her uyuduğunda, yarın sabaha onarılmış bir kalp dilerken; daha beter acılarla uyanıyorsun..

gideli birkaç ay oldu.. sanki dün akşam gitmiş gibi taze burukluğu. sanki dün sabah kulağına günaydın diye fısıldamış gibi; sessiz ve kimsesiz şimdi yatağın diğer yarısı.. her sabah gözünü açar açmaz yanında mı diye bir umut yoklayışın, yetiyor gününün alabildiğine berbat geçmesine..

başlarda karnına giren krampların yerini boşluklar aldı, ne saplasalar umrunda olmayacak. miden gereksiz artık, pek fazla da kullanmıyorsun zaten. burnun hep o kokuyu arıyor değil mi? o gerdanının büyüleyici kokusunu.. içine çektikçe daha fazla çekesin gelirdi, madde bağımlısıymışsın gibi..
you really are my ecstasy..
ve emre aydın dizeleri geliyor aklına..
kokunu bırakma / çok sevdim kokunu / bilemezsin, götür kokunu..