bildirgec.org

imf hakkında tüm yazılar

Enflasyon Terimi

akbelen79 | 02 March 2011 17:07

Ülkelerin ekonomik terimleri arasında duyarsınız Enflasyon terimini. Kimse anlamaz ne oluyor bu Enflasyon. Bakın kısaca anlatalım. Arasıra canavarlaşan enflasyon’u.
En basit şekliyle kısaca anlatalım konumuzu. Piyasada bulunan mal ve hizmetlerin genel fiyatının yüksek olmasıdır. Ekonomik değerler dengesizse orada Enflasyon hastalığı oluşuyor. Bu dengesizliğin bir ucunda Enflasyon, diğerinde Deflasyon vardır. Her ikisi de sabit geliri olan kesime zarar verir ve gelir dağılımında adaletsizliği tetikler.

Bu yaz makina sektörü krizi aşabilir mi?

ekskavator | 29 April 2010 21:36

Tüm sanayi sektörlerinde üretim kapasitesi sıcakların armasıyla birlikte yükseliyor. Sanayi iş kolundaki gelişmeyi ikinci el makinaların alış verişi ile değerlendirmek yanlış olmayacaktır. Örneğin ikinci el makina piyasası da hareketlenmeye başlandı. Fiyatlarda gözle görülür bir düşüş trendi meydana geldi. Arsa ve emlak fiyatlarının son yıllara bakıldığında en düşük seviyeye ulaşması beraberinde inşaat sektöründe ciddi bir canlanma getirdiği söylenebilir.

Satışa çıkarılan bir ikinci el traktör
Satışa çıkarılan bir ikinci el traktör

2009 sonunda Mart ayında başlatılan ve Haziran ayında uzatılan otomotiv ve beyaz eşya sektörlerine dönük ötv indirimi, alış veriş piyasasına teşfiği artırmış olsa da, ekonomik krizin yarattığı tedirginlik aşılamamıştı. Bu noktada yüklü ekonomik değerleriyle iş makinaları borsasının ne kadar tedirgin olduğunu tahmin etmek zor değil. Sağlıklı bir makinayı uygun bir fiyata almak için makina ilan siteleri bu aylarda revaçta gibi.

BRIC ve IMF

algy | 19 June 2009 08:57

Hükümet, IMF ile anlaşamıyor, anlaşmamalı diyordum enteresan gelişmeler oldu. IMF 1. Başkan Yardımcısı Limpsky, Babacan ile görüşmeye geldi. Ve bu gün İMKB 2. seansın sonlarına doğru ” Hükümet IMF ile anlaşmaya vardı, 16 milyar Dolarlık kredi geliyor” fısıldamasıyla bir anda hızlı bir yükselişe geçti. Vadeli İşlemler Borsasında hareket daha sert gerçekleşti. İMKB 30 endeksine dayalı vadeli işlem sözleşmesi teorik fiyatının %1 üstünde kapandı. Dolar/TL paritesinde de bir miktar gerileme yaşandı (kapanış değerini göremedim)…
İyi, güzel de Limpsky neden geldi ve neden bunca zamandır sonuçlanamayan görüşmeler bir günde nihayete erdi? Bu soruya kendimce cevaplar vereceğim ama bu sefer kaynak göstermeye de çalışacağım.
Bence birinci ve en önemli sebep BRIC toplantısı. Toplantıda, Doların rezerv para birimi olarak güvenirliğinin yitip gittiği ve alternatifler üzerine konuşulacaktı. Dolara karşı Euro tek alternatif değildi, Rusların (belki şimdilik ütopik) uluslar üstü bir para birimi fikride görüşüldü. Nasıl G7 ülkeleri toplanıp bir sonuca varamadan ortak bir açıklama yapıyorsa, BRIC ülkeleride başarılı bir toplantı yapamadı. Ama bu ülkelerin bir araya gelmesi dahi batılı gelişmiş ülkelerin canını sıkmıştır. Bu ülkeler ellerinde tuttukları Doları satarsa Doların hali nice olur? Doların değer kaybının önüne geçmenin bir yolu Dolara olan talebi canlı tutmaktır. Bunun için şimdi ve gelecekte Dolara ihtiyaç duyacak ülkelere ihtiyaç vardır. Şimdi Türkiyenin Dolara ihtiyacı varsa faiziyle geri ödemek için ilerde daha fazlasına gerek duyacaktır. Tabi sadece Türkiye değil IMF’den kredi alan diğer ülkeler içinde durum aynıdır.
İkinci bir sebep ise biraz daha enteresan. IMF gelişmekte olan ülkelere kredi verebilmek için tahvil ihraç eder. Bu tahvillerin alıcıları gelişmiş ülkeler ve çok uluslu şirketlerdir. İlk kez bu ekonomik kriz döneminde BRIC ülkeleri IMF’nin tahvillerine talip olmuşlardır. Bunun sebebi Dolara endeksli ABD tahvillerinin artık daha riskli olmasıdır. Öte taraftan IMF’ye rakip olamayız ama bizimkilerinde bir takım girişimleri yok değil. IMF’ninki tahvilde bizimki değil mi? Çinin Türkiyeden bu denli büyük meblağ için isteyeceği faiz oranını tahmin etmeme olanak yok ama IMF’nin vereceği kredinin faizinden düşük olsa gerek diye düşünüyorum. Keza IMF’den yardım alan bir ülkenin ihraç edeceği tahvilin faizi ile IMF’den yardım almamış bir ülkenin tahvil faizi aynı olabilir mi?

EKONOMİ

hag | 08 June 2009 15:00

Haftaya düşüş yönünde başlayan piyasalar yatırımcıyı panik havasına yönlendiriyor.İMF anlaşması yapılmadan fazlasıyla fiyatlanan İMKB haber akışının kesilmesiyle duraksama dönemine girdi.Değişen kabine ve ekonomi yönetimindeki yeni isimler anlaşmanın imza aşamsına geldiği yönündeydi.Avrupa borsalarındaki rallinin durulup yerini istikrarlı bir yükselişe bırakmamasıda İMKB’nin kararlı bir tutum sergilemesin engelliyor.Dow Jones endeksi 8500 üzerinde tutunduğu sürece ulusal-100 endeksin 35.000 altı hareketi biraz abartılı.Kontrolsüz yükselişin ardından yorgun düşen endeksi yabancı yatırımcıların alışa geçmesi biraz toparlayabilir.Yerli yatırımcı panik moduna geçmezse salı ve çarşamba günü yapılacak Amerikan Devlet Tahvil satışları sonrası yukarı yönlü hareketi yakalanabilir.Çin hükümetiyle yakın temas halindeki Amerika bu tahvil satışlarında Çin’in büyük alıcı olmasını garantiledi gibi.Cuma gününe kadar herşey yolunda gider ve Dow Jones 8500 altına gerilemezse önümüzdeki hafta İMKB ulusal-100 endeks 37.000 seviyesini zorlayacaktır.Finansal tarafdaki hisselerin hızlı yüselişi gelen kar satışlarıyla törpülenmiş durumda.Endesleri sırtlanma görevi turizim ve içecek sektörlerinde.Bu hisselerdeki artışlar haftayı kurtaracak potansiyeli yakalayabilir.Finanssal hisselerden doğan kayıplar endekler üzerindeki baskısını bu sektörler biraz olsun azaltabilir.Gelen olumlu veriler ve haberlere rağmen, sokaktaki vatandaşın cebinde devam eden kriz bitmedikce piyasalar inmiş veya çıkmış pek bir anlamı yok.Piyalardaki tutarlı bir yükselişn olmamasıda artık kriz bitti dedirtemiyor.

endeks

hag | 04 June 2009 14:20

Piyasalar parçalıbulutlu bir seyirde,İMF belirsizliği İMKB endekslerini tutarsız bir seyre sürüklüyor.Yeni istihdam paketinde de beklenen açıklamalar çıkmayıncada görünüm yatay bir seyir sergiliyor.Spor hisselerindeki kontrolsüz yükseliş yatırımcıda iştah kabartsada özellikle BJK hisselerini yüksek fiyattan alanlar şuanda zararla karşı karsıyalar.
Finans sektörü hisseleri endeksin yukarı yönlü hareket sürecinde borsayı yukarı taşıdıklarından şuanda kar satışlarıyla biraz değer kaybetmekteler.
Yazın gelmesiyle içecek ve turizim sektörü karlı bir döneme girdi.30 endeks ve finansal hisse portföy ağırlıklı olan yatırımcılar bu dönemde alternatif sektörlerden bir sepet oluşturarak yaz ayını atlatabilirler.Avrupa ve Amerikan borsaları içerdeki gelişmelerden daha etkili bir yön belirleyeci olduğundan dikkatle takip edilmeli.
Şirketlerin 2. çeyrek bilançoları iyi gelirse ekonomideki düzelme sinyalleri daha kuvvetli olacaktır.İMF anlaşmasının olmamasıda borsada halen fiyatlanmamış durumda.Olası bir olumsuz gelişmede sert tepkiler geleceğinden uzun vadeden çok kısa dönemli hisse hareketleri yapılmalıdır.

İmf ve Hükümet anlaştı mı? anlaşamaz mı? Anlaşmamalı mı?

algy | 17 May 2009 12:04

İmf anlaşmasıyla Türkiyeme 30 milyar dolar girecek ve hepimizin etrafında gördüğü (belkide görmek istemediği) kapanan işyerleri tekrar açılacak, işini kaybeden tanıdıklarımız tekrar işlerine çağırılacak… Keşke herşey bu kadar kolay olsa. İmf ve hükümet aylardır anlaşamıyor… Bu anlaşma neden olmuyor, hükümet “ümmüğümüzü sıktırmayız” diyor. Gene amiyane bir tabir ama bu sefer haklı ne yazık ki…

Anlaşma olmuyor çünkü…

Devletler ulusal paralarını basarken merkez bankası nezdinde bir karşılığı olur, bu karşılıklar yabancı para rezervleri olabildiği gibi altın ve nadiren gümüş olabiliyor. Gelişmekte olan ülkelerde altın rezervleri genelde tedavüldeki paranın karşılığı olmaktan çok uzaktır.(Altın üreticisi ülkeler hariç) Bu ülkeler genelde dolar karşılığı para basarlar, bu yüzden dış borçlanma önemlidir ve bu ülkelerde faiz oranları yüksek olur. İşte Türkiyemde bu ülkeler arasındaydı. Ama yabancı yatırımcı geçen yıllarda Türkiyeye o kadar çok dolar getirdi ki Merkez Bankamızın elinde hiç olmadığı kadar çok döviz rezervi oluştu. Bu sadece Türkiye için geçerli değildi. Çin ve Rusyada da durum böyleydi. Merkez Bankamız faiz silahıyla enflasyona arşı güzel zaferler alıyordu, buna karşılık artması gereken işsizlik artmıyordu (bkz philips eğrisi) (Bence bunda da yabancı yatırımcının ülkeye getirdiği kaynakların etkisi vardır, büyümeyi hızlandırmıştır)

HESAP HAFTASI

YALINSAK | 04 February 2009 11:25

“Türkiye’nin dış borçları her geçen gün biraz daha artıyor.”
-Doğru.

“Türkiye’de doğan her çocuğun hesap hanesine “Borçlu” kaydı düşmeli.”
-Yanlış.

Türkiye’de bazı çocuklar hem borçlu doğarlar, hem de bazı çocukların borçları onların hanesine işlenir.

Nedense bazı keratalar hep alacaklı doğarlar. Daha dünyaya teşrif(!) etmeden takılar, hediyeler, banka hesapları yığılır da yığılır. Fotoğrafı bile parayla satılan bebeklere borçlu doğdu demek bence yanlıştır.

Maazallah IMF kızabilir.