bildirgec.org

iştar hakkında tüm yazılar

Gökkuşağı bombaları

massay | 12 April 2010 16:10

1964 yılında Atom araştırıcıları gökkuşağı ile ilgili deneyler yaptılar. Born Üniversitesi’nde yapılan deneyler sonucunda Pauly ve Hundhausen adındaki atom fizikçileri “atom-gökkuşağını” buldular. Bunun üzerine Amerikan ve Rus bilim adamları büyük bir gayretle bunların üzerinde incelemeler yapmaya başladılar.

Hatta bir kuşağı bombasının bile gelişmekte olduğuna dair söylentiler ortaya atıldı.

Eğer bu gerçekse, bundan pek bir şey öğrenmemize olanak yok. Öyle ya, Nükleer silahlar daima çok gizli tutulan şeyler.

Bununla beraber gökyüzündeki gökkuşağı gizli değil ve incelenebilir. Hatta gökkuşağı hakkında daha çok şey öğrenilebilir ve gökkuşağı bombası ile ilgili söylentiler hakkında fikir edinilebilir.

aristo
aristo

Öyleyse buyurun:

Güneş ışığından M.Ö 384-322 yıllarında yaşayan ve Makedonya sarayında sonradan dünyanın Büyük İskender adıyla tanıyacağı genç veliahda okuma, yazma öğreten büyük bilgin Aristoteles, Yunanlı hemşerilerinin gökkuşağını hala bir tanrıça sanmalarına çok üzülüyordu. Kendisine gelince, o Olimpus dağında yaşadıkları söylenen Zeus, Hermes gibi tanrılara artık inanmıyordu. Onlar orada nektar içerler ve gök kuşağı tanrıçası İris’i tanrısal haberlerle dünyalılara gönderirlerdi. Aristoteles yalnız ve yalnız doğaya inanıyordu. Gökkuşağının da doğal bir nedeni olmalıydı.

Hafta: Gereksiz Birim

kapuska | 14 July 2008 10:04

Herhalde herkes ya bir şekilde işini yetiştiremediğinden ya da haftasonu tatilinin kısalığı yüzünden düşünmüştür: bir hafta neden yedi gündür? Niçin sekiz, dokuz, vs. değildir de illa yedidir?

Gün, ay ve yıl kavramlarını açıklamak isterseniz, bunlar astronomik birimlerdir ve fizik ile açıklanabilirler. Yani gün dediğimiz şey Yer’in kendi ekseni etrafındaki dönüşünün süresidir. Benzer şekilde ay Dünya’ya göre Ay’ın, yıl ise Güneş’e göre Yer’in tur süreleridir. Peki bu matematiksel niceliklerle tek ortak paydasının gün olduğu hafta kavramı da ne oluyor ve niye periyodu yedidir?

Ama yedinin serüvenine geçmeden önce hafta kelimesini ve kavramın kendisini de biraz irdelemek lazım. Semantik kökenine baktığımızda, Türkçe’de erken örnekleri 14. yy’a kadar takip edilebilen ‘hafta’ sözcüğü aslında Farsça’da yedi anlamına gelen ‘haft’ (heft okunur) kelimesinden türetilmiştir. Bu sözcüğü de ilk kez Avesta’da, Zerdüşt’ün dörtlüklerini topladığı ve kullandığı Hint-İran diline de adını veren kitapta görürüz (yani nereden bakılsa 3500 yıllık bir sözcüktür).

Bizim coğrafyamızda izi kolay sürülse de batı dünyasında bugün kullanılan ‘week’ kelimesine ulaşılması daha bir çetrefillidir. Kesin olarak bildiğimiz Romalılar’ın yüzyıllarca hafta kavramı olmadan gayet mutlu mesut yaşadıklarıdır. Fakat ne zaman Roma Ordusu 1. yy civarında Zerdüştlüğün bir mezhebi olan Mitraizm’le tanışmış, hafta kavramıyla beraber diğer kültürel öğelerini de benimsemeye başlamıştır. Ancak Romalılar’ın hafta kavramından pek haz aldıkları da söylenemez. Öyle ki bu kavram için kullandıkları kelimeler öylesine ve alelade sözcüklerdir. Bir süre ‘hebdomas (yedi gün)’ (Eski Yunanca hepta-‘dan türetme) bir süre de ‘septimanus (yedi kat)’ (Latince septa-‘dan türetme) demişlerdir. Yeri gelmişken ekleyelim, hafta anlamına gelen ve bugün hala kullanılan Fransızca ‘semaine’ ve İspanyolca ‘semana’ yine septimanustan türetilmişlerdir.

Mitras Rölyefi
Mitras Rölyefi