bildirgec.org

endüstri devrimi hakkında tüm yazılar

Globalleşme

| 04 June 2011 10:49

Coca Cola -  Küreselleşmenin sembolü
Coca Cola – Küreselleşmenin sembolü

Tşörtünüz Meksika’da, ayakkabılarınız Çin’de üretildi. Cd çalarınız, Japonya’dan geldi. Moskova’ya seyahat edebilirsiniz ve orada bir Big Mac yiyebilirsiniz. Roma’da Amerikan filmi izleyebilirsiniz. Günümüzde her türlü ürün dünya’ın farklı yerlerinde üretilmekte ve satılmaktadır.

Küreselleşme, ülkelerin birbirlerine daha fazla yakınlaşmasına neden olmuştur. Farklı ülkelerdeki insanlar, şirketler ve organizasyonlar birarada yaşabilmekte ve çalışabilmektedirler.

Biz, daha hızlı ve daha ucuz bir şekilde ürün ve fikir alışverişi yapabilmekteyiz. İnternet, cep telefonları, uydu gibi modern iletişim ve teknolojiler günlük yaşamımızı kolaylaştırmaktadır.

Endüstri Devriminin Toplumsal Etkileri

absynthe | 29 January 2008 00:22

İngiltere’de başlayıp tüm dünyaya yayılan Endüstri Devrimi 18 ve 19. yüzyılın dönüm noktalarından biri. Devrim, seri üretime imkân sağlayan buhar gücünün keşfi ile başladı. Ve toplum hiç olmadığı kadar değişti. İlk olarak işverenlerin gücü arttı ki bu bir işçi sınıfının oluşmasına yol açtı. İşçi ve işveren arasındaki açık büyüdü de büyüdü. Bu değişiklikler ilk önce İngiltere’de, daha sonra da devrimin etkisi altına giren tüm ülkelerde toplumsal değişikliklerin oluşmasına yol açtı. Bunlardan en önemlileri çocuk işçi sayısının muazzam bir şekilde artması, evde yaşam ve çevre koşullarının değişmesi ve sendikaların kurularak işçilerin işverenlere karşı bir araya gelmesi olarak sıralanabilir.

Ağlamak Güzeldir

hivaye | 22 June 2007 16:09

Focus Dergisi’ne göre insan yaşamı boyunca 95 litre, yani yaklaşık 10 kova gözyaşı döküyor.kadınlar yaklaşık 5 dakika boyunca 50 damla gözyaşı akıtırken, erkeklerinse sadece gözleri nemleniyor. Buradaki “damla” ölçütü 15 mg’a denk geliyor.
Buradaki yazıda da, gözyaşı bazı toksinler içerdiği ve ağlayarak bunlardan kurtulmuş ve stresten arınmış olduğumuz belirtiliyor:
“Crying:The Natural and Cultural History of Tears” isimli kitabın yazarı Tom Lutz’a göre Endüstri Devrimi‘ne kadar erkeğin de ağlaması gayet normal karşılanırmış. Örneğin Ortaçağ’da Fransanın en ünlü savaşçısı olan Roland öldüğü zaman diğer 20.000 şövalye bayılıp atlarından düşene kadar ağlamışlar. Endüstri Çağı ise daha çalışkan, duygusal olmayan çalışanlara ihtiyaç duyuyordu. İşte o zaman gözyaşları kapalı kapılar arkasına gizlendi. İnsanlar toplum içerisinde ağlamaktan utanır oldular.

Fotoğraf: BBC
Fotoğraf: BBC

Biyokimya uzmanı William Frey’e göre ise henüz kanıtlanmasa da ağlamak insanlığın evrim boyunca stresi azaltmak için kullandığı bir yöntemdi. Frey’in yaptığı araştırmaya göre soğanın sebep olduğu kimyasal gözyaşlarının %98’i su iken, duygusal sebeplerle dökülen gözyaşlarındaki toksin miktarı ilkine göre daha yüksekti. Ayrıca ağlama fasıllarının süresi neredeyse aynıyken, erkeklerin ayda ortalama 1.4 kere ağlamasına karşılık, kadınlar 5.3 kere ağlamaktaydı.
Sonuçta uzmanlar ağlamanın doğal, sağlıklı,ve tedavi edici nitelikte olduğu konusunda hemfikir gibi görünüyorlar. Doyasıya ağlamak veya gözyaşlarınızı içinize akıtmaksa size kalmış.