İşler kesat.Çok teğet geçiyor bahar sendromu business camiasında. Madem böyle sakin, durgun oturuyoruz bir konu hazırlayayım dedim. E uzun zamandır yaz yaz diyenler oluyor yazayım dedim. İyi de ne yazayım. Yazacak o kadar çok konunun arasında ne yazacağımı bulamamam da apayrı bir stres yarattı.
Önce geçmişe bir gideyim dedim. Bakalım dişe dokunur bir anı var mı. Çok eskileri hatırlamıyorum zaten. Biraz şöyle hatırası olan duygusal bir metin çıkarmaya çalıştım. Kar tanesi, yağmur, yeni açan çiçekler, yol kenarında oturmuş beyaz eşarplı köy kadınları, yol kenarı lokantalarından filan notlar ekledim. Yalnız konu tamamen saçma olsa da can alıcı bir tek cümle yeterdi. Ancak can alıcı o cümleyi de çıkaramadım. Bir şakı sözü eklesem mi diye düşündüm ama işe yaramadı. Vazgeçtim. Bu konu sarmadı.

Şöyle içinde tamamen siyaset barındıran bir yazı olsun istedim.kaç sefer göz altına alınmış, göz altı sürelerinde hangi siyasi tablo ile karşı karşıya kalmışız, hangi düşüncemizden dolayı bize bu kefeni biçmişler anlatayım istedim. Sadece bunları anlatmak olmaz tabi. Aynı dönemlere denk gelen siyasi çalkantıları, iktidarları, rejimleri, dünya genelinde ki siyasi hareketlenmeleri ve hareketlenmelerin ülkemize yanıysan şekillerine de değineyim istedim. Biraz uzun bir konu olacak ama en azından önemli detaylar ve ayrıntılar çıkabilir diyerek hafızamı toparlamaya başladım. Ama cıkss. Nafile. Hiçbir şey gelmiyor aklıma. Tuhaf bir isteksizlik var. Sanki doğru konu değil der gibi.

Hemen yeni bir konu bulayım dedim. Şöyle Fransa yöresi ile Ispanya yöresi arasında gidip gelen bir yazı olsun. Biraz seksi öğeler filan da katıp içerisine sofraya hazır hale getiririm dedim. Bu saatte ne gerek var böyle bir yazıya diyerek ondan da vazgeçtim.