bildirgec.org

gerçek sevgi hakkında tüm yazılar

SEVDANIN TARİFİ

cem gurhan | 04 January 2012 14:21

Yüklü bir bulut olup da,savrulsaydım rüzgarla

Yağmur olup yağsaydım,kurumuş dudaklarına

Bir tomurcuk gül başverirdi gülümseyen yüzünde

Ben sevdanın kollarında,sevda yanıbaşımda

Korkma diye fısıldarken,ellerimiz sımsıkı kenetli

Kalp atışların bedenimde yaratır o büyük depremi

Gözlerim sımsıkı kapalı,düşlediğim mutluluk hayali

Sevdalıyım sevdalı,ancak ,saf aşkı bilen anlar beni

Bir ağaç düşün ki;kurumaya yakın umutsuz yalnız

Can suyu olur ,uzaklardan gelen bir nefes,tarifsiz

BİR DEMET SEVGİ

cem gurhan | 02 January 2012 15:40

Minicik,rengarenk kır çiçeklerinden yaptığım bir demet sevgi getirsem sana,hırçınlığını bir saniye olsun unutur da ,sevgi dolu bir bakış lütfedermisin bana…Ya da sedefi yanar döner renkte bir istiridye kabuğu versem sevgi ifadem olarak,onu bulduğum denizin kokusunu hisseder gibi havayı ciğerlerine doldurup,sarılır mısın boynuma.Bunların hiçbirini yapmazsın değil mi,çünki sen sevmek nedir bilmezsin ki;hamurunda eksiklik var,hayata tat veren sevgi konulmadan karılmış harcın,o yüzden de kıtır kıtır olmuşsun,herkesin kolayca ulaşabildiği raf bisküvileri gibi,yirmibeş kuruşa satın alınıp,tüketilir olmuşsun.Tercihler insanların elbette lakin herkesi de kendin gibi bilme,kimileri de açlığını bisküvi ile geçiştirmez,unutma……

KARŞIDAN BAKMAK

mavilikler | 08 March 2010 17:40

Aynada gözlerine bakarken, yeni birşey farketti onlarda. O’nu tanıyan herhangi birinin göremeyeceği, ancak kendisinin yakalayabileceği kadar minicik, varla yok arası bir duygu kırıntısı…

Peki neden dün ya da iki hafta önce değil de tam şu anda gözleri, çoktandır unutmak istediği, hatta unuttuğunu düşündüğü o duyguyu böylesine acımasızca bir şekilde ortaya döküyordu?!

Yıllar geçer, olaylar yaşanır ve onlarla ilgili acı-tatlı sayısız duygu hissedilirdi. Sonra yeni olaylar ve yeni duygular… Böyle sürer giderdi bu döngü. Bir an gelir, duygulardan biri silinirdi kişisel tarihten. Bu iş nasıl olurdu, bilemezdin. Ama sonuçta olurdu… Ve eğer sözkonusu olan, acı verici bir duyguysa, yıllardır olmasına uğraştığın ve bir gün uğraşmaktan vazgeçecek kadar gerçekleşmesinden umudunu kestiğin o sonuca vardığın için garip bir suçluluk duyardın.

Kıssadan Hisse

| 25 July 2007 15:31

Yunus Emre Anadolu’ya geldiğinde dervişliğin doruğundaymış bu topraklara sarılan zaman…Tabduk Emre`nin dergahına vardirmış onu…

Yol ehli olmaya bir yıl kadar kalmış, Tabduk`un bir dediğini iki etmemiş ama bir türlü de memnun edememiş. Ne kadar canla başla çalışsa da, Tabduk’un aklından geçeni anlayıp yerine getirse de ne bir güler yüz ne de küçük bir memmuniyet göstermiyormuş mürsidi.

Yunus dergahtan ayrılmaya karar vermiş, izin istemiş, düşmüş yollara. Bir hana varmış. Akşam üzeri, hanın bir odasında 6 tane derviş oturmuş, dua ederlermiş. Onların yanına ilişmiş. Dervişler dualarını bitirince her birinin önünde ayrı bir sofra, sofralarda yemekler dizilmiş başka başka.