15 yıl aradan sonra yine istanbul’da yapılan epica awards 2005‘te tbwa istanbul tarafından ykm için yapılan ve ilk gördüğümde helal olsun dediğim atlama ipi isimli çalışma gözlerim beni yanıltmıyor ise bundan araklanmış…
kaynak : ekşi sözlük
15 yıl aradan sonra yine istanbul’da yapılan epica awards 2005‘te tbwa istanbul tarafından ykm için yapılan ve ilk gördüğümde helal olsun dediğim atlama ipi isimli çalışma gözlerim beni yanıltmıyor ise bundan araklanmış…
kaynak : ekşi sözlük
ve ayna adlı bi şey, in flames’in cloud connected klibini direkt çalar. çok da iyi yapamaz efektleri falan ama gece rahat uyur heralde.
bu klibi yapıp para kazanan var. bu iş gecesini gündüzüne katıp uğraşan insanlara küfür gibi.
Mac için programlar üreten orbicule isimli firmanın piyasaya sürdüğü undercover isimli program i-book hırsızlarının epey canını sıkacak gibi görünüyor.
Program işletim sistemi altında devamlı çalışarak çalıntı mac database’i ile iletişim halinde kalıyor ve siz bilgisayarınızın çalındığını rapor ettiğinizde harekete geçiyor, hırsıza ait bağlantı bilgilerini ve screen shot ları firmaya yolluyor. ve sonra da kanuni yollarla bilgisayarınızı geri alıyorsunuz.
son zamanların modası masaüstümüzde çevrimiçi çalışan yazılımlar. javascript ve xml teknolojisinin yaygınlaşmasıyla artan, flash örneklerine de rastlayabildiğimiz bu programlara her gün bir yenisi ekleniyor. hatta netvibes‘tan yürütme (aynı kişinin önceki sitesi de yürütmeymiş anlaşılan) olduğu ortaya çıkan bir türk kopyası (kodu farklı olabilir ama, kimin umrunda.) bile var. işte bunlardan bazıları:
istanbulda yaşayanlar cevahir istanbul‘un logusunu sanırım biliyorlardır. az önce farkettim ankara’daki armada alışveriş merkezi ile logolarının ne kadar da benzer! olduğunu. eğer aynı şirkete bağlı değillerse ki sanmıyorum, ve armada’nın daha önceden beri varolduğunu düşününce dünyanın en büyük 2. alışveriş merkezi ilk dandirik logosundan sonra çalıntı logoya terfi etmişler…
bir digitürk kanalı olan [comedymax]in web sitesini bir nedenden ötürü ziyaret ettim. bir de ne göreyim! karşılaştığım bu komik tesadüf beni hayrete düşürdü. sitenin tasarımının [hbo]dan yürütülüp değiştirildiğini sezmiştim ama, kanıtını görmeyi beklemiyordum.
[bu] sayfadaki “haberler” linki (gittiği adres), bana daha önce ziyaret ettiğim [bu] sayfadaki “carrie” linkini (gittiği adres) hatırlattı.
diyelimki kredi kartınızı kullanarak bir cep telefonu aldınız. ancak iki ay geçmeden kapkaçcılar tarafından telefonunuz çalındı. bu durumda bankanızın kredi kartınızla aldığınız ürünü 2 ay süreyle sigortaladığını biliyor muydunuz?
rimi rimi ley sahte, (ç)alıntı. dinleyin ne olduğuna siz karar verin.
ben mi yanılıyorum?
post-fordizm mi diyelim postmodernizm mi diyelim iste icinde bulundugumuz caglarda, hersey bi garip oldu.
Neyse uzatmadan sadede gelelim. Genc kardeslerimizin bile utana sikila yaptigi birseyi milyar$ lik uluslarasiri olmus bir sirket nasi yapar.? Nerede beyin firtinalari nerede, yaratici ekipler nerede artdirektorler.?
Yoksa olan bitenin nedeni Milli sermayemizin, sonradan gorme bir; “bana ne bana ne bunu isterim” imi. nedir? Sözüm sana, koskoca turkcell ve digerlerine; artik kârınızı ulkemin “genc ve yaratici” insanlariyla paylasin. Keseyi acin diyorum, ve sizi canli yayina bagliyorum…
enberbats departmanından çalarım footerınızı, çalarım her yerden yazıları, üstelik günde de 30,000 sayfa gösterimi yaparım bunlarla ohh. adıma da haydi network dedim mi tamamdır.