bildirgec.org

devlet hakkında tüm yazılar

Öne geçebiLmek için…

necronamber | 25 May 2007 12:44

Kendine, yaratılmışların en şereflisi olma payesi verilmiş insanoğlu, bireysel dünyasını oluşturan yapısallık içinde kaldıkça, sınırsız bir davranış özgürlüğüne sahiptir. İstediğini düşünmekte hür, çevreye zarardan arınmış eylemlerinde bağımsızdır.
Fakat toplum önderliğine soyunduğu an; onun kişisel keyif yaşamından ve bireysel davranış özgürlüğünden vazgeçmek zorunluluğu ortaya çıkar. Örneğin; şahsi hayatını sürdürürken, istediğini sevebilme serbestliği, toplum yöneticisi olduğu zaman; tüm yurttaşlarını,ayrımsız kucaklama mecburiyetine dönüşür.
Özetlersek yöneticilik; büyük bir ÖZVERİ oyunudur; toplumsallığı becerebilen oynar, hala kendi düşlerini sevme
bağımlılığı devam edenler ise, yönetememenin silikliği içinde yokluğa mahkum olurlar.”İsteyici olmamak, yalnız teklif edileni kabullenmeki” kuralı; insanımızın, DEVLET ADAMI olmak için
koyduğu önemli bir ayıraçtı. Asırlarca sürdü bu gelenek. Devlet kapısından ikbale uzanmak, kişisel istekten çok, halkın ve toplum büyüklerinin teklifleri ile gerçekleşirdi. Önüne makam sunulan kişi, görgüsüzlük hırsının verdiği “acüllükle”
dilek üstüne atlayıp, hemence, “OLUR” demez, öncelikle; “benden daha iyisi vardır, benden hayırlısı, daha uygunu bulunur” mazeretini ortaya koyardı. Açlıktan ölüm noktasına gelse bile, başkalarından ekmek dilenmeme milletimizin bir ONUR anıtıydı böylesi davranışlar.

MuM & KıNa…tercihimiz

koza 68 | 03 May 2007 17:27

Şu sorunun yanıtını bileniniz var mı? “ Türkiye’de halkın karakteri mi kurumları etkiliyor, yoksa kurumların karakteri mi halkı etkiliyor…?”
Yanıtı ne olursa olsun , sonuç yumurta-tavuk hikayesine varacaktır…
Türk halkı uzlaşmazdır, uzlaşmayı sevmez…Organize olamaz ya da olmayı sevmez…
Yolunda giden bir şeyler varsa huylanır, ardında mutlaka bir “şer” arar…!
İhtilalcileri avuçları patlayıncaya kadar alkışlar, sonrada zindanlardaki çocuklarına ağlar…!
Türk milleti,çabuk unutur,altının oyulmasından keyif alır…
Yaşadıklarımız,geçmişin bir kopyası sanki…
Geçmişte, C.Başkanı seçemedik diye, militarist bir gölgenin karanlığına hapsolmuştuk…Hala onların yaptığı anayasa yüzünden yolumuzu bulamıyoruz…!
Bu gün ramak kaldı…Belki de ucuz atlattık…!
Tayyip bey hırtlara aldırma dedik, aldırmadı….Göreceksiniz ilk genel seçimde, oyların %30-40 cebinde..!
“Demokrasi mağduru” rolünü oynayacak ve sandıktan birinci parti çıkacak…Buyrun cenaze namazına…!
Başladığımız yere geri mi döneceğiz…?
Muhtıra verilmeseydi ,anayasa mahkemesi “malum” kararını vermeseydi ne olurdu?
MGK toplantılarında şikayetler dile getirilirdi…izlenirdi, suçun tespiti halinde anayasal
kuruluşlar devreye sokularak AKP’nin kapatılması yoluna bile gidilebilirdi…Fırsat kaçtı…
Hırtlar demokrasisi ne yaptı?
Nerde hareket orda bereket politikasını pek sevdiğinden olacak, ortalığı içinden çıkılamaz bir belirsizliğe götürdü…Geçmiş ola !
Şimdi ekonomik kaygılar var…Olacak elbette, hırtlar alıştılar bir gecede Türk milletinin cebindeki parayı çalmaya…Gün onların günü mübarek olsun…!
Biz bu endişeleri dile getirirken, yurt dışından cümle kurmaya çalışan bir sürü yarım akıllı batı imitasyonu yazar Atatürk,çanakkale edebiyatı yapıp, TSK’NIN AMBLEMİNİ gözümüze sokmaya çalıştı, kimi de bizi küçük parmağıyla becereceğini yazdı…!
Yalnız benden, “sorun ne arkadaş? “ diye yanıt bekleyen bir beyefendiye şunu söylemeden geçemem; Sorun şu dostum,”bu sefer ucuz atlattık zararı az oldu ama bazen gerekir” gibilerinden bir düşünce içinde olacaksın, sonra da kalkıp “ben darbe yanlısı falan değilim” diyeceksin…
Yav, azıcık ucundan dokundurtmaktan bişeycikler olmaz diyen bir bakış açısı nasıl demokrat olur biri bana anlatsın…!
Neyse, burada ortaya çıkan acı gerçek ; Devletin çıkarları ile halkın çıkarları çatışma halindedir. Ve bu çatışmadan ne yazık ki halkımız zararlı çıkmaktadır…
Geleceğimiz noktayı hep birlikte göreceğiz…

Belki mum belki kına yakacağız…
Bekleyip görelim ya g…tümüz yanacak ya yüzümüz aydınlanacak…!