Zaman gerçeğin yıkılışıdır. Tercih çok kolay, gerçeği unutmak. Baudrillard başka türlü mutlu olmayacağımızı söylüyor. Gerçek ki, adım atan kırıntılardan bir yaşam oluşmuş ve şimdi o kırıntılar bize kalmış, baş kaldırmış, üstelik; ‘Gerçek olan benim, idealıyım bu konuda, ispatlayabilirim de’ deme cüretini gösteriyor.

Oysa bilinir ki, gerçek gerçek ideasında bulunmayandır. Buna ihtiyacı yoktur.

Tüm zamanlar içinde gerçeğin bu denli pusuya yattığı bir zaman görülmedi. Her zaman kendi içinde gerçekliğini kaybetti gibi tanımlansa da XXI. YY. gibi değildi elbette. Soğuk, işini bilen ve Marduk’la çoktan imzayı basmış bir zaman. İşte bu, içinde olduğumuz zaman son dönem ve bizim bu denli kahır içine gömülmemizin tek nedeni de elbette. Kardeşlerden Marduk’un güçlü gelmesi. Lakin bu bilinen bir şeydi.