynandığı çoktur.

Meydanı aydınlatan ateşin etrafında, davul zurna eşliğinde halk oyunlarıyla başlar maşala. Bu arada seyirlik oyunların hazırlıkları sürmektedir. Elini yüzünü kurumla (is) boyayan oyuncu araptır. Erotik giysilerle hazırlanan köle dansözdür. Tabi ki bu kadın giysili, güzel oynayan bir erkektir. Eski keçe parçasından deve başı hazırlanır. Eski kilimlerden deve örtüsü hazırlanmış, devenin ayakları kilimin altında görünmeyen erkeklerdir. Sırtlarına küçük ekmek tekneleri bağlanmış birkaç kişi de kaplumbağa olarak hazırlanır. Önlüğü kırmızı boya ile kanlekeleri yapılmış doktor ve aletleri de hazırdır.

Değnekçi (bazı yörelerde tongur denir), Düğnün ve oyunların düzeninden sorumludur. Çantasındaki külleri etrafa savurarak külcü sahneyi boşaltır. Deve etrafındakileri ısırmaya çalışarak, deveci ve köle ile sahneye çıkar. Etraftakiler ısırılmamak için etrafa kaçışırlar. Bu hareket oyuna ilgiyi daha da kamçılar. Ortada arap köle kızı över, artırmayla köle satışını başlatır. Oradan buradan abuk sabuk artırıcıların çoğaldığı bir zamanda biri, kölenin marifetini görelim der. Davul zurna ile meydanda gençlerle birlikte oynatırlar. Bir ara köle kızı gençler kaçırırlar, arap da bağıra çağıra koşarak sahneden ayrılır.

DENİZ ÇARŞAF GİBİ…

teacher07 | 27 August 2008 15:24

Deniz çarşaf gibi derler ya… İşte Öyle tatlı bir titreşim, insana masaj yapan bir kıpırdanma… Deniz simitleri içinde çocuklar, kollarında şişme kolluklar, hayallerindeki oyunlarındalar… Keyiflerine diyecek yok… Denize yeni gelenler belli, hemen seçiliyor. Pamuk gibi bedenler, ciğer gibi kızarmış omuzlar… Eskiler memnun, şikayetçi değil hallerinden. Pırıl pırıl bronzluk…Deniz çarşaf gibi… Çocuklar şen…