bildirgec.org

asabiyet hakkında tüm yazılar

BEN GÜLMÜYORUM!

cellatlina | 04 December 2008 12:51

akşam yemeği sofrasını toplarken ve reklamları göz ucuyla izlerken, elimde masayı sildiğim bez, parlaklıklarına dayanamayıp kanepeye oturuveriyorum, çok renkliler ve bir sonrakini merak etmemek imkansız…

hipnotize olmuş bir çocuk gibi göründüğümü o an farkedemiyorum. biri bitiyor diğeri başlıyor. gazete zırvaları, cep telefonu zırvaları, bankalar, haluk biginer’in sesi, “ondan alsam”lar, müzikli reklamlar, heidi ve köylü kızlar, çikolata, dizi fragmanları…böyle uzayıp gidiyor…
bir ara yüzümü ekşittiğimi farkediyorum, ev arkadaşım o sırada kahkahalarla gülüyor. güldüğü bir reklam, ama o bunun farkında değil. yüzümü ekşittiğim şey bir reklam ve ben bunun farkındayım. gözümü, kulaklarımı , zihnimi kirlettiklerinin farkındayım.reklamcılık yapan, ekmeğini bundan kazananlara mı kızıyorum, izlemek zorundaymışım gibi gözlerimi ekrana mıhlamama mı, o kahkahaya mı, elimi nemlendiren sofra bezine mi, bir kaç reklama aldırış etmeden yapamayan beynime mi?neden iğreniyorum? neden açıklayamıyorum?ilerde bu emek işlerini izleyerek gülecek kuşaklar olacak mı?

buyrun bit pazarına

zephyr | 17 May 2006 22:55

Bir pişkinlik ve söğüşleme geleneği hikayesidir.
Devasa alışveriş merkezlerinden birinde, alışveriş yapmak üzere gezinmekte olan tüketici, elektronik ürün reyonundaki promosyonlu bölümde yer alan ikinci el elektronik ürünler arasındaki ses kayıt cihazını beğenir. Görevli şahıs ile ürünün arızalı olup olmadığı yönündeki ufak sohbetin ardından, ürünü deneyemeyeceğini öğrenmesiyle birlikte fiyatı uygun bulduğu için almaya karar verir. Evde tüm denemelere rağmen cihazın çalışır yanının olmadığını görünce, iade hakkını kullanmak üzere alışveriş merkezine döner. Fakat görevlinin pişkin bir tavırla arızalı cihazı geri almayacaklarını, isterse şahsın ürünü tamir ettirebileceğini söylemesi üzerine anlaşılır ki makyajlı devasa alışveriş merkezi bit pazarından farksızdır. Hakkını yememek lazım bit pazarında en azından alınan ürünün arızalı çıkabileceği ihtimali göz önüne alınır. Acaba ikinci el ürün alırken kazıklanmak hatta söğüşlenmek normal mi sayılmaktadır? Ortada bir hata varsa düzeltmek gerekmez midir? Günde bilmem kaç bin müşterinin arasında sadece birkaç tanesinin memnuniyetsizliği önemsiz midir? Ayıplı ürünü bile ayırt edemiyorsa o görevlinin orada işi nedir? Arada kaynar anlayışıyla daha kaç tane arızalı ürün satılabilir? Yukarıdaki hikayeden daha çok soru çıkar. Üzücü olan bu soruların halihazırdaki cevapları. Hala varolduğunu düşündüğüm utanma duygusundan ötürü küçük esnafa saygılarımı sunarım.