bildirgec.org

kaza hakkında tüm yazılar

Artık herkes haddini bilecek…

Beacool | 26 January 2010 12:10

Artık herkes haddini bilecek…

Anahtarlık şeklinde ve büyüklüğünde olan bu ürünü çıkarıp üflediğinizde size ne kadar limitte olduğunuzu haber veriyor. güç düğmesine bastıktan sonra on saniye içinde aletin ön tarafında bulunan deliğe üflemenizle üstündeki ledlerin yanışına göre kanınızdaki promil oranınızı anlayabiliyorsunuz.

  • Yeşil ışık – Güvenli (0.05% Promilin altında)
  • Sarı ışık – Dikkat (0.05% Promil)
  • Kırmızı ve Sarı – Tehlike bir taksi tutsanız iyi olur (0.05% Promilin üstünde veya çok üstünde)

ÖLÜM GETİREN KAZALAR TOP 10

pilla | 14 January 2010 13:25

Ölüm her zaman geliyorum demez. Ama ne yazık ki kaçınılmazdır. Bazen bir hastalık, bazen yaşlılık ve bazen de gökyüzünden düşen bir saksı… Bu yazım üçüncü şıktan bahsedeceğim size. Sonu ölümle biten kazalardan bir TOP 10 listesi var karşınızda. Aman dikkat edin, hepsi de her an başımıza gelebilecek kazalar.


10. Elektrik akımına kapılma

Her yıl yaklaşık 500 kişi elektrik çarpması sonucu hayatını kaybetmektedir. Lütfen lambalarımızı değiştirirken daha dikkatli olalım.

ŞAKA

mavilikler | 12 January 2010 13:42

Uçak düştü. Yolcular, hostesler, pilot… herkes yerde. Uçağın enkazıyla birlikte… Daha birkaç dakika öncesinde yolcular, koltuklarında hosteslerin zarif tavırlarla ikram ettikleri çörekleri atıştırırken… Bulutlar dokunacak kadar yakın, yer hiç ulaşılamayacak kadar uzak ve gerçekdışıyken… Ve bir haritadaki yer şekilleri halindeyken şehirler… Uçak gökte süzülüyordu. İçindekileri yerden ve ona ait herşeyden çok uzaklara savurarak… Birazdan burnunu aşağı çevirecek ve oraya doğru süzülecek de olsa, içinde geçirilen o iki saatlik dilimde sunduğu özgürlük hissi, yere ayaklarını bastıklarında da yolcularla birlikte varolmaya devam edecekti.

Ama öyle olmadı ve düştü uçak. Hiç beklenmeyen bir anda son buldu yolculuk… Ya da yarım kaldı.

hızlı yaşamasalar efsane olamayacaklardı

nazokiraze | 20 November 2009 10:00

18 yaşındayken Oscar’a aday gösterildiginde, bu ödüle aday gösterilen en genç oyuncu kategorisinde 6. kişi ünvanını aldı (geçtiğimiz yıla kadar hala 6. kişi oydu, bu yıl ne oldu bilmiyorum)

Bahsettiğim kişi Gladyatör filminden tanıdıgımız Joaquin Phoenix’in de kardeşi olan (ölmeseydi ondan daha ünlü olacağına şüphe yok) River Phoenix.

Müzisyen ve oyuncu olan River Phoenix; Genç Astronotlar, Indiana Jones: Son Macera, Benim Güzel Idaho’m, Şifreciler, Dogfight, Little Nikita filmleriyle oldukça başarılı bulundu , küçük yaşta tanıştıgı kameralar sayesinde zaten gençliğin sevgilisiydi, yirmili yaşlara geldiğinde kendini o kabuktan sıyırmaya başlayarak önemli rollere imza attı. (Ölmeseydi Vampirle Görüşme filminde de oynayacaktı ve bu film ona adandı)

Abisi ve arkadaşlarıyla gittiği Viper Room adlı gece klübü (klüp o dönem Johnny Depp’indi ve bu olaydan sonra her yıl 31 ekimde orayı kapattı) genç aktörün yaşadığı son yerdir. Aniden nefessiz kalan ve kusmaya başlayan Phoenix hastaneye kaldırılsa da kurtarılamaz ve 23 yaşında hayatını kaybeder. Ölümü için uyuşturucu denen oyuncu için yakınları onun uyuşturucudan nefret ettiğini şeklinde açıklama yaparak ölümünü şüpheli bulmuşlardır.

”Hızlı Yaşa Genç Öl Cesedin Yakışıklı Olsun” denince ilk akla gelen kişi olan James Dean, sinema tarihinin efsaneleşmiş kişileri arasında en önemli yere sahip kişilerden biridir, çevirdiği birkaç filme ve yıllar önce ölmesine rağmen, her nesil tarafından bilinir. Hala en seksi aktörler sıralamasında üst sıralardadır.

Bugün yaşasaydı 78 yaşında olacaktı James Dean, ama o 24 yaşında ölerek efsane olarak tarihe kazındı.

Ölümün Yaşatma Gücü Teorisi

turritopsis | 17 November 2009 13:51

1883 yılında Krakatau yanardağı “uyanmıştır”. Yanardağın püskürmesi çok büyük gürültü yaratmıştır, patlama gücü de 150 megaton hidrojen bombasının gücüne eşit olmuştur. Ada nerdeyse “çatlamıştır”. Tüm canlılar yok olmuştur. Ancak kısa bir zaman sonra bu alan yine canlanmaya başlamıştır. İlk olarak da buraya körfezden bir piton gelmiştir…

2. Dünya Savaşı zamanında Alman uçakları, Kuzey Denizi’ndeki ulaşım gemilerini durmadan bombalamıştır. Su bombaların patlamasından “kaynayacak” hale gelmiştir. Ancak belli bir zaman sonra denizin suları birden çoğalan balıklarla dolmuştur. Bir türün kitlesel yok oluşunun başka türlerin birden çoğalmasına neden olduğu ortaya çıkmıştır. Bu, doğanın bazı türlerin tamamen yok olmasını engelleme sistemidir.

unutulmayan otomobiller 2

nazokiraze | 12 October 2009 17:16

Pembe Cadillac

Elvis Presley 1955 yılında “Baby Let’s Play House” adlı bir şarkı yapar ve bu şarkının sözlerini kayıt anında değiştirir, şarkının yeni sözleri şöyledir: “pembe bir Cadillac kullanıyor olabilirsin, ama sakın kimsenin oyuncağı olma “ (Pink Cadillac film)

Daha sonraları çok para kazanmaya başladıgı zaman ise annesine hediye ettiği araba yine bir pembe Cadillac’tır ve sonrasında Rock’n’Roll simgesi haline gelen otomobil modeli de odur.(Presley öldüğü zaman tam 100 tane Cadillac’a sahipti)

http://www.arabalarmax.com/data/media/88/hayalet_avcilari_filmindeki_araba.jpg

unutulmayan otomobiller

nazokiraze | 12 October 2009 08:50

Little Bastard

James Dean tarafından Little Bastard (Küçük Piç) ismi verilen Porsche 550 Spyder marka otomobil, 30 eylül 1955 yılında ünlü aktörün geçirdigi kazayla hayatını kaybettiği arabadır. Kaza ve ölüm sonrası bu otomobil ile alakası olan pek çok kişinin ufaklı büyüklü pek çok kaza geçirdiği rivayet edilir.

61 model Lincoln Continental

1963 yılında John F. Kennedy’nin suikaste uğradığı üzeri açık Lincoln Continental model otomobil ( bu araba özellikle Beyaz Saray için limuzine çevrilmişti) geçtiğimiz yıllarda bir müzayede de 225 bin dolara satılmıştır. Bu model suikasttan sonra çok daha fazla rağbet görmüştür, Ural-Ataman Klasik Otomobil Müzesi‘nde bu otomobilin ikizi olarak bilinen model vardır , bu araçla birebir özellikler taşıyan 1967 Lincoln Continental geçtigimiz günlerde Hüsnü Şenlendirici tarafından satışa sunulmasıyla gündeme gelmişti.(bu model son olarak üretilen 4 kapılı Convertible Amerikan otomobilidir)

SOĞUK SAVAŞ SIRLARI: KAYIP KOZMONOTLAR

wertikaas | 19 September 2009 10:59

Yuri Gagarin
Yuri Gagarin

12 Nisan 1961 tarihinde, binlerce yıldır gökyüzünün enginliğine dalıp, türlü hayaller kuran insanoğlunun en imkansız görünen hayali gerçek olmuştu. Yuri Gagarin, yalnızca uzaya giden ilk insan olmakla kalmıyor, bir rüyayı da gerçek kılıyordu. İnsanoğlu artık uzaydaydı ve hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Peki ama Yuri Gagarin gerçekten de uzaya giden ilk insan mıydı? Yoksa sadece yolunda giden talihi sayesinde kendinden önceki kayıp öncülleri arasından sıyrılmayı başaran şanslı biri miydi?

Kayıp Kozmonotlar” Soğuk Savaş yıllarının gizemlerinden biridir. Hala aydınlanmamış noktaları vardır. Bunun nedenini anlayabilmek için Soğuk Savaş’ın en sıcak günlerine geri dönmemiz gerekiyor. Bu yıllarda iki kutba ayrılan dünya üzerinde, her alanda müthiş bir yarış sürmektedir ve iki taraf ta elde ettikleri her başarıyı kutsal ideolojilerine adamaktadır. Nihayetinde yarışma kategorilerine uzay da ilave olunca; önce uzaya ilk insansız uydular gönderilmeye başlanır. Sonra buna hayvanlar da eklenir. Şimdi sıra insanlardadır. Herkesin merak ettiği soru aynıdır: Uzaya ilk önce kim gidecek? Burada “kim” den kasıt; bir insanı canlı olarak uzaya gönderip aynı şekilde geri getirmeyi kimin başaracağıdır. Herkes bu sorunun yanıtını beklerken amatör telsizciliğe merak salmış iki İtalyan kardeş; Achille ve Giovanni Judica-Cordiglia, Torino’nun dışında 2. Dünya Savaşı’ndan kalma eski bir sığınakta kurdukları bir dinleme istasyonunda, Amerikan ve Sovyet radyo, telsiz sinyallerini dinlemekle meşguldürler. Malum internet ya da diğer haberleşme teknolojileri henüz gelişmemiş yahut da gelişme aşamasında olduğundan tüm Avrupa hava sahasını bu radyo sinyalleri kaplamaktadır. Ama 1960 yılının 28 Kasım gecesi ilginç bir şey olur. Bu iki İtalyan kardeş dünyadan gittikçe uzaklaşan bir sinyalden gelen SOS mesajını tesadüfen yakalamayı başarırlar. Bir uydu ya da uzay aracından gelen bu SOS mesajı mors alfabesiyle üç kere daha gönderilir fakat sinyal her seferinde daha da zayıflar ve dünya yörüngesinden biraz daha uzaklaşır. Sonunda ise kaybolur. Bu garip olay duyulunca, bir İsviçre radyosu kardeşlere radyo istasyonlarında uzay uzmanı olarak iş verir. Onlar artık uzaya gidecek ilk insanın sesini kaydetmeye hazırdırlar.

Bu hızla sürmeye devam edersen …

goddrawme | 11 August 2009 12:42

Trafik kazalarını görmediğimiz veya kaza yapmadığımız sürece trafikte yaptığımız riskli davranışlar için pek dikkat etmeyiz. “Lütfen yavaş gidiniz.“, “Emniyet kemeri takınız.” gibi uyarıları pek umursamayız ta ki bir trafik kazası yapıp veya bir kaza görüp umursamadan yaptığımız riskli davranışların ne kadar feci sonuçlara yol açtığını anlayıncaya dek. Bu trafik tabelaları da bizi direk sonuca götürüyor.
Bu yararlı trafik zamazingosu hız tespitinde kullanılan radarların formatında işliyor ve sizin o anki hızınızı baz alarak sonuçları çıkarıyor.

Yukarıda hız limiti 25 km/s olan yola konulmuş tabelayı görüyoruz. Tabela, aracın hızını ölçerek konuyu “bu hızla giderseniz herhangi bir kazada hastanede geçireceğiniz gün sayısı şudur ” demeye getiriyor.