bildirgec.org

eminem hakkında tüm yazılar

Brüno – Bir Gay’in Dramı

dogan626 | 04 July 2009 12:49

Sacha Baron Cohen yine yapacağını yaptı. Ali G’de rapçi, Borat’ta Kazakistanlı bir televizyoncu olarak karşımıza çıkan Cohen bu sefer de eşcinsel bir modacı olarak karşımızda. Da Ali G Show isimli televizyon programında yarattığı karakterlerden biri olan Brüno, 10 Temmuz’da Avrupa’da, 14 Ağustos’da da ülkemizde vizyona girmeye hazırlanıyor.

MTV ödül töreninde Eminem’in uzerine yaptığı inişle skandal yaratan Cohen, yeni filminin reklam için birbirinden ilginç fotoğraflar da yayınlıyor. Hatta bir lise futbol takımıyla çektirdiği fotoğraflar okul müdürünün işinden olmasına sebep olmuş.

Film, dizinin bittiği yerden devam ediyor. Avusturyalı bir modacı olan Brüno hala kendi kurgusal şovu olan “Funkytime with Brüno” için çalışmaktadır.

Ölüler Konseri

Ertugrul1986 | 25 September 2008 17:52

Bu yazıyı okuyan arkadaşlar ” Ya hu ölülerin konseri mi olur ? ” Diyebilirler.Önceleri olazdı ama artık var.Bir düşünsenize milyon dolarlık ünlüyıldızların konserleri,NASA’nın evrenin keşfi vs. sırf araştırmalar için harcanan milyar dolarları,Dünyanın sayılı zenginlerinin karısına çocuğuna aldıkları 100.000 dolarlık hediyeleri kaç insanı kurtarabilir.Ben söleyeyim şöyle kabaca bi hesap örneğin Nijerden başlayabiliriz.Nüfusu 2002 tahminince 10 639 744 kişi bırakın milyar doları 10 milyon doları bu ülkedeki tüm insanlara paylaştırsanız zengin olurlar.Birde şu kurtarma yöntemi var.Amerika,Avrupa vs. gelişmiş markaları Adidas,Nike,Reebok vs. bir çok marka ürünlerini Çin ve Tayvan gibi ülkelere yaptırıyor.Peki Nijerde bir fabrika kurup insanlara gerekli eğitimi verdikten sonra Çin ve Tayvandan daha ucuz getiremezler mi ? Sadece çalışma fırsatı…Bir 10 Milyon insanın kurtulması kime zarar verir.Hiç Kimseye..Ama herkes cebime giriyorsa aynen devam diyor.Hadi bunu geçtik.Peki Gelelim sanatçılara Eminem,Madonna,50 Centrla,Justin Timbeke,Kylie Minogue,Britney Spears,Metallica,System of a Down,Linkin Park,Sean Paul vb. yıldız sanatçı ayrı ayrı verdikleri bir konserin gelirini yalnızca bir tekini Nijer deki insanlara bağışlasalar.Hepsinin hayatı kurtulur. Ama Biz insan olarak insalığımızı çoktan unutmuşuz.Peygamber Efendimiz(S.A.V) da dediği gibi ” Komşusu açken tok yatan bizden değildir !”.Her geçen saat kaç çocuk ölüyor.Herkes yatağında mışıl mışıl tok uyurken onlar yarın ne olacağını düşünüyor.Şimdi eminim diyeceksiniz ki ”Ya kardeşim biz ne yapalım.Gücümüz yetse kurtaralım ama.” Bu yazıyı yazmamdaki sebep herkes yediğine şükretsin,israftan kaçınsın,günah işlemekten korksun,ileresini düşünerekten parasını harcasın…Hayat beklenmedikleri karşınıza çıkarır bugün Nijer yarın belkide biz…Allah cümlemizi açlıkla afetlerle terbiye etmesin….Saygılar

Rezaletötesi komik kanal FlashTV

adoxus | 26 August 2006 00:38

Ceviz Kabuğu’nun olmadığını gördükten sonra kısa bi kanal değiştirip kapatma esnasında Flash tv’de bir habere rastladım. Haberde bir kızın evde 8 arkadaşıyla parti verirken annesini öldürdüğünü söylüyordu. Kız siyah giydiği için satanist olabilirmiş, habere göre. Kızın sevdiği müzik türü “heavy metal”miş, bakın heavy metal kadar spesifik yani. Ayrıca duvarlarında posterleri varmış. Bu arada posterlerdeki kişiler çok heavy metal üstatları(!) gerçekten, Eminem, Teoman, Avril Lavigne. Cidden heavy metal, valla ya. Bir de kızın arkadaşları tikky veya ciks tabirine daha eğilimli gözüküyolar oysa, ama suçu para kazandıkları tayfaya atmak zor gelmiş olacak ki, pop-rock veya alternatif olarak adlandırdığımız (ki birisi hiphop onu hiç saymıyorum bile) müzik türünü heavy metale yamayıp satanist diye gösteriyorlar. Adamların müzik özürlülüğü bu kadar da değil. Arkasındaki habere de dikkatinizi çekeyim. Bi çocuk varmış darbuka çalan, ritm bilgisi verilirse coşabilecek türden, yetenek var cidden, her neyse, bu çocuk dünyaya açılacakmış(!) Mercan Dede ve Özcan Deniz gibi. Tamam Özcan Deniz geliştirdi kendini (dinlemem o ayrı), Mercan Dede gerçekten iyi projeleri olan bir müzik adamı da, darbukanın adının geçtiği yerde Burhan Öçal, ritmin adının bile geçmediği yerde Okay Temiz falan hiç mi geçmez? Sadece piyasa isimler mi haberde geçer? Ne biçim bir kanaldır bu. Asgari ücretle, sokaktan geçen adamı danışman diye tutsalar daha verimli işler sunacaktır.
Neden yerinin bilincinde olan kanal sayısı az bu ülkede. Herkes her reklamı izler, al(a)mayacağı ürünü alır, evine ekmek götüremeyen adamda milyarlık telefon olur ki sadece mesaj gönderir, fotoğraf çeker ve konuşur sadece, otobüste ilerleyelim der, belediyenin otobüs sayısı aklına gelmez, neden az olduğunu düşünmez, siyah giyeni satanist görür, sinirlenir, korkar, ama ciks görünenden çekinmez,… gider bu liste. Adamlara mail atsam anlayamayacaklardı, bari buraya yaziyim dedim. Dinleyenlere teşekkürler.

Hip hop’un Türkçe ritmi

Jawussjan-hafif | 13 January 2004 22:52

2003 yılı, hip hop kültürünün Türkiye’de en popüler olduğu yıldı.

Reklam müziklerinde o vardı, dizilerde hatta pop şarkıcılarının

albümlerinde düet olarak dinliyoruz bir yıldır.

Bu parlama yıllar öncesinin efsanevi Türk rap grubu CARTEL’den

sonraki en büyük yükseliş dönemi. NEFRET, SİRHOT, BARİKAT,

KARAKAN ile devam ediyor.

Nefret bu hareketin şu andaki en başarılı ve altyapısı en sağlam

Türkçe rap grubu. İlk albümleri “Meclis-i ala İstanbul”, bu albümde

“İstanbul” adlı şarkıya çektikleri klip ile yükselişe başladılar.

İkinci albüm ise “Anahtar”, daha profesyonel hazırlanmış bir albüm

olmasının sebebi, CARTEL’in eski üyelerinden Erci-E ve Bektaş’ın

destekleri oldu.

Nefret’i “Ceza Keskinkılıç” ve “Dr.Fuchs (Sihirbaz)” oluşturuyor.

Dr.Fuchs 2.kaset çıktıktan sonra vatani görevi için askere gitti.

Ceza, onun yokluğunda yeni bir solo albüm çıkardı, albümün adı

Med Cezir, artık Dr.Fuchs askerden döndüğüne göre yeni bir albüm

bizi bekliyor demektir.

Rap müzik, Türkiye’ye Avrupa’da büyüyen kuşak tarafından getirildi,

onlar Avrupa’da bu müziğe başlarken dışlanıyorlardı, bir alman

müzik marketine gidip alman rap cd’si sormak bile problemdi, çünkü

rap’i Almanya’da Irkçı kesim yapar ve dinlerdi, müzik marketten

“biz o pisliklerin albümünü satmayız” diye kovuldukları olurdu.

Rap’i Türkiye’de yapanlar, gurbetçilerimiz olduğu için genelde

vatansever mesajlar veriyorlar ama ırkçılık, faşizm, yozlaşma

karşıtı mesajlar bunlar. Rap zaten mesaj verme kaygısının en

üst seviyede olduğu müzik tarzı olduğundan, şarkılar pop müziğinde

olduğu gibi aşk nakaratlarıyla başlayıp bitmiyor. Konularda, ülkenin

sorunları, halkın sorunları işleniyor. Ceza’nın kendisi de DSİ’de

yıllardır çalışan bir işçi olduğundan, düşük gelirli halkın

sorunlarını da yansıtabiliyor, hortumculara ve yalancılara bu kadar

yer vermesinin sebebi de bu. Kasetin Türkiye’de sadece 20.000

satması Ceza’nın hala işçi olarak çalışmasına ve tüm zamanını

müziğe ayıramamasına neden oluyor. Ama Nefret yine de bir

zamanlar 750.000 satan CARTEL’den sonraki en büyük grup.

Bir de Türk Rap’inin yabancı rap’ten farkı, küfür kullanılmaması,

Eminem gibi ana avrat dümdüz gitmiyoruz, Sagopa dışında, onun;

“S..tirin gidin” gibi şarkı sözleri mevcut, diğerleri dünya rap’ine

kıyasla gayet “terbiyeli” rap yapıyorlar.

Rap, gelişen hip hop kültürünün müziği olarak, önümüzdeki yıllarda

Pop’un önüne geçecek. 80’lerdeki arabeskin önüne 90’larda geçen

pop gibi…