Fizik, maddenin yapısal özelliklerinin dışında kalan özelliklerini inceleyen doğa bilimidir. Yunanca’da “doğa” anlamına gelir.
Fizik bilimi kuramlar sayesinde ilerler ve kuramlar (teoriler) her doğa biliminde olduğu gibi fizikte de hipotez oluşturma, deney ve gözlemden sonra kurulur.
Özellikle klasik fizikte deney ile gözlemin çok büyük önemi vardır. O zamanlar genel olarak insanlar doğrudan algılayıp kavrayabileceği konular üzerine yoğunlaştığı için Arşimet‘in hamamda taşın batmayıp yüzdüğünü fark ederek suyun kaldırma kuvvetini; Newton‘un ise başına elma düştüğünde yer çekimini bulması salt gözlem ile deneyin yüzlerce yıl klasik fiziğin gelişimine sağladığı katkıyı göstermektedir.
Ancak fiziğin tarihsel gelişimi içerisinde zaman içinde klasik fiziğin salt gözlem ve deneyle oluşturduğu kurallar pratikte geçersiz hale gelmeye başlamıştı.
Örneğin klasik fiziğe göre ısıtılan bir cisim zamanla sıcaklığı arttıkça dalga boyu sürekli olarak azalan bir ışıma gerçekleştirirdi. Ancak bu pratikte böyle olmazdı, ısıtılan cisim sıcaklığı arttıkça önce dalga boyu artan sonra azalan ışımalar gerçekleştirirdi.