Bir dönem Avrupa’da avlanmak yalnızca asillere verilen bir imtiyazdı. İngilizcede belki de bu yüzden “noble savage”, yani “asil vahşi” ifadesi kullanılır, bozulmamış, medeniyetten uzak yaşarken doğuştan gelen bilgeliği ve masumiyetini korumuş avcı toplayıcı birey olarak tanımlanabilecek bu ifadenin Fransızca karşılığı ise yalnızca “bon sauvage” yani “iyi vahşi”dir. Kültür, yani adı üstünde “ekin” tarımla başlar, göçebe, avcı toplayıcı insanlar toprağa hükmetmeyi öğrendiklerinde yerleşik hayata geçerler ve “medeniyet denen tek dişi kalmış canavar” işte bu noktada doğar…

Noble Savage” teriminin ilk kullanıldığı yer İngiliz John Dryden’in 1672’de yazdığı oyunu “Grenada’nın Fethi”dir. Ardından iyi vahşi neredeyse ikiyüz yıl boyunca Batı dünyasında gözden kaybolur, ta ki 1859’da Londra Etnoloji Topluluğu Başkanı John Crawfurd tarafından yeniden keşfedilene dek.