bildirgec.org

hayat memat hakkında tüm yazılar

olmaz ki, böyle de yapılmazki !

kelebeklerozgurdur | 22 January 2008 02:15

Uzun zamandır konuşmuyorduk, aradım.mutsuzluktan bezginleşmiş bir sesle “alo” dedi.. önce sesinin tınısındaki bu tuhaflığı anlayamadım.” hadi bana gel, özledim seni. çay içeriz. börek yaparım ve en sevdiğin mozaik pastadan da.dertleşir deliler gibi güleriz eski anılara” dedim..uzun süre sessiz kalmasını, gelmek istemediğine yorup “ mazaret kabul etmiyorum ha” diye kararlı bir tonla tamamladım cümlemi….
“ben iyi değilim, hiç iyi değilim” derken sesinde bir tuhaflık, bir gerginlik vardı…” neden ama” dedim korkuyla karışık bir merakla..”biliyormusun, o öldü “ dedi iç çekişinin arasında fısıltıya benzeyen bir sesle… “ne ne ne, ne diyorsun sen,nasıl yani,şaka olduğunu söyle” diye bağırmamla gözümdeki yaşların yavaşsa süzülmeye başlaması bir oldu. “neden aramadın, neden söylemedin,neden haberim yok , sen ne durumdasın” diye soruları makinelı tüfek gibi tek solukta sıraladım ardı ardına…”ehh işte” dedi, “ alışmaya çalışıyorum,ilk zamanlar günlerce kendime gelemedim, yataktan hiç çıkmak istemiyor, boş gözlerle saatlerce tavana bakıyordum. 1,5 ayı biraz geçti, daha yeni yeni dış dünya ile irtibata başladım..kalbim cayır cayır yansa da elimden gelen bir şey yok ne yazık kı “…” hemen geliyorum” diyerek cevap vermesine fırsat vermeden telefonu alelacele kapattım…birkaç dakika içinde gözlerim ağlamaktan kan çanağına dönmüş, başım zonklamaya başlamıştı…bir taraftan elime ne geçtiyse giymeye çalışıyor, bir taraftan da “ nasıl olur allahım, neden ama neden” diyerek anlamsız sorulara anlamsız cevap şıkları üretiyordum zihnimde…” bu kadar severlerken, bu denli emek verilmişken,pamuklara sarıp sarmalamışlarken birbirlerini…
Birlikte göğüsledikleri günler, askere uğurlanması, sabırla beklenmeler, buram buram özlem kokan, sevgi kokan mektuplar. dönüşünde iş sorunları yüzünden, ilişkilerinin üzerinde dolaşan karabulutları özveri ve sabır ile atlatmaları…en umutsuz anda hem de en iyi şartlara sahip işin bulunması, sevinçten deliye dönmeleri…ilk maaşla kızkulesinde gülüş, cümbüş, mutluluk içinde üçümüzün yediği yemek…sevgilerine şahit olarak beni seçmeleri ve yanımda çocuk sevinci ile birbirlerinin parmağına taktıkları yüzükler…dans edişlerinde gözlerinin en içine sevgiyle bakmalarından duyduğum hayranlık ve “aaahhh ah” diye birazda utana sıkıla “ darısı başıma” derken gözlerimin dolu dolu olması….

ŞIK İNFİLAK

| 22 October 2007 10:46

elâ bir yalnızlıkta incinmiş fırtına gibi yürüyorum
bilirsin her fırtına ayrılıktır câna
bomba gibiyim harpte ve sulhta
ölüm en çok bana yakışırdı sana düşerken
ki, ölüm çok fiyakalı bir hayat önlüğüdür
gençlik körkütük sarmâşık, yaşlılık ılık sürtüğü inkıtaların
deme bu kaçıncı sökülüş, bu kaçıncı mevki serap
birlikte gömülmek çok şık bir infilak olacak