Amerika
Evet bu başlığın sonuna bir ünlem koydum. Özellikle, çünkü Amerika’da 15 yıl gibi uzun bir süre boyunca yaşamış, burada okumuş ve iş kurmuş biri olarak deneyimlerim sonucunda bu ünlemi koymak zorundaydım. Detaylarını ve nedenini yazımın bütününde göreceksiniz.
Amerika, özellikle Ingiltere, Irlanda, Ispanya, Portekiz, Macaristan, Polonya vb. ülkelerden kaçan suçlular, sürgüne gönderilenler ve kendine yeterli toprak ve para bulamayan insanların göç etmesi ile oluşmuş ve sonrasında bunların kıta üzerinde, kendi ülkelerinden getirdikleri ateşli silah teknolojisi ile buranın gerçek yerlileri olan kızılderilileri yok etmeleri sonucu büyümüş ve yerleşik hale geçmiş olan bir ülkedir. Bu ülke zaman içinde evrimleşmiş ve dışarıdan aldıkları göç sonucu ve yeterli toprak üstü ve altı zenginlikleriyle büyümüş, tüm dünyaya hükmeder duruma gelmiştir. Bu büyümedeki temel anahtar kelime aslında “kaliteli göç” kavramıdır. Ülkenin temel politikası gereği olarak uygulanan hareket tarzı, kaliteli, zeki, paralı veya özel yetenekli insanları özellikle genç ve potensiyeli olan ülkelerden green card (ya da ülkemizde daha çok bilinen adıyla yeşil kart piyangosu) adı altında bir hayal karşılığında devşirerek, gelişiminde kullanarak gücüne güç katmaktadır.
Amerika‘dan gerçekten de yaşanması ve edinilmesi gereken unsurlar vardır. Ancak bu hiç bir zaman orada bir aile kurulması anlamına gelmemelidir. Amerika’da edindiğim deneyim şudur ki, orada doğan çocuklar hiç bir zaman Türk olamayacak ve ülkelerine de geri dönmeyi istemeyecektir. Amerika bu çocukları yoğurarak kendine çekmeyi programlamış ve zamanla geliştirmiş tecrübeli bir ülkedir. Buraya bir çok şekilde gelmiş ailelerin temel sorunu, sürekli kavga, çocuklarda ailesinden utanma, ve buna benzer uyumsuzluklardan ötürü çeşitli ailevi mutsuzluktur. Yine de Amerika’ya mutlaka gidilmesi gereklidir ve görülmesi gereken şeyler vardır. Ama sağlanması gereken gördükten, geliştikten veya yetenekleri edindikten sonra hizmeti ülkemize sağlamak olmalıdır. Örneğin, Boston üniversite ve hastaneleri ile çok ünlüdür. Bunlar, mutlaka doktorlarımız ve üniversite öğrencilerimiz tarafından görülmeli ve deneyimlenmelidir. New York’ta gece hayatı yaşanmalı, tüm dünya mutfakları denenmeli ve buradaki etnik çeşitlilik gözlemlenmelidir. Vermont’ta kış sporlarında bulunmalı, kayak merkezlerinin nasıl olması gerektiğine dair feyz alınmalıdır, en önemlisi ise, burada yaşayan insanların yapmacık güleryüzleri ve asıl olan donuk şahsiyetleri bizzat yaşayarak deneyimlenmeli, gerçek izolasyon, yalnızlık ve aile ihanetleri birebir yaşanarak izlenmelidir. Amerika Birleşik Devletleri, ne yazık ki biz Osmanlı döneminin kişisel hırsları ve üretilmiş sorunları ile uğraşırken gelişimlerini tamamlayarak, demokrasiyi yerleştirmiş, tüm dünyanın önüne geçmek için hamlelerini yaparak beyinleri ithal etmeye o dönemde başlamıştır. Bildindiği gibi Einstein, Tesla vb. bir çok dahi insan Amerikada yaşamış ve öncelikle bu ülkenin çıkarları için çalışmıştır. Tüm dünya savaşlarla boğuşurken onlar gelişim, bilim ve değer yaratım unsurları ile uğraşmış, diğer ülkeler ve özellikle ülkemiz ile aradaki farkı açmıştır. Türkiye daha yeni bir Cumhuriyettir, ve geciktirilmiş medeniyet ancak yapılandırılmaya başlanmıştır. Şu an için bizim elimizde bulunan ve kanımca en önemli avantajımız olan genç nüfus, yanlış politikalar ile bu tip ülkelere kaybedilmemesi gereken bir değerdir. Gençlerimizin önü açılmalı onlara her anlamda güvenilmeli, işsiz kalmamaları sağlanmalı, yaşlıların kişisel hırslarını bir kenara koyup ülke menfaati ve gelişimi açısından yerlerini genç insanlara ivedilikle bırakmaları önemlidir. Ancak bu şekilde beyin göçü önlenebilecek ve ülke olarak hızımız artacaktır. Amerika veya diğer gelişmiş ülkeler ile aramızdaki gelişmişlik açısından kaybettiğimiz yıl farkını ancak hız ile kapatabileceğimiz aşikardır.
Amerika’da görülmesi gereken önemli yerlerin bir listesini aşağıda veriyorum. Work and travel, Staj, Yaz okulu, dil okulu vb. programlarla Amerikada geçici olmasını umduğum sürelerde eğitim alan veya turistik/iş amaçlarıyla burada bulunan kişilerin deneyimlemesi, görüş açılarının açılması ve ülkemize bilimsel geri dönüşü açısından önemlidir. Kültürel açıdan bizim yurtdışındaki bir çok gelişmiş ülkeden öğreneceğimiz hiç bir şey yoktur, aksine onların bizim ülkemize kültürel açıdan ziyarette bulunmaları, kendi mutlulukları açısından faydalı olabilir.
Objektif düşünceler
1. New York : Özellikleri : gece hayatı, her çeşit dünya yemekleri, etnik yapı, korku filimi tarzında betonarme binaları, robot insanların kurulu bir şekilde hareketleri, 24 saat yaşayan yapısı ve Buffalo kentindeki Niagara şelaleleri.
2. Boston : Özellikleri : Tüm dünyadan ithal edilmiş dahi öğrencileri ve doktorları, Cambridge şehri ve Harvard / MIT üniversiteleri, polis toplumu özelliği ve kuralcılığı
3. Chicago : Özellikleri : Chicago Bulls Basket maçı, Avrupai yapıları, rüzgarı ve zencileri.
4. South Beach : Özellikleri : Çılgın insanları, body building’ci erkekler, manken görünümlü bayanlar merkezi
5. Los Angeles : Özellikleri : Güzel ortamları, filim artistlerine rastlama ihtimalinin verdiği heyecan, suç oranı ve bazı insanların bahçelerinde bile görebileceğiniz petrol sondaj makinaları
6. San Francisco : Özellikleri : İnsanın “burada nasıl yaşanır?” dedirten, yokuşları ve inişleri, elle kontrol edilen ve terden bunalan insanları görebileceğiniz trolley’leri. Müzeleri, Alkadras ve Santa Monica adaları
7. Miami : Özellikleri: Palmiyeler, çoğunluğu ispanyolca konuşan küba’dan kayıkla birikmiş insanları, Miami beach, kokteylleri ve havası.
8. San Diego : Özellikleri : Terkedilmiş bir kasaba görüntüsü, sahilde görebileceğiniz fok balıkları, uçsuz bucaksız düzlük alanları ve düzeni.
9. Dallas : Özellikleri : Kendine özel bir hukuk sistemi olması, günlük hayatta fötr şapka giyen, şapkasını çıkararak sizi selamlayan ve silah taşıyan kowboy görünümlü insanları, Petrol merkezi olması ve Dallas dizisini anımsatan ranch’leri. (Önünde atları olan büyük çiftlik evleri)