bildirgec.org

arif hakkında tüm yazılar

Geçmiş zaman olur ki

haytahayat | 27 November 2010 17:59

Yıllar sonra sevmediğim o kadar çok şeyi sevmeye başlamışım ki nasıl oldu neden oldu anlamadım. Yemelerden birçoğunu sevmez iken şimdi bir pırasa yemeğini severek yiyebiliyorum, sebzelerden rokayı ağzıma süremezken şimdi sofrada yokluğu can sıkıcı olabiliyor. Dere otu kokusuna bile tahammül edemezken şimdi ayrı bir keyif oldu. Tarkan’ı dinlemek rahatsız verici iken şimdi keyfin tarifi yok, Cem Yılmaz’ın gösterileri karın ağrısı yaparken sinirden şimdi ise gülmekten karın ağrısına sebep oluyor. Bu listeyi daha uzatıp giderim…
Yapacak bir işimin de olmayışından kaynaklı bu konu üzerinde araştırmaya başladım, araştırmalarım sonucunda birkaç sebep ortaya çıktı bunlardan bazıları şunlardır.
Yemeklerle ilgili olan açıklama vücudumun ihtiyaç duymamasından olabilirmiş, ben den büyük ve idol olarak aldığım birlerinin sevmediğim yemekleri sevmeyişi olabilirmiş, büyükle arasında ki konuşmalarda benim çocuk cinsin tekidir şunu sevmez bunu sevmez gibisinden konuşmalarla bunun bir halt olduğunu zannedip sevmemem olabilirmiş.
Popüler kişileri sevmeyişimin nedeni kıskançlık olabilirmiş, onlar yapabiliyor ben niye yapamıyorum, Halbuki ben onlardan daha uzunum gibi sebeplerden dolayı. Anlaşılan tek sebepte bu sanırım.

Yokluğun

PTR | 12 February 2008 17:33

İnsanların duygularına ifade etme yöntemleri ve bunun için kullandıkları sözcükler çok şaşırtıcı. Buna verebileceğim en temel örnek Ahmed Arif’in “Yokluğun cehennemin öbür adı/ üşüyorum kapama gözlerini” mısralarıdır.
Bir insanın başkasını bu kadar sevmesi mümkün müdür? Bu sevgiyi bu kelimelerle ifade edebilmek için nasıl bir ruh hali gereklidir? Gerçekten hayatımızda olmayınca bizi cehennemde hissettirecek kimse var mı yaşantımızda? Bir insanın gözleri bir başkasını ısıtır mı cidden? İnsan neden bu mısraları hissettiğinde omuzları düşüyor, toparlanıyor, kendini mahzun hissediyor?
Çok kısa bir süre önce üşümeye başlayınca anladım ki yukarıdaki soruların hepsinin cevabı “Evet”, sonuncunun cevabı ise herkesin içinde dokunduğu bir yer olması bu mısraların.

ve MSN şarkı oldu (gerçekten)

SCAR TISSUE | 10 September 2007 08:57

Evet bildiğiniz gibi MSN messenger ile hayatımız bir nebze bilgisyar başında geçiyor ve biz türkler çok sevdik bu programı.

Öyleki sanat dünyasına da ilham kaynağı olmuş bir program.

şule güleç - msn
şule güleç – msn

Bu videoda Arif Altunkaya – MSN Aşkım adlı videosunu bizlere sunarken , bu videoda ise daha profesyonel olan sanatçımız Şule Güleç – Msn adlı şarkısı ile gönüllerimizde taht kuracağa benziyor.