bildirgec.org

iznik çinileri hakkında tüm yazılar

Kaybolan Değerlerimiz, Birer Birer İniyor Sahneden…

| 05 January 2009 10:20

Tüketim toplumu olduk. Tarihte işlenmiş eski değerlerimizin yerine, yeni teknoloji yöntemlerini tercih eder olduk. Öyle bir zaman dilimini yaşıyoruz ki, teknoloji başımızı döndürüyor. Geleneksel yöntemlerle yapılan sanat ve zanaatlara taleplerimiz giderek azalıyor. Bir zamanlar, göz nuru ve alın teri ile harmanlanmış mesleklerimiz ve dünden gelebilmiş zanaatçılarımız vardı; cam, çini, taş, ahşap oymacılığı, telkârî işçiliği, kutnu bezi dokumacılığı ve diğer dokumalar gibi zanaatları yaşatan ustalar ise bugün giderek çekiliyor sahneden…

TAŞA HAYAT VERENLER(Taş İşçiliği): Bir zamanlar, taşa ruh kazandıran, taşı bir dantel gibi işleyen ustalarımız vardı. Zanaatçılar, blok şeklindeki taşları, özel yontma işlemleriyle el emeği, göz nuru ile bezer ve bir eser ortaya çıkarırdı; çeşmeler, şömineler, aynalar, masalar, dış cephe kaplamaları(oymalı sütunlar, nişler, kapı ve pencere söveleri, tavan süslemeleri vs…) ve diğer ürünler…
Günümüzde, tarihin derinliklerinde kaybolan taş ustalarının, ellerinin kıvrımlarını ve alın terlerini, Mimar Sinan imzalı bir caminin duvarlarında ya da başka tarihi yapının içinde hissederiz. Türkiye’nin belli bölgelerinde, özellikle İç Anadolu ve Ege Bölgelerinde az sayıda bu zanaata ve zanaatçılara rastlamak mümkündür.

ÇİNİCİLİK: Çinicilik dendiğinde İznik Çiniciliği akla gelir. İznik çiniciliği, 16.yy’ da en parlak ve en görkemli dönemini yaşamıştır. Bugün ise İznik’te bu geleneğe gönül vermiş az sayıdaki ustalarla, çinicilik devam ettirilmeye çalışılıyor. Atölyelerinde, geleneksel tekniklerle ve butik çalışan çini ustaları, kullandıkları turkuvaz, firuze, yeşil, sarı ve kahve renkleri içeren sırlarla imzalı işler çıkarıyorlar.

ANTİKANIN KOKUSU…

| 18 December 2008 13:22

Dünyada farklı kültürler, gelenekler ve farklı coğrafyaların oluşturduğu form ve materyaller farklı dilleri konuşuyor olsa bile aynı evrensel amaca(insana) ulaşıyor.
Yüzyılların getirdiği estetik anlayışı ve birikimi günümüzde modernize edilerek, geçmiş ve bugünün harmanlanması ile yeni bir tasarım anlayışını doğurmuştur.
Fransız tasarımında; özgün ve önemli bir yeri olan XV. Louis sitili fazla kıvrımlı, şaşalı ve asimetrik formları ile Rokoko ve Barok tarzı, bugün çağdaş anlayış ile yerini düz, dik açılı ve sade formlara bırakmıştır.
Tasarımın babası olarak bilinen İtalyanlar, geçmişte ve günümüzde de sitillerini dünyaya kanıtlamışlardır. Lüks otomobilden tutun mobilya, moda ve endüstriyel ürünler gibi tasarımda geniş yelpazeye sahiptirler. Keskin ve rüya gibi formlarının, ironiyle fonksiyonelliğin karmaşıklığına rağmen şiir gibi tasarımlara imza atmışlardır. İtalyan estetiği, günümüzde dünyaya ulaşmış vazgeçilmez fonksiyonel tasarımlardır.