bildirgec.org

besicilik hakkında tüm yazılar

8 – 0

khun | 21 July 2008 09:38

Derin devlet 8 küresel güç ve temsilcileri 0.
Uzun zamandır olan biteni anlayamamaktan ve devletin kendini koruma yeteneğini büsbütün kaybetmiş olması endişesinden huzursuzdum, fakat şimdi rahatladım, çünkü artık bariz şekilde ortaya çıktı ki bu geri çekilme, uzun soluklu bir stratejinin sonucuymuş.
Rusya’da Putin’in iktidara gelişinin bir derin devlet operasyonu olduğu daha baştan belliydi.
Burda da benzer bir operasyon mu yapılıyor diye düşünürken gördük ki bizdeki daha farklı bir süreç ve hiç de lehimize gelişmiyor.
Her ne kadar Putin’in Rus halkı için ne derece iyi olduğu tartışma götürse de devletin güçlenmesi açısından başarı ortadadır. Fakat, Rusya’da demokrasi zaten geleneksel olarak pek rağbet görmez. Halk açısından birşey farketmiyor denebilir. Ayrıca bu onların sorunu.
Bizde ise, devlet yapısına sistematik şekilde sızma gayretleri belli ki tahammül sınırlarının çok ötesinde başarıya ulaşmış ve kesin bir temizliği kaçınılmaz hale getirmiş.
Ancak temizlerin arada kaynamayacağı, içerdeki uzantıların da en net şekilde deşifre olmasını sağlayacak kapsamlı bir operasyonun çok zor olması sebebiyle;
-zamana yayılarak kamuoyunun hazırlanması,
-oyunu kaybediyormuş görüntüsünün verilmesi,
-iç ve dış dengelerin devletin çıkarlarını zarara uğratacak şekilde değişmemesinin sağlanması
-ve de dış politikanın, kontrolden çıkmadan devamının sağlanması gibi son derece başarılı bir operasyon icra edilmiş durumdadır.
Benim gördüğüm odur ki, bu devletin sırtı yere gelmez.
Bu kadar profesyonel iş çıkardıkları için bir vatandaş olarak teşekkürlerimi ve saygılarımı sunuyorum.

Sınır sınır içinde..

khun | 08 May 2007 23:55

Bir köyde yaşıyorlardı zamanla büyüyüp genişleyen.
Bir düzenleri vardı, çünkü kuralları vardı, sınırları içinde, basit.
Sınırları vardı aralarında ve etraflarında. Sınırlar iyiydi. Ve kuralları vardı, karmaşık görünen, ama basit.
Sınırları vardı içinde yaşadıkları, düşündükleri, hayaller kurdukları. Umut ettikleri.
Herkesin kendi sınırı vardı ve herkese ortak bir sınır, içinde yaşarlardı.
Kuralları vardı kendileri için. Ve kuralları vardı ortak. Çünkü bir düzenleri vardı. Hep vardı ve hep olacaktı.
Sınırları vardı aralarında, sınırlar gerekliydi, çünkü herkes kendi sınırları içinde yaşardı.
Sınırları vardı etraflarında ve hepsi o sınırın içinde yaşardı birlikte, ama ayrı. Çünkü herkesin ayrı sınırı vardı, sınır içinde.
Sınırlar birlikte çizilmişti özenle, etraflarına ve hepsinin etrafına.
Kuralları vardı sınırlar içinde.
Sınırların kuralları, kuralların sınırları vardı, düzen içinde.
Çünkü hayat böyleydi.
Kurallar koymuşlardı sınırlar içinde, zamanla ve gelişmişti kurallar kendi içinde.
Unutulmuştu bazı kuralların neden konduğu, zaman içinde, ama gerekliydi herhalde.
Sınırları vardı içinde yaşadıkları, sevdikleri, sevildikleri, paylaştıkları.
Kuralları vardı sınırlar içinde ve sınırların.
Paylaşmaktı esasında sınırlar, özgürlüğü, sevgiyi, umudu, hayalleri.
Ve ayırmaktı sınırlar, herkese ait olanı.
Sınırlar vardı sınırlar içinde, aşama aşama, derece derece.
Sahiplenmekti aslında sınırlar, belirlemekti neyin kime ait olduğunu ve ne kadarının.
Böyle olmuştu hep, sorgusuz, çünkü hayat böyleydi.
Bir sınır vardı bütün sınırları kapsayan ve herşey o sınırın içindeydi sınırlarla birlikte.
Kurallar vardı, artık kimsenin hatırlamadığı, nasıl konduğunu.
Böyle iyiydi, çünkü hayat böyleydi.
Kurallar iyiydi, kuralsız olmazdı, sınırlar içinde.
Sınırlar vardı herkesin bildiği, çünkü içinde yaşarlardı.
Pek azı merak etti sınırların ötesini, çünkü herşey zaten sınırların içindeydi, hayat buydu, bunu herkes bilirdi.
Sınırlar vardı tanımlı, tanım, tanım içinde.
Ben, vardı sınırlar içinde tanımlı, ben’le başlayan.
Ben’e göre yapıldı tüm tanımlar, ben için. Sınırlar vardı ben içinde, ben’le başlayan tanımlı.
Ben içinde sınırlar vardı, sınırlar içinde ben’ler.
Hayat böyleydi.
Sınırlar gerekliydi.
Sınırlar, paylaşmaktı, sahip olmaktı, yalnız kalabilmekti kalabalık içinde, var olmaktı.
Sınırlar ben içindi. Çünkü ben, var olmaktı, sevmek, kıskanmak, öfkeden deliye dönmek, anlamak, ağlamak, tiksinmek, alışmak, kanıksamak, acıkmak, doymak..
Sınırlar, bensiz olmazdı ve ben, sınırlar olmadan.
Sınırlar ölçüydü, ben bunu bilirdi.
Bunu herkes bilirdi.
Kurallar buna göreydi ve sınırlar.
Ben’ler vardı yan yana, aralarında ve etraflarında sınırlar.
Düzen içinde yaşarlardı, çünkü kuralları vardı.
Düzen içinde düzen vardı, çünkü kural içinde kural, sınır içinde sınır vardı.
Sınırlar tanımdı, hayatı özetleyen.
Ben bilirdi, herkes bilirdi, hayat böyleydi.
Bir köyde yaşarlardı sınırları belli, ordan ötesi önemli değildi.
Çünkü ordan öte birşey yoktu.
Hepsi buydu.
Bunu herkes bilirdi.

pardon !

khun | 02 May 2007 18:58

‘Sessiz Çoğunluk’ ve ‘Derin Suyun Dalgası Büyük Olur’ isimli yazılarım için bir ferdi olduğum sessiz çoğunluktan özür diliyorum!

TSK’nın burnunu kim sürtecek(!)..

khun | 29 April 2007 09:28

Oyunun adı siyaset (demokrasi) , amacı da parti (ve/veya ülke) çıkarlarını (özel-tüzel) gerçekleştirmektir.

Genel kuralları da adı da bellidir. Tüm taraflar güttükleri amaç ve çıkarları gerçekleştirmek adına çalışır.

Ulusal, uluslararası her düzeyde ve her kesimde tüm tarafların demokrasiyi kendi çıkar ve amaçlarına göre yorumladığını, kullandığını biliyoruz.

Küresel boyutta kıran kırana bir çekişme olduğunu da biliyoruz.

Türkiye’nin en azından bölgesinde çok önemli bir ülke olduğunu da biliyoruz.

Nephilimsigiller…

khun | 09 April 2007 01:08

ciddiyetimizi güzelleştirsin !
ciddiyetimizi güzelleştirsin !

Soru :
1 – Kendisini insanlığı kurtarmaya adayan kutsal ırk kim?

2 – Eğer bunlar kutsal ise biz kutsal olmayan zavallı koyun sürüsünü neden böyle cansiperane bir şekilde korumaya çalışıyorlar?

3 – Kutsal olanlar, olmayanlar ve şeytansıların Tanrı’ları ayrı ayrı mı?

4 – Eğer herkesin Tanrı’sı ayrı ise neden bazıları kendinden olmayan ‘aşağı ırk’ için kendini feda ediyor?