Benler vardı, sınırlar içinde ayrı ayrı. Benler vardı, ben içinde bir arada. Ben’e ve benlere göreydi, bütün sınırlar ve ben için.
Ben, bilirdi herşey kendisi içindi. Sınırlar da benler de. Ben’e göre tanımlanmıştı herşey ve tanımlanacaktı, çünkü öyle olmalıydı.
Çünkü, ben’di herşeyi anlamlı yapan. Çünkü, ben’di varolmak denen.

Ben olmazsa sınırlar da olmazdı, tanımlar ve kurallar da. Ve hayat da. Tanımdı herşey, sınırdı.
Ve ben bunu bilirdi.
Suyun bile ben’leri vardı, ben içinde. Sonsuzluğun içinde bir sınırı ve sınır içinde sınırları. Atomları, molekülleri. Dalgaları vardı okyanusların ve akıntıları.