bildirgec.org

hip hop hakkında tüm yazılar

islami hip hop olur mu olmaz mı? oluyormuş işte.

asiti kacmis kola | 27 October 2006 16:13

islam diniyle anılan 2 tür müzik var: tasavvuf musikisi ve ilahi. bunun dışına çıkmayı ve gençlere hitap etmeyi isteyen 3 amerikalı genç hip hop türünde bir grup kurdu: “native deen“. alt yapı olarak bilinen hip hop müziğinden hiçbir farkı yok. sadece sözleri dini temalar içeriyor, “uyuşturucuya hayır” diyor, “sağlıklı yaşam”ı destekliyor. kıyafetleri bilinen hip hop kıyafetleri: bol pantolon ve tişörtler. ama başlarında takke, tişört baskılarında dini yazı baskıları var. kısaca sıradan – sıradışı arası bir grupla karşı karşıyayız. türkiye’de konser veren, hayran kitlesini genellikle genç kesimin oluşturduğu, dinlenmese bile ilgilenilmesi gereken bir grup native deen.

TÜRKÇE RAP MÜZİK

cembiye | 01 September 2006 23:33

Ülkemizde hip hop denilince hemen akla serserilerin uğraş alanı ya da batıya özenenlerin yaptığı müzik akla gelir.Aslında hip hop ya da rap müziği şöyle bir analiz ettiğimizde şu sonuçlara varılır:
1) Kesinlikle serserilerin yapabileceği bir müzik değildir. ülkemizdeki hip hop sanatçılarına baktığımızda ya edebiyatla ilgili ya da popüler olan bölümlerden mezun olduğu görülür.Zaten bir insanın sanat yapabilmesi için belli bir bilgi birikimine sahip olması gerekir.
2) Mevcut müzik türlerinden farklı olmak üzere rap müziğinde sosyal konular (işsizlik, eğitimsizlik, yasadışı faaliyetler) işlenir ve belki de gençlerin rap müziğe olan ilgisini artıran sebepler bunlardır.Tabi ülkemizde rap bir kültür olmadığı için ilk görüşte ön yargıyla yaklaşılması normaldir. Ayrıca Türkiye’de rap müziğin üstadı diyebileceğimiz kişilere baktığımızda gündelik yaşamları sade, gelenek ve göreneklerine de sım sıkı bağlı insanlar olduklarını görürüzSon söz olarak diyebilirim ki rapin dışında her türlü müzik türü de dinlenebilir. Mesela: halk müziği klasik müzik rock gibi

Hip hop’un Türkçe ritmi

Jawussjan-hafif | 13 January 2004 22:52

2003 yılı, hip hop kültürünün Türkiye’de en popüler olduğu yıldı.

Reklam müziklerinde o vardı, dizilerde hatta pop şarkıcılarının

albümlerinde düet olarak dinliyoruz bir yıldır.

Bu parlama yıllar öncesinin efsanevi Türk rap grubu CARTEL’den

sonraki en büyük yükseliş dönemi. NEFRET, SİRHOT, BARİKAT,

KARAKAN ile devam ediyor.

Nefret bu hareketin şu andaki en başarılı ve altyapısı en sağlam

Türkçe rap grubu. İlk albümleri “Meclis-i ala İstanbul”, bu albümde

“İstanbul” adlı şarkıya çektikleri klip ile yükselişe başladılar.

İkinci albüm ise “Anahtar”, daha profesyonel hazırlanmış bir albüm

olmasının sebebi, CARTEL’in eski üyelerinden Erci-E ve Bektaş’ın

destekleri oldu.

Nefret’i “Ceza Keskinkılıç” ve “Dr.Fuchs (Sihirbaz)” oluşturuyor.

Dr.Fuchs 2.kaset çıktıktan sonra vatani görevi için askere gitti.

Ceza, onun yokluğunda yeni bir solo albüm çıkardı, albümün adı

Med Cezir, artık Dr.Fuchs askerden döndüğüne göre yeni bir albüm

bizi bekliyor demektir.

Rap müzik, Türkiye’ye Avrupa’da büyüyen kuşak tarafından getirildi,

onlar Avrupa’da bu müziğe başlarken dışlanıyorlardı, bir alman

müzik marketine gidip alman rap cd’si sormak bile problemdi, çünkü

rap’i Almanya’da Irkçı kesim yapar ve dinlerdi, müzik marketten

“biz o pisliklerin albümünü satmayız” diye kovuldukları olurdu.

Rap’i Türkiye’de yapanlar, gurbetçilerimiz olduğu için genelde

vatansever mesajlar veriyorlar ama ırkçılık, faşizm, yozlaşma

karşıtı mesajlar bunlar. Rap zaten mesaj verme kaygısının en

üst seviyede olduğu müzik tarzı olduğundan, şarkılar pop müziğinde

olduğu gibi aşk nakaratlarıyla başlayıp bitmiyor. Konularda, ülkenin

sorunları, halkın sorunları işleniyor. Ceza’nın kendisi de DSİ’de

yıllardır çalışan bir işçi olduğundan, düşük gelirli halkın

sorunlarını da yansıtabiliyor, hortumculara ve yalancılara bu kadar

yer vermesinin sebebi de bu. Kasetin Türkiye’de sadece 20.000

satması Ceza’nın hala işçi olarak çalışmasına ve tüm zamanını

müziğe ayıramamasına neden oluyor. Ama Nefret yine de bir

zamanlar 750.000 satan CARTEL’den sonraki en büyük grup.

Bir de Türk Rap’inin yabancı rap’ten farkı, küfür kullanılmaması,

Eminem gibi ana avrat dümdüz gitmiyoruz, Sagopa dışında, onun;

“S..tirin gidin” gibi şarkı sözleri mevcut, diğerleri dünya rap’ine

kıyasla gayet “terbiyeli” rap yapıyorlar.

Rap, gelişen hip hop kültürünün müziği olarak, önümüzdeki yıllarda

Pop’un önüne geçecek. 80’lerdeki arabeskin önüne 90’larda geçen

pop gibi…

“Hip-Hop gençlik”

WeaponX-hafif | 02 January 2003 00:04

31.12.2002 saat 20:37 Zincirlikuyu, İstanbul. Otobüse bindim. Az evvel makineden doldurttuğum Ak-Bil’i dokundurup “bibip” sesini aldım. Arkaya doğru yürüdüm. elimde bir torba içinde “çocuk” tabir ettiğim 5 litrelik Efes var. Sırtımda çanta… Altımda gayetlen ferah ve bol bir kot, neredeyse baggy. Üstümde fermuarlı ama kapişonlu bir sweat. Kapişonumu gri montumun üzerinden çıkartmış kafama geçirmişim. Sabah traş olmuştum. Hatta fantezi olsun diye bıyık ve dudak altı sakal olayıyla D’Artagnan modundayım biraz da.

Arka taraflara doğru geçiyorum. Karşılık 4erden çift kale görünümlü koltukların 4 ayrı köşesinde 4 velet. Hip-hopçular…

[Bir an aklıma Weird Al Yankovic‘in Another one Rides the Bus adlı şarkısı geliverdi]

Bir tanesi atlıyor: “Abi gel, hip-hopçu yeri bura”

Oturdum…

Bana seslenen velet aralarında en büyük göstereni. 16 yaşlarında falan. Üzerinde yarım fermuarlı bir mont var, Urban Style yazıyor.

Yanımdakine bakmıyorum pek.

Karşımdakilerde sol dipteki tam bir abuş. BBG Demircan‘a benziyor. Kafasında Wilson marka beyaz bir tenis saç bandı var. Bacaklarını bej renkli bir çuval kaplıyor. Tek paçasına tüm vücüdu sığar sanırım. 15 yaşında olmalı.

Sağ kanattaki velet ayrı bir alem. Gözlüklü. Saçlar karman çorman. Kafasında Vakkorama‘dan alınma bir bandan saç bandı şekline getirilmiş ve üstüne tepesi açık siperlikli bir tenis şapkası geçirilmiş. Üstünde, kendisi M ebatken gidip XXL alınmış bir mont var. altında kazak üstüne giyilmiş bir Mighty Ducks buz hokeyi forması. Pantalon tabiî ki çuval.

Dörtgöz birden cüzdanını çıkardı. İçinde hiçbir halt yok. “Bak ollum, Fred Durst!” dedi. Hı, ne alâka, onların yaşındayken rap dinlerdim ne bileyim popüler olan dışında Public Enemy’sini de dinlerdim, Run DMC’sini de, ama Limp Bizkit ne alâka?

Bir anda cüzdan havalarda uçuşmaya başladı. Diğerleri de cüzdana bakıp gülüyorlardı ama etkilenerek?!? Yanımda oturan “ollum onu bıraaak, gel de bende ki Lopez’e bi baaak” diye ritimli bir söyleme girdi. Her nedense, bir anda öndeki bereli veletlerle beraber sözlerini anlayamadığüım ama Türkçe olduğu belli bir iki kafiyeli laf ediverdiler. İki tane velet ise ritm veriyordu. Biri “ıts-ıts-ıts” diye yutkunarak, diğeri ise “fıcı-fıcı” derken eliyel pikapta plak scratchleme hareketleri yapıyordu.

O sırada Dörtgöz gene atladı. “Ollum Taksim’den sora paranoyaya gidelm”. Demircan “o ne lan?” dedi. Dörtgöz “Karaköyde bi yerde, bin tane dicey varmış… fıcı-fıcı”. “Hadi ya?” dedi dierleri. “Kim var?”. “DJ Ertan, DJ Mahmut falan”. İşkembeden atması dışında bayağı bir komiklerdi de. Dörtgöz gene atladı “TIR geçiyordu bugün dım-tıs dım-tıs… pisiko tesisat vardı.” Hayırdır, hidrofor bağlatıp 24 saat sıcak su mu veriyorlarmış ki? “Olm, o partideki hoparlörden brini alcan eve, uff yıkarsın.” Demircan cevap verdi: “Üst kattakiler zıplar böle.” “Hahahahöhahehuhehöhü!” diye dağıldılar bir an. Bir yandan da zıplama taklidi yapıyor hepsi. Allahım öleceğim daha Beşiktaş’ta mıyız?

O anda kurtarıcı telefon çaldı. “Alo?.. Ya bizim radyo kaçtı?”

91.0 Radyo Alaturka.

Sen taze taze Impreza’na EVC takıp 1.2 bar basınca kadar turboyu daya, ol 270 beygir kadar, çık sokağa M3, Porsche ne çıkarsa avla, bana alaturka çalan radyoyu sor. Peh, dedim. Çançançan bu konuları irdelerken zaten Ayazpaşa’ya gelmişiz. Atladım hemen arkadaşın evine daldım. Derin bir soluk. Taksim’in dibindeyim ama kalabalıkta değilim. Oh be!

Gece yeni yapılan Halaskargazi Caddesi’nden Nişantaşı’ndaki sokak festivaline gidiyorum. Saat 02:27. Elmadağ’da bri bakıyorum benim veletler. Parmaklarını garip şekillere sokarak bana selam veriyorlar. “Rispekt abi!” Ynaımda kızlar falan var ya! Göz kırpıp geçiyorum. Ama o anda… Olamaz, sabah eve döneceğim ve yan odada beni bekleyen bunlara benzer model bir herif daha var!