bildirgec.org

gülyabani hakkında tüm yazılar

Gulyabani yoktur, olamaz! Ama olabilirde! : ”Süt Kardeşler”

gorcun | 26 May 2009 12:53

Süt Kardeşler
Süt Kardeşler

Gemide, bahriyeli olarak görev yapan Şaban ve Ramazan iyi arkadaşlardır. Bir gün Şaban’a süt annesinden bir mektup gelir. Şaban’ın okuması olmadığından mektubu açıp okuması için Ramazan’a verir. Ramazan mektubu açtığında Şaban’ın sütkardeşinin resmini görür ve aşık olur. Ona ulaşmak için Şaban’ı kandırıp onun yerine geçer ve sütannesinin büyük konağına gider.
İşler en başta normal gitsede daha sonra eve, asabi kumandan Hüsamettin ile Şaban ve Bayram’ın ayrı zamanda gelmeleri işleri karıştırır. Bundan sonra kalabalık evde kimin kim olduğunu anlamak bir yana bir de ‘Gulyabani’ meselesi ortaya çıkacak ve durum iyice komik bir hal alacaktır. Türk sinemasının en komik filmlerden biri olarak da görülebilecek Süt Kardeşler 1976 yılında Ertem Eğilmez tarafından çekilmiş.
Kadrosunda Şener Şen, Kemal Sunal, Halit Akçatepe, Ayşen Gruda, Adile Naşit, Hale Soygazi, Dinçer Çekmez ve Ali Şen gibi birçok başarılı oyuncuyu barındıran film Osmanlı döneminde geçen diğer iki aynı tarz filmlede (Tosun Paşa, Şabanoğlu Şaban) benzerlik gösterir.

Süt Kardeşler
Süt Kardeşler

Gülyabani Ankara’da

kahramancayirli | 19 March 2007 08:36

Güzel, sade, samimi. Hafif makyaj, baştan aşağı simsiyah bir kıyafet. File çorapları, mini eteği, nev-i şahsına münhasır giysisiyle taçsız bir kraliçe var sahnede. Ve tabii tayfası.
2001. Video müzik kanallarında boylu poslu, yüzünden masumiyet akan bir genç kız “senin gibi” diyor. “Senin gibi beni kimse sevmedi. Dönmedin, gittiğin yerden geri.” O zamanlar lisedeyim, yatılı okulda; her hafta sonu mekik dokuduğum bir saatlik Marmaris-Muğla yolunda o genç kızın ilk kasedini defalarca başa sarıp sarıp dinliyorum…
İlk albümü Gelgit ile Türk popüler müzik piyasasının alışkın olmadığı bir müzik altyapısıyla müzikseverlerin karşısına çıkan Aylin Aslım tayfasıyla birlikte Gazi Üniversitesi Bahar Şenliği kapsamında sahnede. Afişlerde 20.00’de, biletlerde 20.30’da başlayacağı söylenen konser 21.35’te başlıyor.
“Ben Kalender Meşrebim veya Gülyabani ile başlayacak konsere” diye arkadaşımla iddiaya giriyoruz, Aslım ikimizi de yanıltıyor; ilk albümünün sıkı parçalarından “Bir Gün” ile açıyor konseri. Malum, kalabalıklar 2005 yılında “Ben Kalender Meşrebim” ile tanıdı Aylin Aslım’ı. Aslım da repertuarını ilk albümüyle ikincisi arasında paslaşarak tamamlıyor.
Daha önce Yeni Türkü’den dinlediğimiz, Murathan Mungan’ın Söz Vermiş Şarkılar albümünde de Aylin Aslım’ın yorumuyla yer alan Kimdi Giden Kimdi Kalan ve Norveçli grup Röyksopp’un radyolardan aşina olduğumuz şarkısı “What Else Is There” ile beğeni topluyor.
75 dakikalık kesintisiz müzik ziyafetinin ardından 22.50’de dağılıyoruz ister istemez. Tayfanın bas gitaristine “konser bitti mi” diye soruyor arkadaşım, “galiba” diyor bas gitarist gülümseyerek. Kulağımızda konserden kalan sert Aylin Aslım tınılarıyla eve dönüyoruz…

başım üstüne!

sayninneym-hafif | 16 March 2003 15:55

Diyarbekir’ deyim 10-15 gündür. Savaşa en yakın kentlerden birinde.

En başta söylenmesi gereken umduğumdan çok daha büyük bir şehir burası. Ve de halkı sıcak falan da değil (Tam burda hep öyle denir ya ‘halkı da çok sıcak’, değil işte). Ürküntüleri çok büyük olsa gerek benim sarışın buğday tenli “coni” halimden ve varlığımdan memnun görünmüyorlar. İlk geldiğimde hele sadece Dağkapı semtini görmüş, orada cadde boyunca iki tur atınca hiç karşılaşmadığım belki de onların uzun zamandır bildiği tipimden, şeklimden ötürü dışlanma ruh halini tanımış oldum. Hele bir de derin hümanizma kaygılarımla içerisinde çok sırıtacağımın belli olduğu bir esnaf lokantasına öğle yemeği için inat edip girince ve varlığımın ne kadar da fazladan olduğunu hissedince hayli korkmuştum. Belki de onların yıllardır korktuğu gibi. Sonra kaptırdım tabii Diyarbekir’ deki normal hayata kapalı gişe oynayan “Gulyabani” oyununa gittim devlet tiyatrosuna(Çok iyiydi bu arada). Tillo yedim, kaburga dolmasi yedim, burma kadayıf yedim. Esnafın muhteşem “başım üstüne!” uğurlama sözlerine muhatap oldum. Şiveyle ancak bu kadar oturabilir bir cümle ama.

Neden buranın bu kadar “uzak” olduğuna da bir anlam veremedim. Fakirlikten başka bir problemleri görünmüyor Diyarbakır’ lıların. Aslında büyük caddeleri, güzel mağazaları Galleria’ ları Burger King’ leri Migros’ ları var. Ama hala problem de var. Tek hissetiğim korkuyor bu insanlar.