Evet arkadaşlar;
sizlere bugüne kadar oynadığım ve 100 maçtan bugüne kadar ancak ve ancak 10 veya 15 maç tahmin yapabilmişimdir. Neden diye soracak olursanız. İnsan hep daha fazlasını kazanmak istiyor. bir maç daha bir maç daha yazayım derken maç toplamı oluyor 6 veya 7 maç 2 veya 3 misli oynuyorsunuz. 150 veya 200 tl gibi bir oranı oluyor. Aslında iddaa bizleri görsel olarak kandırıyor nasıl mı? işte sizlere aşağıda açıklıyorum.
Yasal ve sanal iddaa pazarı rakiplerle büyüyor, yıllık 500 milyon türk lirasını bulan sanal şans oyunları pazarı şansal büyüka’nın oğlu hazar büyüka’nın sitesi misli.comun da pazara girmesiyle iyice hareketlendi ve yeni iki site daha eklenecek.
Şu an 1 milyon üye ile pazar lideri olan çukurova grubunun bilyoner.comun yanı sıra doğan gurubunun nesine.comu ile birlikte pazar iyice kızışmış durumda iken doğuş holding de rıdvan dilmenin reklam yüzü olacağı oley.com ve saran holdingin patronunu sadettin saranın banko.comun dan sonra çok kısa zamanda iyice kızışacağa benziyor.
merhaba arkadaşlar bu yazımda iddaa dan bahsedeceğim heralde aranızda iddaa oynamıyanınız yoktur ki böyle bir kriz ortamında çığ gibi büyüyen bir oyun karşısında herkez krizden etkilenirken bu iddaa denilen oyun hergün git gide kasayı dolduruyor çünkü bahisde herzaman kasa kazanır iddaa öyle bir hal aldıki belkide inanamicaksınız meslek haline geldi 1tl den 1000tl ye kadar oynıyanvar ki nasıl 1000tl basıyolar ağzım açık kalıyor hama bana sorarsanız bu iddaa gerçektende ekonomiye çok büyük katkılarıvar misal 10.000 tane bayii olsa bu 10.000 kişiye iş imkanı demek şü günlerde iddaa ekide çıkarmayan gazete yok gibi wep siteleri iddaa programları derken kafadan 30,000-40,000 kişi ekmek parası kazanıyor tabi ekmek parasını iddaa ya verenları saymasak , wep siteleri demişken tabi bende bu patlamayı görünce hemen bi site açtım İDDAA KUPONLARI-BANKO KUPONLAR-SİSTEM KUPONLARI-CANLI MAÇ VS VAR BAKMAK İSTEYENLER TIKLAYABİLİR
Denizbank taki açık pozisyonları görmek ve online iş başvurusu yapmak için tıklayınız.
Kazara ilk buraya gelenler için: 1. bölüm, 2. bölüm…
Henüz 14 yaşındayken okulunu bırakan (N. S. gibi..) ve bir bakkal mağazasında tezgahtarlık yapmaya başlayan Clarence Saunders’ın belki de en büyük özelliği egitimini tamamlayamamış olsa bile içinde olan üstün gözlem yeteneği ve problemlere getirdiği yenilikçi çözümlerdi. Dükkandaki görevi, o zamanlar birebir olan alıcı-satıcı diyaloğunda müşterilerin siparişlerini alıp bunları hazırlamak ve istek olduğunda, eh bir de patronu izin verirse, bahşiş aşkına paketleri evlere teslim etmekti.
Ne var ki, 18 yaşını doldurduğu gün, artık kalfalığını yaptığı işten sıkılmış, hem biraz gezmek hem de şansını başka yerlerde denemek için ülke çapında satış yapan bir toptancının yanında işe başlamıştı. 4 yıl kadar ülkeyi dolaşıp bu işten de sıkılınca, 1905’te yine başka bir toptancının ama bu sefer şehiriçinde, satış memurluğunu yapmaya başladı.
Geçen yazıda kısa bir giriş yapmış, paranın ve matematiğin alışveriş olgusundaki yerine değinmiştim. Yine o yazıda söylediğim gibi başlarda belirli periyotlarda –ki bu hafta kavramının da ortaya çıkış sebeplerinden bir tanesiydi, insanlar ürettiklerini (veya avladıklarını) pazar yerine getirirler burada takas ederler ya da satarlardı. Fakat paranın tatlı kokusundan (sanırım güzel bir oksimoron oldu..) olsa gerek bir süre sonra insanlar pazar yerini hergün kurmanın menfaatlerine daha bir uygun olduğunu düşünmeye başladılar.
Ne var ki, asırlar sonra kuantum mekaniğinin babalarından Heisenberg’in de ortaya koyacağı belirsizlik ilkesi gereği, insanlar aynı anda iki yerde birden bulunamazlardı. Dolayısıyla hem tarlada veya avlakta hem de tezgahın başında olamayacakları için insanlık yeni bir kavramla tanışmak durumunda kaldı: uzmanlaşma! Filozof katili bu terim sayesinde insanlar başlarda masumane iş bölümleriyle (kocanın avlayıp eşinin satması gibi..), biraz daha ileride ise yaptıkları işlerin erbabları olarak bugünkü uzun çarşılarımızın ilk tıfıl örneklerini oluşturmaya başlamışlardı.
Özellikle konar-göçerlik zamanlarında bireyin (veya iyimser bir ifadeyle kabilesinin) şahsi zorunluluğu olan zanaat bilme durumu, hayatta kalabilmek için başlıca yükümlülüktü. Nitekim avladıkları hayvanlardan matara yapamasaydılar yeniden avlanmak için su kaynağından uzaklaşamazlar, kili işleyemeseler yiyeceklerini kötü zamanlar için stoklayamazlar, çemberi tamamlamak için ekleyelim, madeni kullanamasalar avlanamazlardı. Şüphesiz bütün bu malzemeleri takas ederek de bulabilirlerdi. Fakat Ademoğlu, kendi cinsini yoktan yere öldürebilen yegane varlık olduğundan mı bilinmez, takas için yüzyüze gelmektense kendi üretmeyi yeğliyordu. Her nasılsa, zaman içinde ve bir noktaya kadar bu güdüsünü törpülemiş, ve toplum içinde yaşamanın avantajları baskın geldiğinde olmazsa olmaz bu edinimleri unutmaya başlamıştı (bugüne bir not, bkz. ampül takamayan elektrik mühendisi). Aynı şekilde ziraat ve ava istidadı olmayan zanaatkarların da kendi tezgahlarını açmasıyla bugüne kadar süregelen pazar ve çarşı uygulaması başlamış oldu.
iddaa ve tahminlerden bahsetmek istiyorum
herkes tahmin yapıyor
17 haziran 2006 Cumartesi iddaa tahminleri
121-1 portekiz
126-1 çek cumhuriyeti
131-1 italyabu kupon banko
