bildirgec.org

hindistan cevizi hakkında tüm yazılar

Manisa Mesir Macunu

ekince | 06 April 2010 17:00

İlk kez 16.yüzyılda, Osmanlı Padişahı Kanuni Sultan süleyman, hastanan annesi Hafsa sultan için yaptırmıştır.

Hastalanan ve derdine çare bulunamayan Hafsa Sultan’a, Sultan Camii Medresesi’nin başına getirilen Merkez Efendi, bitki ve baharatlardan oluşan bir karışımı macun şeklinde hazırlar. Kırk bir çeşit baharatla karıştırılarak hazırlanan bu macunu yiyen Hafsa Sultan sağlığına kavuşunca, hastalara da aynı macunun verilmesini ister.

Ancak hastalar dışındaki sağlıklı insanlarında bu macundan yararlanmak istemesi üzerine, Hafsa Sultan kağıtlara sardırdığı macunları, Sultan Camii’nin kubbe ve minarelerinden halka saçtırmıştır.

aromalı kahve

ufu | 09 April 2009 19:12

son birkaç yıldır hızla çoğalan kahve mekanlarındaki birbirinden farklı lezzetlere sahip kahveleri evde de yapabilmek için kahve şurubu dediğimiz sıvılar mevcut :

birçok farklı aroma var, denemeye değer gibi gözüküyorlar…

Palmiye ağaçları

sudenayay | 28 October 2008 01:52

Palmiye ağaçları eskiden beri hep ilgimi çekmiştir. Bunun en önemli nedenlerinden biri her yerde olmamasıdır. Türkiye’ de Akdeniz Bölgesi’ nin sınırlı yerlerinde yetişir; dünyadaysa, Amerika, Afrika gibi yerlerde yetiştirilir. Palmiye ağacından, şarap, yağ yapılır. Hindistan cevizi ağacı bir palmiye ağacının türü olup; süt ve tatlılarda kullanılmak üzere kullanılr. Eski Hindistan’ da palmiye ağacı zafer simgesi olarak kabul ediliyormuş. Palmiyeler, konik gövdeli olup, en büyükleri 30 metreye kadar ulaşabiliyormuş. En önemli özelliklerinden biri dallarının olmamasıdır; bir gövdeden birçok yaprak çıkar.

VİCKS

albakan | 18 March 2008 00:32

VICKS

%1.5 OKALİPTUS YAĞI: Okuliptusu egzotik diyarların meyvesi olarak düşünürdüm. Kokusundan bol güneşli temiz kumsalı olan bir sahilde yetiştiğini düşünür oralıların bu meyveyi
bizim portakal gibi yiyip yemediklerini merak ederdim. Rahmetli Halam neresi ağrırsa cüce kavanozdan küçük parmağını ile birazcık alır ağrıyan yerine sürerdi. Parmağında kalan eser miktardaki ( bu kelimeyi de prospektüslerden öğrendim) kremi de burun deliklerine sıvıştırır başını su içen civcivler gibi kaldırıp “Şifa bu evladım” derdi.

% 07.5 SEDİR AĞACI YAPRAĞI: Yaşım biraz büyümüş, halam iyice zayıflamıştı. Minarelere benzeyen çıkıntılı demir başlıklı yatağından kalkamıyordu. Yatağını bir yanında kanlı bağlamları için bakır bir hokka, diğer yanında cüce kavanoz. Sedir ağacı bizim sınıftaki ülkemize mülteci olarak gelmiş Lübnanlı Talibi hatırlatıyordu. Bir gün Talibe Sedir ağacı nasıl kokar diye sordum: Sınıftaki hiç kimsenin alışmadığı şivesiyle “Bilmiyorum” dediği andaki şaşkınlığımı hala hatırlarım.