Yeniden hayata gelseydiniz nasil yasamak isterdiniz? “Second Life” (Ikinci Hayat) internette hizla kullanici sayisi artan real-time, interaktif bir dunya sunuyor. Ustelik scripti Open Source olarak sunan bu ortamin yaraticisi Linden Labs, herkesin programin gelismesinde katkisini bekliyor. Second Life’da kendi avatarinizin fiziksel goruntusunu siz secebilir, cevresi sularla cevrili birkac kita ve adalardan olusan bu sanal dunyada arsa satin alabilir, kendi evinizi kurabilirsiniz. Mobilyadan otomobile kadar kendiniz tasarlayabilir ya da bir alisveris merkezinden satin alabilirsiniz. Deniz kiyilarina tatile gidebilir, sectiginiz arkadaslarinizla barda icebilir, dans edebilir, romantik olabilirsiniz. Hersey ekrandaki menulerden size sunulan secenekleri mouse’la secmenizle gerceklesiyor. Zamanla objeleri yaratmayi, tutup birakmayi, belli yerlere yerlestirmeyi ogreniyorsunuz. Bir yerden bir yere “teleport” denen bir sanal ulasim sistemiyle aninda ulasabiliyor, sonra ya yuruyerek, ya kosarak bazen de ucarak (!) cevreyi kesfedebiliyorsunuz. Insanlarla haberlesme, arkadas edinme (networking) yine klavye uzerinden chat yaparak ya da mesaj yollayarak oluyor. Bu da normal yuzyuze konusmanin yerini alamiyor elbette.
Daha ilginc tarafi, IBM gibi buyuk firmalarin (herkese acik olmasa da) adalarina gidip IBM ile ilgili bilgiler elde edebilir, sanal konferanslara katilabilirsiniz. Buyuk firmalarin insanlarin davranissal verilerini bu yolla toplayacagi, insan kaynaklarinin burada mulakat yapacagi olasiliklari akla geliyor. Hatta daha ileri gidilip, guvenli sistemler saglanbilirse insanlar tasarimlarini, buluslarini burada tartisip simule edebilirler. Elbette bunun zihni mulkiyet (IP) boyutu nasil gudulur, o ayri konu.