Yolda…

Kadıköy’den kalkan otobüste oturacak yer kalmamıştı. Dayanamadı, Fenerbahçe civarında otobüsten indi, yürümeye başladı denize doğru… Aklında hala nerede duyduğunu bir türlü çıkartamadığı o cümle vardı. Can sıkıntısıyla yaşamaya alışmak gerektiğini düşündüğünde, farkında olmadan suyun kenarına ulaşmıştı. Banklar vardı sahil boyunca, insanlar vardı… Nerede duyduğunu hatırlayamadığı o cümle şimdi biraz gerilere çekilmiş, kafasını daha dünyevi meseleler işgal etmeye başlamıştı.

İşten erken kaçmıştı. İlk baştaki düşüncesi erkenden eve gidip, yatağına yatmak ve uyumaktı. Bütün düşüncelerden, bütün dünyadan uzakta, odasının alacakaranlık sıcağında uyumak… Oysa bir çok şeyde uzun zamandır yaptığı gibi daha yarı yoldayken bu fikir de ona eskisi kadar çekici gelmemeye başladı. Şöförden kendisini Eminönü’nde bırakmasını istediğinde de vapura binip Kadıköy’e geçmek gibi bir fikir yoktu aklında. Yine her zaman olduğu gibi bir son dakika kararıyla, girmek üzere olduğu Mısır Çarşısı’nın kapısından dönmüş ve vapura binmeye karar vermişti. Yeniden kendine geldiğinde Caddebostan’a kadar yürümüş olduğunu fark etti.