bildirgec.org

kissa hakkında tüm yazılar

Tilki Kuyruğu

ikuzgun | 15 August 2007 15:03

Tilki Kuyruğu
Adamın biri çok unutkanmış ve bundan çok muzdaripmiş, nasıl bir ilaç alsa da hangi otu içerse içsin geçmemiş. Çare olarak hocaya gitmiş. Hoca adamı bir süzmüş ve;
– Tamam senin derdine çare bende vardır. Lakin şimdi gidip yarın sabah geleceksin, gece boyunca da aklına asla tilki kuyruğu getirmeyeceksin!
– Tamam der adam, evin yolunu tutar.

Hocanın dediği gibi tilki kuyruğunu aklına getirmemeye çalışır. Fakat sürekli unutması gereken şeyi hatırlamaktadır. Gece boyunca aklından silmeye çalışsa da aklına sürekli tilki kuyruğu gelmiş. Uyuduğunda bile tilki kuyruğu görmüş. Ertesi gün adam heyecanla ve biraz da dertli bir şekilde sabah erkenden hocanın kapısını çalmış. Hoca sormuş,
– Ee akşam tilki kuyruğunu aklına getirdin mi? Adam;
– Hocam hiç aklımdan gitmedi ki. Hoca;
– “Hah” demiş, “işte şimdi tedavi oldun”

Normalde hiç aklımıza gelmeyecek şeyler, özellikle aklımıza getirmemeye çalıştığımız da önümüzde belirir. Sarı renge dikkat etmeyeceğim onu görmeyeceğim derseniz normalde görmediğin sarılar gözüne çarpar. Daha önce her gün gördüğünüz faka tdikkat etmediğiniz bütün sarıları görürsünüz. Tişörtlerde, ayakkabılarda, sokak lambalarında sarı görürsün. Sarı olmayanı bile sarı görmeye başlarsın.

Seydemmi, duldanı bırakıp gitme bir daha!

aggali | 13 June 2007 10:42

Ben çocukken bir amcamız vardı, bize sürekli öyküler anlatan. Aslında amcam değildi ama, uzak akrabamız olduğu için, ona amca demekte bir sakınca görmezdik.Daha doğrusu bizim yörede dendiği üzere “Emmi”. Seydi Emmi ( zaman içinde söylene söylene Seydemmi olmuş tabii.) anlatığı öyküleri sonuna kıssalar koyarak, bizim için adeta yaşam dersleri verirdi. İlk ondan dinledim inatçı keçinin başına gelenleri, karganın peyniri tilkiye kaptırmasını, ağustos böceği ile karıncanın hikayesini. Evinin yanındaki duvarın duldasında oturur, yanına gelen çocuklara hikayeler anlatırdı; hep oradaydı o.