1928, İngiltere doğumlu yönetmen Nicolas Roeg, üç defa BAFTA adayı oldu. Roeg’in yönetmenliğini yaptığı sinema filmi “The Man Who Fell to Earth” (Dünya’ya Düşen Adam), 1976 senesinde vizyona girdi. Walter Tevis’in romanından senaryolaştırılan film, En İyi Erkek Oyuncu dalında Satürn Ödülü’ne layık bulundu. Başrolünde müzisyen David Bowie‘nin yer aldığı yapımda Oscar adaylığı bulunan aktör Rip Torn, aktris Candy Clark ve iki Oscar adaylığı bulunan Buck Henry de rol alıyor.
Christiane Felscherinow‘un hayat hikayesinden uyarlanan sinema filmi “Christiane F.“, 1981 senesinde vizyona girdi. Alman yönetmen Uli Edel’in yönetmenliğini üstlendiği filmde Alman aktris Natja Brunckhorst, Thomas Haustein, Jens Kuphal, Rainer Woelk, Jan Georg Effler, Andreas Fuhrmann, Ellen Esser, Lothar Chamski, Peggy Bussieck, Daniela Jaeger, Peggy Bussieck, Christiane Reichelt ve müzisyen David Bowie de yer alıyor.
Christiane F., 1962 senesinde Hamburg, Almanya’da dünyaya geldi. Christiane henüz bebekken Gropiusstadt tarafına taşınan aile, şiddetli geçimsizlik sebebiyle dağıldı ve genç kız annesiyle, kardeşi de babasıyla yaşamaya başladı. Anne ve babasının ayrılmasıyla derinden sarsılan genç kız, henüz 12 yaşındayken okuldan kaçmaya, alkol ve uyuşturuccu hap kullanan bir takım tehlikeli insanlarla birlikte takılmaya başladı. Aşık olduğu ilk erkek Atze tarafından hayalkırıklığına uğratılan Christiane, 14 yaşına geldiğinde eroinsiz yaşayamaz olmuştu. Bir süre sonra Detlev adlı bir gençle tanışıp aşık olan Christiane, eroin parası bulabilmek için beden işçiliği yapmaya başladı.
Başarısız olan altın vuruş denemesi, rehabilitasyonda geçirilen dayanılmaz günler ve babasının kendisini eve kapatmaya çalışması, genç kızı tekrar sokaklara itti. En sonunda Detlev ile tekrar rehabilitasyona yatan Christiane, genç adamın kaçıp gitmesine rağmen direndi ve uyuşturucudan tamamen arındı.
1951 doğumlu Amerikan sinemacı Julian Schnabel‘in yönetmenliğini yaptığı 1996 çıkışlı sinema filmi “Basquiat“, Amerikan graffiti sanatçısı Jean-Michel Basquiatın hayatını anlatıyor. Filmde Amerikan aktör Jeffrey Wright, Kanadalı aktör Michael Wincott, Porto Rikolu aktör Benicio Del Toro, İngiliz aktris Claire Forlani, İngiliz müzisyen David Bowie, Amerikan aktör Christopher Walken, İngiliz aktör Gary Oldman, Willem Dafoe, Courtney Love ve Parker Posey rol alıyor.
1960 senesinde Brooklyn’de, üç çocuklu bir ailenin ilk çocuğu olarak dünyaya gelen Jean-Michel Basquiat, 19’undayken İngilizce, Fransızca ve İspanyolca’yı akıcı bir şekilde konuşabiliyordu. 18 yaşında alesini terkedip New york’a gelen Basquiat, New York sokaklarında graffiti yapmaya başladı. Müze önlerinde kendi çizimlerini satan genç sanatçı, 1980’lerde Amerika’da tanınmaya başladı.
Acilen eve gelmem istenmişti. Arabayı sürerken hayatımda ilk kez ellerimin terlediğini, baktığım yere odaklanamadığımı fark ettim… Olay haddinden fazla büyüktü, telefonda bir şey söylemedikleri için çok şey anlıyordum, fakat o soruyu sormaya çekiniyordum. Sonra sordum. Öldüğünü öğrendiğimde ellerim soğudu. Nefesim daraldı. “Nasıl olur?” sorusuna ise yanıt veren olmadı. Belki de o soruyu hiç sesli sormadım!
The Prestige, Christopher Nolan‘ın (Following, Memento, Batman Begins, The Dark Knight) yönetip, kardeşi Jonathan Nolan ile birlikte senaryosunu yazdığı 2000’li yılların en iyi filmlerinden biri ve imdb’nin top250 sıralamasında an itibariyle 84. sırada yer alan bir başyapıt.
Oyuncu kadrosunda çok büyük isimleri barından filmde, Hugh Jackman, Christian Bale, Scarlett Johansson, Piper Perabo, Michael Caine, David Bowie ve Andy Serkis bulunmakta.
Bilim kurgu ile ilgili 10 süper şarkı listelenmiş:
1. Space Oddity – David Bowie
2. Rocket Man – Elton John
3. She Blinded Me With Science – Thomas Dolby
4. Fly Me To The Moon – Frank Sinatra (Apollo 10 astronotları görev sırasında bu şarkıyı çalmışlar)
5. Red Barchetta – Rush
6. Yoshimi Battles The Pink Robots, Pt. 1 – The Flaming Lips
7. Mr. Roboto – Styx
8. Space Age Love Song – Flock of Seagulls
9. Iron Man – Black Sabbath
10. Love Missile F1-11 – Sigue Sigue Sputnik
Kanada’da doğan bağımsız (indie) grup Arcade Fire’ın 2004’te çıkarmış oldukları “Funeral” albümü en iyi ilk albümler arasında yerini hemen aldı. Çok enstrümanlı müzikleri gerçekten yeni güzel şeylerin yapılabileceğinin kanıtı. Albümleri özellikle 2005 yılında çoğu derginin en iyiler listesine bir numara olarak yerini aldı, bakınız [NME, Uncut, Mojo, Les Inrockuptibles, Pitchfork ve Roll Dergisi].
Björk, David Byrne, David Bowie ve daha birçok ünlü, grubu göklere çıkardılar. Özellikle David Bowie grubu kanatları altına aldı. Birlikte birçok konserde birlikte çalıp söylediler. Yine David Bowie’nin incilerinden The Dandy Warhols gibi Arcade Fire de gerçekten kalıcı olacak albüme imza attı. Gerçekten albüm 10 üzerinden 10’u hak etmekte. İlk albümleri Funeral albümü ile ilgili David Bowie’nin eleştirisine şuradan ulaşmak mümkün.
Ayrıca David Bowie’nin, Arcade Fire albümlerini yanında taşıyıp tanıdıklarına hediye etmesi de hayli ilginç.
Kilisede kaydettikleri yeni çıkan albümleri “Neon Bible” da ilk albümleri kadar başarılı. Grup kendini tekrarlamayan güzel bir çizgi de müziğine devam ediyor. Röportajlarında aldıkları tepkilere kendilerinin de inanamadıklarını belirtiyorlar…
Ekşi sözlüğün arka fonunu kaldırınca kendimi alice harikalar diyarında kraliçeyle çay -pardon yeni rakı- içerken buldum, karışık duygular içindeyim.
Müslüm Gürses’in web sitesine girdiğimde -ki açılış sayfasında “ne mutlu müslümcüyüm diyene” yazıyor, gözlerime inanamadım- yeni albümünün tanıtım çalışmasını gördüm.
Albümde şunlar var;
Björk – Aşk Tesadüfleri Sever(Bachelorette)
Garbage – Bir Ömür Yetmez (The World Is Not Enough)
Bob Dylan – Hayat Berbat (Mister Tambourine Man)
Rainbow – Affet (Temple of the King)
Leonard Cohen – istanbul’a Elveda(Alexandra Leaving)
Serge Gainsbourg – artakalan (Amour Des Feintes)
David Bowie – Kış Oldum (I’m Deranged)
david bowie her zamanki gibi süper bir iş çıkarmış. david bowie blog
