Durup düşündü bir gece…Yaşadıklarını,sevinçlerini,hüzünlerini,nereden nereye geldiğini…

‘Çocukluğum ‘ dedi önce…Mutlu huzurlu sandığı çocukluğu.Hiçbirşey anlamıyordu ki o zamanlar.Bir oyuncak yetiyordu yüzünü güldürmeye.Oysa şimdi düşünüyordu da o zamanlar da yalnızmış.Kandırıldığı küçük mutlulukları,oyunları varmış.Adı üstünde çocukluk işte…
Gençliği geldi aklına birçok sıkıntıya ailesi ile birlikte göğüs gerdiği ama yinede kimseye yaranamadığı o ziyan olan yılları.Ne olursa olsun kıyamadığı ailesi…Yaşıtları gibi olmamıştı hiçbirzaman hayatı.Hep yarımdı yaşadıkları.Gençlik dedikleri o yıllarını, yaşıtlarıyla eğleneceği,aşkı tadacağı,geriye dönüp baktığında ne yıllardı diyeceği zamanları sıkıntı ve mutsuzluk üstüne kurulmuş,eksik kalmıştı.Gözünden süzülen iki damla yaş boşa geçen keşke dolu o yıllaraydı…


Sadece hayalleri vardı ona huzur veren.Belki diyordu hatta çoğu zaman emindi evlenince diğer yarısını bulduğunda değişecekti herşey .bu hayalle tutundu hayata,bıkmadı,yılmadı direnmekten.
Gün geldi ve doğru sandığı insanla bir hayat kurdu kendine.Masal gibiydi günleri.