bildirgec.org

frances mcdormand hakkında tüm yazılar

Blood Simple (1984)

alploganer | 25 September 2010 11:16

Ray bir barda çalışmaktadır. Barın sahibinin karısı Abby, kocası Marty’yi Ray ile aldatmaktadır. Bir şeylerden şüphelenmeye başlayan Marty bir dedektif tutar ve dedektiften Abby ile Ray’i izlemesini ister. Dedektif de ikisini takip eder ve Ray evinde beraberlerken fotoğraflarını çeker. Soluğu Marty’nin yanında alır ve fotoğrafları gösterir. Fotoğrafları gören Marty yıkılır, ne yapacağını bilemez bir an ve sonunda kararını verir. Dedektiften onları öldürmesini ister, karşılığında da 10.000 dolar teklif eder. Teklifi kabul eden dedektif bir an önce işinin başına koyulur ve gerilim dolu olaylar serisi başlar.

Blood Simple, Coen Biraderlerin ilk filmi. Coenlerin kendilerine has üslubunu filmin birçok sahnesinde görmeniz mümkün. Hatta ben zaman zaman No Country For Old Men‘i yaşadım film sırasında. Oyuncu kadrosunda John Getz, Dan Hedaya ve tabiki vazgeçilmez oyuncuları Frances McDormand bulunan bu 1984 yapımı film Coen kalitesinin doğuşu niteliğinde bir anlamda. Suç/gerilim tarzındaki film zaman zaman da kara komedinin sularında yüzüyor. Gerilim sevenler için güzel bir deneyim olacaktır Blood Simple.

Kadın Olmak: North Country (2005)

queennothing | 03 January 2010 19:42

Yeni Zelandalı yönetmen Niki Caro‘nun yönetmenliğini üstlendiği 2005 çıkışlı sinema filmi “North Country“, ‘En İyi Kadın Oyuncu’ ve ‘En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu’ dallarında Oscar’a aday gösterildi. Oscar Ödüllü aktris Charlize Theron‘un başrolünde yer aldığı yapımda Amerikan aktris Frances McDormand, İngiliz aktör Sean Bean, Oscar adaylığı bulunan aktör Woody Harrelson, Amerikan aktör Richard Jenkins, Amerikan aktör Jeremy Renner, Michelle Monaghan ve Oscar Ödüllü aktris Sissy Spacek rol alıyor. Film, Clara Bingham‘ın kitabından uyarlandı.
Uzun süre önce eşinden boşanıp iki çocuğuyla birlikte anne, babasının yanına taşınan Josey, özel hayatı sebebiyle başta babası Hank olmak üzere çevresi tarafından aşağılanma ve baskıya maruz kalmaktadır. Düşük gelirli bir işte çalışan Josey, yakın arkadaşı Glory’nin tavsiyesi üzerine maden ocağına iş başvurusunda bulunur. Glory’nin uzun zamandır çalıştığı maden ocağına yeni yeni katılan bir kaç kadın ve babasının baskısından kurtulup çocuklarıyla birlikte ev tutma hayali de Josey’i ateşler ve genç kadın sonunda maden ocağına kabul edilir. Tüm dünyada ‘erkeklere ait bir iş alanı’ olarak kabul edilen madencilik işine giren Josey’in bu atılımı, senelerden beri bu işte çalışan babası tarafından da kınanır ve hergün ağır ve sert işler yapan genç Josey ise babasının bu tavrına içten içe kırılsa da Glory’nin de desteğiyle çocukları için katlanır. Ancak, ‘erkeklerin iş alanı’ olan maden ocağı, zamanla Josey’in kadınlık gururuna saldıracak ve hem direkt, hem dolaylı yoldan baskı altına alacaktır.

Madende çalışan erkeklerin kaba sözlerine, tacizlerine katlanmak zorunda kalan Josey, gerek soyunma odalarında, gerekse çalışma alanının orta yerinde devam eden bu çirkin baskının diğer kadınları da mağdur ettiğine şahit olur. Duruma gücünün yettiğince karşı koyan genç kadın, erkeklerin bu saygısız tavırlarını engelleyemediği için bunalıma girer. İki oğlunu geçindirmekle yükümlü Josey, babasının bile tacizlere göz yumduğunu görünce dayanma sınırlarını aşar.
Geçmişte yaşadığı maceralar ve boşanmış olmasından cesaret alan insanlar ise hiç düşünmeden Josey’i suçlamakta, genç kadının tüm bu olanları hakettiğine inanmaktadırlar.

The Man Who Wasn’t There (2001)

queennothing | 02 November 2009 14:04

Joel Coen‘in, kardeşi Ethan‘ın yardımıyla çektiği, birlikte yazdıkları 2001 yapımı “The Man Who Wasn’t There“, Coen tarzı bir traji-komik/ drama filmi. Oscar Ödüllü Amerikan aktör Billy Bob Thornton‘un başrolünde yer aldığı yapımda Scarlett Johansson, Frances McDormand, Michael Badalucco, James Gandolfini, Jon Polito, Tony Shalhoub, Richard Jenkins gibi isimler de rol almakta.

Ed Crane, bir berberdir. Saç kesen, düzelten, çok konuşan bir ortağa sahip olan bir berber ve sıradan bir adamdır. Karısı Doris ile ilginç bir ilişkiye sahip olan Ed’in aşırı sakin ve içine kapanık/ dışa dönük enteresan bir kişiliği/ hali vardır.

Almost Famous (2000)

ucurum61 | 16 September 2009 12:03

Bir müzik sever için, Hollywood’un tatminkar birçok yapıtından söz edebiliriz. Bu yapıtların içeriklerine baktığımızda, bireyi, grubu ya da başlı başına müziği öne çıkardıklarını görürüz. Benim bahsedeceğim filmde ise, bu öğelerin hepsi içselleştirilmiş. Bununla da kalmayıp, oluşturulan güçlü karakterler, güzel bir hikaye ile de birleştirilince, ortaya, Hollywood’un müziği konu edinen en iyi filmlerinden biri çıkıyor: Almost Famous (2000) (IMDB puanı: 8)

“Deneyimleyin, tadını çıkarın, yalnız ayağınızı denk alın” sloganı ile tanıtımı yapılan film, 15 yaşındaki William Miller’ın yaşadıklarını konu ediyor. 1973’te geçen film, kendi deyişiyle Rock ‘n Roll’un son zamanlarını anlatıyor. Gerçekte var olan, ama yönetmen Cameron Crowe tarafından tamamen kurgu olduğu öne sürülen Stillwater grubu filmde karşımıza çıkıyor. 70lerin kalitesini yansıtan parçalar bestelenilerek, filmde oldukça gerçekçi bir rock grubu sunuluyor bize. Bu müzikalite açısından zengin tutulan grubun karakterleri arasındaki çekişme, dayanışma, duygusal olarak nitelendirebileceğimiz ilişkiler, müthiş bir şekilde resmediliyor.

Filmin konusuna gelince; yerel bir dergi olan Cream Magazine’de kritik yazmaya başlayan William’ın yolu Stillwater grubuyla kesiştiğinde, Amerika’nın önde gelen dergisi Rolling Stone ondan grup ile ilgili bir yazı yazmasını ister. Bir taraftan Philip Seymour Hoffman’ın canlandırdığı ünlü editör Lester Bangs’in öğütleri ile yazı yazmaya başlayan William, onun sözünü dinleyemez ve grup ile profesyonel bir mesafe kuramaz. Onlarla arkadaş olur. Grubun “groopie”lerinden Kate Hudson’ın canlandırdığı ünlü Penny Lane’e de aşık. 70lerin ruhunda ne varsa yansıtılmaya çalışılmış filmde. Ancak bu birçok unsur çorba gibi sunulmuyor bize. Bu da filmi seyir zevki yüksek, üst düzey bir yapım yapıyor.