bildirgec.org

denizcilik hakkında tüm yazılar

ark istanbul

arkistanbul | 30 July 2007 20:04

Yunan gemiciler hamsiye Araplar baklavaya bayılıyor
Türkiye limanlarına bir yılda tam 400 bin gemi uğruyor. Bu gemilerin personel için satın aldığı kumanyalar ülkelerin damak zevklerini gösteriyor.

Buna göre Arap gemiciler lokum ve cezerye hayranı. Hintlilerin tercihi helva ve sardalya balığı. Ruslar baklava ve helvalı kumanye istiyor. Bulgar gemiciler cezeryesiz, Yunan gemiciler hamsisiz kumanya almıyor.
Türkiye’de denizcilik sektörünün gelişmesine paralel olarak yabancı gemilere malzeme satışı yapan kumanya şirketlerinin cirolarında önemli artışlar oldu. Türkiye’ye yıllık 500 milyon dolarlık döviz girdisi sağlayan kumanya şirketleri uluslararası alanda söz sahibi olabilmek için bir araya gelerek Gemi Kumanyacıları Derneği’ni (TURSSA) kurdu. Kumanya şirketleri dünyanın dört bir yanından Türkiye’ye gelen yük ve yolcu gemilerinden teknik malzemelerin yanı sıra lokum, hamsi, cezerye, pastırma ve baklava gibi Türkiye’ye has gibi yiyeceklerden de sipariş alıyor.
Limanlarımızda gemilere malzeme satışı yapan toplam acente bağlantılı 4 bağlantısız 28 kumanya şirketi faaliyet gösteriyor. Mersin, İzmir ve İstanbul gibi liman sayısının fazla olduğu illerde yoğunlaşan kumanya şirketleri gemilere güverte malzemeleri, yedek parça gibi malzemelerin yanında donuk et, kuru gıda ve sıvı içecek türü gıda maddelerinin satışını yapıyor. Uluslararası deniz trafiğinin stratejik bir konuma sahip olduğunu belirten Gemi Kumanyacıları Derneği Başkanı Zihni Memişoğlu, bu sektörde uluslararası alanda yeterli paya sahip olunmadığını dile getiriyor. Yılda yaklaşık 400 bin yük ve yolcu gemisinin limanları ziyaret etmesine rağmen bunlara verilen kumanya hizmetinden sağlanan gelirin Norveç’ten daha düşük olduğunu belirten Memişoğlu, Zaman’a şu açıklamalarda bulundu: “Amacımız, gemiler Türkiye’den bin–bin 500 dolarlık alım yapıyorlarsa bunu 5 bin dolarlar seviyesine çıkarmak. Diğer ülkelerden aldıkları malzemeleri bizden almalarını sağlamak.”
İstanbul’da faaliyet gösteren acente bağlantılı ARK İstanbul Kumanyacılık’ın yetkilileri de NYC ye ait Kosta Rika, Yunanistan, İtalya, Almanya, Norveç, Almanya gibi dünyanın farklı ülkelerinden gelen gemilere malzeme satışı yaptıklarını dile getiriyor. Aykut Bilol, “Bu durum kumanyacıları da etkiliyor. Limanlardaki mevcut potansiyel iyi bir şekilde değerlendirilse bu kumanyacılara da yansıyacak.” dedi.
İzmir Limanı’nda faaliyet gösteren Arma Uluslararası Kumanyacılık’ın sahiplerinden Ali Çapacı da şunları kaydetti: “Yunanlı ve Hindistanlı gemiciler sardalye, istavrit, hamsi gibi balıklardan sipariş veriyor. 40–50 kilo balık alıyor. Ruslar ve Polonyalılar helvayı seviyor. Suriye, İran, Tunus ve Cezayir gibi Arap ülkelerinden gelen gemiciler baklava ve lokuma bayılıyor. Mersin Limanı’nda faaliyet gösteren Caytrans Şirketi’nin sahibi Tarkan Karaçay da Akdeniz Bölgesi’nin ünlü tatlılarından cezeryeye Arap ve Bulgaristanlı gemicilerin ilgi gösterdiğini dile getiriyor.

Sanal Alem’de Yelken Açın

kriptontr | 07 April 2007 20:21

Meşhur japon MMORPG türü oyunlarına bir yenisi daha eklendi.
Century Voyage ‘de kendimizi bir denizci olarak geliştirip sanal maviliklere yelken açabilirsiniz.
oyununun haritası dünya haritasının bizzat kendisi.haliyle istanbul, atina gibi liman şehirleripopüler mekanlar.

ekran görüntülerinede buradan bakabilirsiniz.

Korsanlık geleneği

kopanisti | 27 January 2007 14:59

Korsanlık ve yağmacılık her devirde olmuştur. Bahsedeceğim olayın da bir geçmişi var. Tesadüfen oluşan bir durumun, yağmacılığa ve belki de korsanlığa dönüşerek günümüze kadar nasıl ulaştığını anlatıyor.

Olayımız İngiltere’nin batı kıyıları ve özellikle Devon isimli kıyı kasabasında geçiyor. Buradaki insanlar yüzyıllar önce kıyılarda ateşler yakarlarmış. Gecenin karanlığında fırtınalı havalarda, gökyüzü delinmiş halde yağmurlar yağarken, göz gözü görmez haldeyken, gemi kaptanları kıyıdaki bu ateşleri fener zannederler ve olumsuz koşullardan kurtulmak için teknelerini oraya yaklaştırmaya çalışırlarmış. Kurtulma ümidiyle kıyıya çok yaklaşan gemiler, kayalıklara bindirir, paramparça olur, kaptan suratı şallak mallak vaziyette teknesini mi kurtarsın, malları mı kurtarsın ne yaptığını bilmez halde debelenirmiş. Canını kurtarmak isteyen denizciler kendilerini kıyıya zor atar, yaralı maralı sağ kalmaya çalışırlarmış. Ertesi sabah da buranın halkı kıyıya vuran malları görüp, bunlarda nereden geldi diye şaşırıp ama yine de sahibi kimdir, nedir ne değildir diye araştırmadan toplamaya koyulurmuş.

Gel zaman git zaman bunun gerçek nedenin kıyıda yaktıkları ateşleri fener zanneden gemilerin parçalanmaları sonucunda olduğunu idrak etmişler ancak tıspıs olmuşlar, ses seda çıkarmadan biraz da salağa yatarak bu durumlarını devam ettirip denizden gelen mallarla günlerini gün etmişler, yağmacılıkları had safhaya ulaşmış, sağ kalan tayfalar bunların ellerine düşmemek için anında toz olup canlarını kurtarmaya bakmışlar. Böylece yaşamlarını sürdürmüşler mutlu mesut yaşamışlar. Modern zamanlarda unutulan bu gelenek gel zaman git zaman babaların çocuklarına anlattıkları birer şehir efsanesi halini almış.
Tarihlerinden bir parça olan bu anılarını, tarihlerini dürüstçe yansıtabilmek, eski günlerden dem vurabilmek ve belki de gelen turistlere biraz da eğlencelik bişeyler sunabilmek adına Deniz Yağmacılığının müzesini bile kurmuşlar. Burada yağmalanan eşyalardan birçoğunu da sergilemişler.

Uçtu Uçtu Balık Uçtu

muarifer | 12 December 2006 10:33

uçan balık
uçan balık

bodrum’da uçan balık yakalanmış. ilk önce insanın garibine gitse de bu türde bir çok balık mevcutmuş.
Ülkemizde mevcut olan türler şunlarmış:
23. Familya : EXOCOETIDAE (UÇANBALIKLAR)

uçma sebeplerinden ise şöyle bahsedilmiş:
Bazen büyük balıklardan kurtulmak, bazen de 80 km/sa.’i bulan yüzme hızı gereği, su yüzeyinden 25-50 cm yükselip büyük kanatlarıyla 2-13 sn. ve 50-250 m.’lik planör uçuşları yapar.

Tek başına dünya turu yapan kadın yelkenci

kopanisti | 20 November 2006 10:11

Dünyanın en ünlü kadın yelkencilerinden biri olan Dee Gaffari Türkiye’ye geliyor.

Tek başına dünya turu
Dee Gaffari

Teknoloji harikası tekne ile tek başına dünya turuAslında 18 kişinin kullanımına göre yapılmış olma 21,6 mt. lik tekne Dee Gaffari’nin bu hayali için 1 kişilik kullanıma göre yeniden dizayn edildi. Gaffari dünyayı tek başına, alışılan rotanın aksine tersten dolaşan ilk kadın yelkenci. Aviva bu kadına sponsor oldu ve hayalini gerçekleştirmesini sağladı.

Teknoloji harikası tekne ile tek başına dünya turu

kurbağa tekne

knemo | 16 October 2006 04:05

Kurbağalardan ilham alarak üretilen bu tekne, ilginç tasarımıyla dikkat çekiyor: Çevreyle uyumlu, kolay taşınabilir, dengeli bir seyir…
5 beygir gücündeki elektrik motorunun yanı sıra, kürekle de kullanılabilen “kurbağa – tekne” kompakt bir yapıya sahip. Arabanın tavan bagajına yüklenip götürülebilecek kadar hafif: 24+3.6kg. 242×99 cm ölçülerindeki teknenin yüksekliği 36cm. Fiyatı ise vergiler ve kürekler hariç 1495 dolar.

Jon Erlandson ve Amerika’nın İlk Sakinleri

tenedian | 09 October 2006 00:02

Jon Erlandson ve ilk Amerikalılar
Jon Erlandson ve ilk Amerikalılar

Oregon Üniversitesi profesörlerinden Jon Erlandson yaptığı bilimsel araştırmaların sonucuna göre, Amerika’nın ilk sakinlerinin sanıldığının aksine Sibirya’dan Bering Boğazı yoluyla karadan yeni kıtaya geçen Orta Asyalılar değil, deniz yoluyla ve günümüzden 13 000, yazıyla tekrar ediyorum, onüçbin yıl önce güneydoğu Asyalı kavimlerin ve adalıların olduğunu iddia ediyor. Konusunda çok saygın bir arkeolog, antropolog ve araştırmacı olan Jon Erlandson (CV si için) uzmanlık alanları olan denizci toplumların gelişimi, evrim ve göçler, Amerika’ya ilk göçler, geleneksel teknolojiler hakkında sayısız makale ve kitap yayınlamıştır.
Erlandson’un son iddiası olan 13000 yıl önceki Amerika’ya göç ise bilim çevrelerinde ilgi ve biraz da temkinli bir itiraz ile karşılaşmıştır. Erlandson’a göre insanlık binlerce yıl önce denizcilik konusunda bugün tahmin edemeyeceğimiz kadar yetkindiler. İlk çıkış noktası Afrika. Afrika’dan kıyı kıyı güneydoğu asya’ya ulaşıyorlar. Oradan da ver elini Amerika. İzlerine ulaşamamızın sebebi ise buzul çağı! Buzul çağından sonra kıyıların şekli değiştiğinden bu uygarlıklarla ilgili izler genellikle deniz altında kalmıştır.
Erlandson bu kadarla da kalmıyor: Avustralya’da 50000 yıldır insanlar yaşıyor…(detay için) Bunu da genetik çalışmalara dayandırıyor.
İlgi ile izlenmesi gereken bir araştırmacı Jon Erlandson.