bildirgec.org

in the mood for love hakkında tüm yazılar

Aşkta Tüm Mesele Zamanlamadır; 2046 (2004)

dnz81 | 31 January 2011 12:47

2046’ya giden bütün yolcuların amacı aynıdır; kayıp hatıraları canlandırmak çünkü 2046’da hiçbir şey değişmez. Ancak hiç kimse bunun doğru olup olmadığını bilmez. Çünkü geri dönen hiç olmadı.

Uzakdoğu sineması veya Kar Wai Wong (yönetmen/senarist) denince akla gelen ilk filmlerdendir, 2046. Kar Wai Wong (My Blueberry Nights ile In the Mood for Love filmlerinin yönetmen/senaristi) ve Tony Leung Chiu Wai‘den (In the Mood for Love, Infernal Affairs ve Lust, Caution filmlerinin de başrol oyuncusu) melankolik bir başyapıt.

at kadehi elinden yoksa ateş ederim

neceff | 28 October 2008 16:21

Kapı açıldıkça girenlerin sayısı artıyordu. Ters bir bakışla karşıladığım insanların üzerinde, olması gerektiği gibi o kadifemsi elbiselerden vardı. Kadınların çoğunlukta olduğu gezegenlere has bir parfüm keşmekeşliği yaşanıyordu trafikte. Akşama evde erken olurum diyenlerin oluşturduğu bir ligde küme düşmemek için mücadele ediyordum. Günlük bir sinema dergisi çıkarma hazırlığının son aşamasına gelmiştim o sıralar. Günün soundtrack’ini in the mood for love olarak belirlemiştim. Yaylı çalgılara karşı beslediğim bu sempati hakkında bilgi vermek için okyanusa çağrılmıştım geçen hafta. Sessizce gider gibi yaptım. Her şey kontrolüm altındayken bir anda altına aldı beni bu bıyıklı adamlar. Bir elektrik direğini andıran hareketlerimden dolayı üç gün boyunca sualtında tutuldum. Sonra serbest bırakıldım derken gözlerimi çöle benzeyen bir kumsalda açtım. Bütün vücudumun kumun altındayken neler hissetiğimi az çok tahmin edersiniz. Sonra uzunca bir süre dilsizlik oldu aramızda. Kimse ne olduğu konusunda bir bilgi veremedi yakınlarıma. Yaklaşık 4256 metre boyunca süren testlerden sonra ortaya çıkan sonuç ilginçti. Ben bir kireç çözücüydüm ya da nohutlu pilav veya trambolin ya da buna benzer bir şey. Bütün rüyalarım ütülenmiş bir iç çamaşırı kadar anlamsızlaşmıştı bir anda. Kalabalığa dönüp haykırmak istedim. Ama yeterli çoğunluk sağlanamadığından dolayı sessiz kalmanın daha iyi olacağını düşündüm. Ve en sonunda anladım ki şöförle konuşmak gerçekten yasaktı ve müsait bir yer bulmak sanıldığı kadar kolay değildi. Kemal sanki benim sevgilim gibiydi.