bildirgec.org

cemal hakkında tüm yazılar

Sultanıma en güzel çiçeklerim

rasgon | 28 May 2009 11:16

SULTANIMA BAHÇEMDEN EN GÜZEL ÇİÇEKLERİM…

Zor oldu abiiim biliyomusun : ) çöllere yağmur yağdırmak kadar çok zor aslında… Küçücük bir göz yaşı damlası kadar ümitsizce başlayacaktı bu hikaye ve o damlalarla sen bir vahayı cennete dönüştürecektin, farkında olmasanda.

“Çiçek bile bir damla su ile hayat bulur ve yetişir…”

Aşkım seni kendi hayatıma katmak, yeniden bi hayata başlamak kadar zor oldu. İnatlaşman, isteksizliğin, korkuların, yaraların önümde kocaman engeller olarak birikmişlerdi. Benimde senin gibi korkularım vardı aslında tekrar birinin kalbini kırma yada kendi kendimi üzmem gibi… Sebebsiz sancılarla boğuşmaktan bıktım artık aslında ve sığınacak bir yer arıyorum, ümitsizce dalgalarla boğuşan bir tekne gibi… Yok denecek kadar az bir ümitle çıktım yola, kalbine giden o yola… Dalgalar arasında… Fırtınalar içinde…

Hoş geldin Kadınım

rasgon | 26 May 2009 11:02

Hoş geldin kadınım, Seni çok özledim

Tarla tarla gezmiş yorgunluktan çatlamış ayakları sızıdan durmuyordu. Yaşına nazaran hala yaşam ile inatlaşan yüzü, yüreği kadar derin çizgilere sahip tombul yanaklı bir teyzeydi. Bir kır gezisinde karşılaşmıştım onunla, oturup konuşamadım zatende dilsizmiş. Hikayesi o kadar derin ve acı vericiki insanın göz yaşlarını bırakıp o suda boğulası geliyordu.

Daha 15 yaşındayken görücü üsülü evlenmiş sevmediği bir adamla. Yıllar geçmiş ve kadın bir bakmış o adama aşık olmaya başlamış. Neden, nasıl olduğunu anlayamamış; yaşını ilerlemesinden olsa gerek reşit olduğunu farkedince anlamış neler olduğunu. Evlilik ve biriyle aynı yatakta yatmanın anlamını. 19 yaşında ilk kız çocugu dünyaya gelmiş. Eski köy halleri işte… Ama bi değişiklik varmış, kadının zoruna giden hiç birşey yokmuş seviyormuş o koca deli adamın ama aşkta diyemiyormuş. Yıllar yılları kovalamış… Bir 13 eylül sabahı adam siyasi düşüncelerin elinden çıkan bir mermi sesiyle yığılıvermiş yere. Bedeni öyle bir yere çarpmışki sanki köy meydanında davullar inlemeye başlamış. Kadın elindeki sepetle yere çökmüş ağzından hiç bir kelime dökülemiyormuş. Kursağında takılan cümleler sanki ellerin kollarını saran birer ip oluvermiş ansızın. Kadın hızlıca yanına koştu ve o koca adamın vücudun yanına oturdu. Gözlerinden biraz yaş birazda acı dökülüyordu. Kocası, evinin direği, kızının babası, gözleri önünde yok oluyordu. Ona söyleyemedikleri içinde bir mızrak yarası gibi kazılı kalmış ve birdaha bırakmamaya kararlıydılar.

Seni Bıraktığım Şehir

woofwoof | 26 November 2007 22:07

üniversiteyi okuduğum şehirde bıraktım en büyük aşkımı
aynı zamanda umut etmeyi, heveslenmeyi, sabırsızlanmayı

şehri güzel yapan içinde yaşadığın insanmış belledim, anladım
kadrin kıymetin bilemeden içine ettim de ayrılırken afalladım

yelkeni saldım rüzgara; karşılaştığın fırtınalarla değil, gemiyi limana getirip getirmediğinle ilgilenirmiş dünya diye
rüzgarın yönünü değiştirmeye çalışmayı bıraktım ben o şehirde

üstümden ne heyecanlar geçmiş olacak ki, kaldıramadım kafamı görmeye güzelin cemalini
dün boktum, bugün koktum misali olgunlaştım saydım durgunlaşmayı