Türkiye’nin tam ihtiyacı olduğu bir tasarım “Open Smoking Booth“. Özelliklede yeni yasaların yürürlüğe girmesiyle. Bu tasarım sayesinde artık kapalı alanların içinde bir kabine sıkışmadan sigara içebileceksiniz.
Alçak-yüksek basınçlı havanın oluşturduğu hava duvarı sayesinde sigara dumanı diğer insanlara ulaşamadan bu alet tarafından filtrelenmekte ve tekrardan ortama verilmekte. Bunların hepsi siz keyifle sigaranızı içebilesiniz diye 😀
Ayak seslerinin gittikçe yaklaştığını duyuyordu. Kendisini korkunç bir sonun beklediğini, kapana kısıldığı bu izbe yerde ölüp gideceğini, cesedini kimsenin bulamayacağını düşündü. Saklandığı dolabın içinde nefes alışverişini kontrol etmeye çalışıyor, biraz kıpırdadığında dolaptan çıkacak gıcırtıların yerini belli edeceğinin bilinci ile parmağını bile oynatmıyordu. Fakat daha fazla dayanamadı ve kramp giren sağ ayağını bir parça ileri attı. Dolaptan çıkan gıcırtı sonrası ayak sesleri gittikçe hızlandı ve dolabın kapısı büyük bir gürültü ile açıldı. Yüzü maskeli, deri ceketli, iri yarı adam elindeki elektrikli testereyi havaya kaldırdı veeee…
İlk defa 2000 yılında uçağa binmiştim. Çok zevkli gelmişti bana. Hoş hostesler, aynı zaman da çok kibarlar, konuşmaları çok tatlı… E zaten hostes diyince akıllara direk “zarafet” gelmez mi?
2003 yılına kadar bir daha uçağa binmedim. THY’nin bilmem kaç sefer numaralı uçuşunda uçak dar mı dar. Boğulacak gibiyim. Su istiyorum “Servisin başlamasına biraz daha var” gibi bir cevap alıyorum. Sesimi çıkarmıyorum ama susuzluk hat safhada. Keşke havaalanında su alsaydım diye düşünürken “Ya ben o kadar para veriyorum“ diye bir hışımla hostesi cağırmak için ikinci kez düğmeye basıyorum. “Servisimiz başlamak üzere“ diyor. Peki… En azından 2003 yılında hosteslerin konuşmaları seviyeli ve düzgündü, görüntüleri hoş ve bakımlıydılar. Tek sorunları ben susuzluktan ölürken su vermemek. Olsun olsun yine avantajlıyım diyerek iniyorum uçaktan.
2005, 2006 derken kabin memurlarında bir laubalileşme, bakımsızlık, ellerinin çirkin olması, saçların gelişi güzel toplanması, yer hosteslerinde seviyesizlik, saygısızlık, komşu kızıymışım gibi davranmalar vs. gözlemliyorum.
İstanbul’dan kalkıp bilmem nerenin havalimanına inecek olan uçağa binmek için valizlerimi vermekteydim dün sabahın erken saatlerinde gözlerim mayış mayış bakarken. Sıra bana gelmiş, biletimi pasaportumun içine koymaya çalışıyorum. “Sen de pasaportunu ver canım” diyen laubalilikten cıvımış bir sesle irkilince öne doğru ilerliyorum. Sonra dank ediyor. Kendi kendime diyorum “Ne oluyor“. Nerden bu samimiyet?
Komfort Pets firmasınca üretilen bu evcil hayvan taşıma kabini, ısıtma ve soğutma ünitesi ile köpeğinizin yada kedinizin, bulunduğu sıkışık ortamda birazcık da olsa rahatlamasını sağlayabilecek gibi görünüyor. 75 F° (~22.2 C°)’nin üzerindeki sıcaklıklarda otomatik olarak devreye giren serinletici ünite, 65F° (~18.3 C°)’ın altındaki sıcaklıklarda ise ısıtıcı olarak işliyor. Farklı boyutlarda modelleri bulunan kabinlerin 19″x13″x16″ ölçülerindeki en küçük seçeneğinin fiyatı ise 400$.
Otomobil ses sistemlerinde en önemli elemanlardan biri de subwooferdır. Bir subwoofer aldınız ve kabin yaptırmak istiyorsunuz. Fakat gelişi güzel istediğiniz şekilde yaptıgınız bir kabinden verim almanız mümkün değildir. En iyi şekilde verim alabilmek için subwooferınızın katalog bilgilerinde verilen kabin litre hesabının tutması gerekiyor.
Bu site de size istediğiniz ölçülerdeki kabinin değerini litre olarak veriyor, bu tür uğraşınız varsa kendiniz bir kabin yapıp maliyetinizi düşürebilirsiniz. Gayet kullanışlı ve pratik bir site.
kendi datacenter’ınız için kendi rack kabinetinizi yapmak ister miydiniz?
