bildirgec.org

bob hoskins hakkında tüm yazılar

Kurgunun fantezi ile buluştuğu nokta; Brazil (1985)

queennothing | 19 February 2011 10:13

Terry Gilliam‘ı “Fear and Loathing in Las Vegas”, “Life of Brian”, “Twelve Monkeys”, “The Fisher King” gibi yapımlardan tanıyoruz. 1940, Amerika doğumlu yönetmenin 1985 senesinde çektiği sinema filmi “Brazil“, gerek çekim tarzı, gerekse konusuyla dünya çapında büyük bir başarı elde etti. İki Oscar Ödüllü Amerikan aktör Robert De Niro, 1958 doğumlu aktris Kim Greist, İngiliz aktör Jonathan Pryce, Katherine Helmond, Ian Holm, Bob Hoskins, Michael Palin ve Jim Broadbent’in rol aldıkları film, En İyi Senaryo ve En İyi Set Dekorasyonu dallarında Oscar’a aday gösterildi. 15 Milyon Dolar gibi bir bütçeyle tamamlanan fantastik bilim-kurgu filmi “Brazil“in tanıtım videosunu buradan izleyebilirsiniz.

Kafkaesk bir fantezi; Brazil (1985)

queennothing | 10 February 2011 16:15

1940 doğumlu Amerikan yönetmen Terry Gilliam‘ın 15 Milyon Dolar ile çektiği fantastik bilim-kurgusu “Brazil“, 1985 senesinde vizyona girdi. İngiliz aktör Jonathan Pryce, Kim Greist, iki Oscar Ödüllü aktör Robert De Niro, İngiliz aktör Ian Holm, iki Altın Küre Ödülü sahibi aktris Katherine Helmond, Michael Palin, Bob Hoskins, Jim Broadbent, Peter Vaughan, Ian Richardson ve Barbara Hicks’in rol aldığı film, Sam Lowrey’in karmaşık yaşamını anlatıyor.
Türünün en önemli örneği olan Brazil, psikanalist Sigmund Freud’un yaşadığı zamanda çekilmiş olsaydı, kuşkusuz farklı biçimde okunuyor olurdu. Ne var ki Freuud, 1939’dan beri aramızda değil ve izleyip okuduklarımızı çözümlemek, yüzyıllardır olduğunu gibi yine bize kalıyor.

18 kısa film bir arada: Paris, je t’aime (2006)

768 | 28 February 2010 13:28

Paris, hayallerin şehri!
Birçok insanın zihninde aşk ve tutkuyla özdeşleşmiş olan Paris şimdi muhteşem görüntüleriyle ve Pierre Adenot, Johnny Klimek, Christophe Monthieux ve Tom Tykwer imzalarını taşıyan müzikleriyle ayaklarınızın altına seriliyor. 2006 yapımı bu film, 21 usta yönetmenin 4 sene süren çalışmaları sonucu 18 farklı aşk hikâyesini beyazperdeye yansıtıyor. Sadece aşka değil, toplumsal sorunlara da kenarından köşesinden yer veren bu film, özgün konuları ve usta oyuncularıyla da oldukça dikkat çekiyor.

Oyuncular arasında Gérard Depardieu , Natalie Portman , Alexander Payne , Bob Hoskins , Nick Nolte , Willem Dafoe , Juliette Binoche , Steve Buscemi , Wes Craven , Elijah Wood , Olga Kurylenko gibi isimlerin yer aldığı filmin yönetmenleri de Frédéric Auburtin, Emmanuel Benbihy, Sylvain Chomet, Ethan Coen, Joel Coen, Wes Craven, Gérard Depardieu, Christopher Doyle, Vincenzo Natali, Alexander Payne, Walter Salles, Oliver Schmitz, Gus Van Sant gibi isimlerden oluşuyor.

Hollywoodland (2006)

queennothing | 20 January 2010 14:17

Amerikan sinemacı Paul Bernbaum‘un senaryosunu yazdığı 2006 çıkışlı sinema filmi “Hollywoodland” (Hollywood Ülkesi), 6 defa Emmy adayı olan Allen Coulter tarafından çekildi. Oscar Ödüllü New York doğumlu Adrien Brody‘nin rol aldığı yapımda Oscar Ödüllü aktör Ben Affleck, İngiliz aktör Bob Hoskins, Robin Tunney, Kathleen Robertson, Brad William Henke, Dash Mihok, Molly Parker, Larry Cedar, Lois Smith ve Amerikan aktris Diane Lane rol almakta.

Kendi halinde bir dedektif olan Louis Simo, kız arkadaşıyla birlikte yaşayan genç bir adamdır. Karısının kendisini aldattığı fikrini saplantı haline getirmiş bir adam sayesinde ve bunun gibi işlerle para kazanan Louis, bir sabah Hollywood’dan küçük oğluna kadar herkesi etkileyen bir olay üzerine harekete geçer. Olay, ‘Superman’ George Reeves’in ölümüdür. Louis’i ilgilendiren kısmı ise, kayıtlara intihar olarak geçen bu ölümün bir cinayet olabileceği şüphesidir.

Danny The Dog (2005)

queennothing | 22 November 2009 11:44

Senarist Luc Besson ve yönetmen Louis Leterrier‘den başarılı bir drama yapımı “Danny The Dog“. Çinli aktör Jet Li, Oscar Ödüllü aktör Morgan Freeman ve Bob Hoskins‘in rol aldığı yapım, 30 yaşında olan ve hayatının tek bir gününü bile normal insan gibi geçirmemiş bir adamın öyküsünü anlatıyor.

Danny, küçük yaşta alıkonulup bir hayvan saldırganlığına erişene kadar eğitilmiş, otuz yaşında bir adamdır. Sahibi olarak gördüğü Bart’ın yoketmesini emrettiği insanları gözünü kırpmadan öldüren Danny, Bart’a kazandırdığı servete rağmen sefalet içinde bir bodrum katında yaşamaktadır.

Doomsday – 2008

kadirgunay | 04 June 2008 09:00

Doomsday
Doomsday

Filmin ismini araştırdığınız zaman sürü ile sonuç çıkmaktadır. Kısaca ismi ile ilgili bilgi vermek gerekirse şöyle sıralayabilir;

  • Superman’ i öldüren yaratık
  • Power ve trash metal yapan fransız grubun adı
  • Normandiya çıkarmasının yapıldığı güne verilen isim v.b diye ilerler gider.

Fakat filmimizin yukarıdaki maddelerin hiç birisi ile ilgisi yoktur. 30 sene önce iskoçya’yı ele geçiren bir virüsü temizlemek adına kurulan karantina bölgeleri, dikilen duvarlar ve bu duvarların arkasında kalan insanlar… Film başladığı zaman bir zombi istilası muhabbeti olunca “yine mi?” sorusunu hemen soruyorsunuz fakat zaman ilerledikçe aslında içinde sadece zombi değil farklı çekimler ve sahneleri de görüyorsunuz.
Filmin bir bölümünde iskoçya’da duvarlar arkasında kalan insanların vahşileştiği ve insan eti yemeye başladıkları sahne yer alıyor. İşte bu bölüm seneler önce izlediğimiz Mad Max serisini hatırlatıyor. Kıyafetler, saçlar, makyajlar, arabalar v.b şeyler. Gelişmiş silah ve dövüş sahneleri ile süslenmiş film daha sonra tarihi çağlara geri dönercesine krallık, şato v.b durumların olduğu sahnelere giriyor. Burda da yine senaryoya göre tüm kıyafet ve makyajlar yerli yerinde.

Pink Floyd The Wall

kadirgunay | 14 April 2008 12:28

The Wall Afiş
The Wall Afiş

Pink Floyd‘ un 1979 yılında yayınladığı albüm ile aynı adı taşıyan film 1982 yılında Alan Parker tarafından çekildi. Alan Parker’ ı Gece Yarısı Ekspresi filminden hatırlayabilirsiniz (Midnight Express). Animasyonları ve sevilen müzikleri ile sinema dünyasında kült bir film olarak yerini alan The Wallfilmi çok fazla konuşma içermeyen daha çok görsel ve işitsel olarak yani müzikler ile izleyiciye anlatım yapan bir filmdir.

Başrolde Bob Geldof vardır. Film Roger Waters‘ ın kariyerinde sayısız olarak imza attığı eserlerden birisidir. Bu film hakkında çok şey yazmak istiyorum ama inanın tüm sözler düğümleniyor diyebilirim. Kısaca bahsedersek rock yıldızı olan Pink’ in çocukluk ve gençlik çağındaki sorunlarına, mutsuzluğuna, özlemlerine ışık tutarak başlıyor film. Hayatın anlamı ve isteklerini görsel efektler ile sorgulayan film aynı zamanda şatafatlı hayatın da içine dalarak hayattan alamadığımız zevkleri farklı şekilde dile getirmesiyle büyülüyor izleyiciyi.