Kama Sutra
Kama Sutra

Kamasutra Hindistanlı aydını Vatsyayana tarafından aşk üzerine yazılmış antik Hint yazısıdır. Kama sutra genellikle Kama Shastra ismi ile bilinen yazılardan en önemli ve göze çarpanıdır. Kama Sutra bilindiği üzere aşk ve cinsellik sanatıdır.

Geleneksel olarak ilk defa Kama Shastra veya Kama’nın öğretisi Şiva‘nın bekçiliğini yapan kutsal boğa Nandi‘ye atfedilmiştir. Tarihçi John Keay Kamasutra’nın milattan sonra ikinci yüzyılda toplanmış ve şimdiki haline getirilmiş bir özet olduğunu söylüyor. Bu oluşumun Batı dünyasında nasıl bu kadar tanındığını Kama Sutrayı tercüme eden Richard Burton şu sözlerle açıklıyor:

Richard Burton
Richard Burton

Vatsyayana’nın nasıl gün ışığına çıkarıldığı ve İngiliz diline çevrildiği bazı insanlara ilginç gelebilir. Böyle oldu: Uzmanlarla birlikte “Anunga Runga, veya aşkın safhası”nı tercüme ederken sık sık Vatsya’dan bahsedildiği ortaya çıktı: “Bu veya şu fikir bilge Vatsya’nın idi”, “Bilge Vatsya bunu dedi” vs. Doğal olarak Vatsya’nın kim olduğu sorusu soruldu ve uzmanlar Vatsya’nın Sanskrit edebiyatına ait aşk üzerine yazılmış bir metnin müellifi olduğu şeklinde cevap verdiler. Mumbai‘de bulunan elyazmanın kopyası eksik olduğu için yetkililer Benares, Kalküta ve Jaipurada bulunan Sanskrit kütüphanelerine kitabın elyazması için mektup yazdılar. Elyazmasının kopyaları elde edildi, daha sonra birbirleriyle karşılaştırıldı ve kopya İngiliz diline çevrildi.

Kama Sutra harfi harfine “cinsel zevk üzerine bilimsel inceleme” anlamına gelmektedir. İslami ve birçok dini öğretilerden farklı olarak Kama Sutra cinsel ilişkiyi sadece insanın çoğalması için yapılan eylem olarak görmüyor. Kama Sutra cinsel zevk kültürü olarak da adlandırılabilir. Eski Hintliler hayatın dört anlamı olduğuna inanıyorlardı: dindarlık (dharma), maddi başarı (artha), kurtuluş (moksha) ve cinsel zevk (kama). Bunların dördü de eşittir. Hint dünyasında cinsel zevk arayışı dinsel arayış kadar saygı görüyordu.

Kama Sutra’nın bahsetdiği cinsel kültür bizimkine şaşırtıcı biçimde benziyor. Kitap kadınlar ve kızların babalarına, eşlerine veya erkek kardeşlerine bağımlı olduklarını tasvir ediyor.